1. Fasıl (Teşbihe Yol Açacak Kelimeler)

Suâl: Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” başka bir kelime kullanma imkânı var iken, murâd olunmayan başka bir ma’nâyı da akla getiren (vehm etdiren) kelimeler kullanması nedendir? Bu kelimelerin teşbîhe [benzetmeğe] yol açacağını, halkı yanlış yola götürüp, Allahü teâlânın zâtı ve sıfatları hakkında onları bâtıl i’tikâda sevk edeceğini bilmiyor mu idi? Hâşâ, nübüvvet makâmı bu bilgilerden…

2. Fasıl (Müteşabih Lafızlar Hakkında)

Suâl: Müteşâbih lafızlardan suâl sormamak ve sorulanlara cevâb vermemek hakkındaki tavsiyenizin fâidesi nedir? Bu ihtilâflar birçok şehrde, beldelerde yayılmışdır. Müteassıb fırkalar ortaya çıkmışdır. Bu mes’elelerden size bir şey sorulursa nasıl cevâb verirsiniz? Cevâb: Bu konuda suâl soranlara imâm-ı Mâlikin “radıyallahü anh” istivâ hakkında, “Allahın Arş üzerinde istivâsı ma’lûmdur. Nasıl olduğu mechûldür. Ona inanmamız lâzımdır” dediğini…

3. Fasıl (İman Kadimdir Sözü)

Suâl: Bilinen mes’elelerden biri olan “Îmân kadîmdir” sözü hakkında ne dersiniz? Cevâb: Eğer işin dizgini elimizde olsaydı, suâl soranı, bu fâidesi olmayan za’îf sözden men’ ederdik ve “bu bid’atdir” derdik. Bulunduğumuz yerde onlar güçlü ise deriz ki: Îmândan maksadınız nedir? Eğer maksadın, halkın bilgisi ve sıfatları hakkında ise, halkın bütün sıfatları mahlûkdur. Eğer maksadın Kur’ân-ı…

4. Fasıl (İman Kati Tasdiktir)

Suâl: Avâm, araşdırma ve incelemeden men’ edilirse, delîli bilmez. Delîli bilmeyen delâlet olunanı tanımada câhil kalır. Hâlbuki Allahü teâlâ bütün kullarına: 1– Kendisini tanımalarını, Ona îmân edip, varlığını tasdîk etmeği, 2– Başkasına benzetme ve sonradan yaratılma alâmetlerinden münezzeh kılmağı, 3– Vahdâniyyetini, bir olduğunu bilmeği, 4– İlim, kudret, istediğini yapmak gibi sıfatlarını bilmeği emr buyurmuşdur. O…

5. Fasıl (İnsanın Saadeti Kesin İtikada Bağlıdır)

Takdîrî i’tirâz: Belki sen, yukarıdaki sebeblerden dolayı avâmın kalbinde kesin tasdîk hâsıl olacağını inkâr etmem diyebilirsin. Lâkin tasdîk, bir şeyin ma’rifeti, bilinmesi değildir. Hâlbuki insanlar i’tikâd ile değil, hakîkî ma’rifet ile mükellefdirler. İ’tikâd cehl cinsindendir. Onunla hak ile bâtıl ayırd edilemez. Cevâb: Bu fikirde olmak yanlışdır. Doğrusu, insanların se’âdeti hakkın hakîkatine muvâfık şeklde kalblerinde nakş…