Hazreti Hadîce İle Evlenmesi    

Hazreti Hadîce vâlidemiz, Varaka bin Nevfel’in verdiği müjdeyle ve sevgili Peygamberimizin güzel hasletlerini görünce, O’nun hanımı olup, hizmetiyle şereflenmeye meyl etti. Nefse binti Müniyye, bu hâli sezip araya girdi. Bu niyetle Resûli ekremin yüksek huzuruna geldi ve; “Yâ Muhammed! Zâtı âlinizi evlenmeden alıkoyan nedir?” diye sordu. Peygamberimiz; “Evlenmek için yeterli para elimde mevcut değildir” buyurdu.…

1. Vazife: Takdis

(Allahü teâlâ Âdem aleyhisselâmın çamurunu eliyle yoğurdu) ve (Mü’minin kalbi Rahmânın iki parmağı arasındadır) hadîs-i şerîflerinde geçen el (yed) ve parmak (usbu’) kelimeleri teşbîhe götüren, müteşâbih lafzlardır. El kelimesi duyulduğunda iki manâ akla gelir. Bunlardan biri et, kemik, sinir ve damarlardan müteşekkil uzva konulmuş isimdir. Et, kemik, sinir ve damarlar husûsî sıfatları olan husûsî cisimlerdir.…

2. Vazife: İman Ve Tasdik

Müteşâbih lafızlarda irâde olunan manânın, Allahü teâlânın azamet ve celâline yakışır bir manâ kasd edildiğini kesin olarak bilmek ve Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” Allahü teâlâyı bu lafızlarla vasf etmesinde sâdık olduğunu bilmek ve inanmakdır. Resûlullahın buyurduklarının doğru, haber verdiklerinin hak olduğunu şüphe etmeden kalben tasdîk etmeli, yanî muhakkat, şeksiz ve şüphesiz inandık ve tasdîk…

3. Vazife: Aczini İtiraf

Müteşâbih sözlerin ma’nâlarının künhüne ve hakîkatine vâkıf olmayan, bu ma’nâların te’vîlini ve murâd olunan ma’nâyı bilmeyen kimsenin aczini ikrâr etmesi vâcib olur. Çünki müteşâbihâtı tasdîk etmek vâcibdir. Hâlbuki kendisi murâd olunan ma’nâyı anlamakdan âcizdir. Bildiğini, anladığını iddiâ ederse yalan söylemiş olur. İmâm-ı Mâlikin “rahimehullah”, “keyfiyyeti mechûldür” sözünün ma’nâsı da budur. Ya’nî (istivâ) kelimesi ile murâd…

4. Vazife: Sükût

Müteşâbihât hakkında suâl sormakdan sükût etmek, ya’nî suâl sormamakdır. Bu vazîfe bütün avâm üzerine vâcibdir. Çünki suâl etmekle, gücünün yetmediği, aklının ermediği işe atılmış ve ehli olmadığı bir mevzu’a dalmış olur. Eğer avâm süâlini bir câhile sorarsa, onun vereceği cevâb, avâmın cehlini artdırır. Belki de onu, farkına varmadan küfre götürür. Eğer avâm süâlini ârif bir…

5. Vazife: İmsak

Âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîflerde vârid olan müteşâbih lafızlarda tasarruf yapmakdan, müdâhele etmekden kendini alıkoymakdır. Halkın teşbîhe götüren lafzlarda sessiz kalması, bu kelimeleri olduğu gibi bırakması vâcibdir. Bu lafzlarda tasarruf etmekden kendini tutmak, altı yönden lâzımdır. Bu altı şey şunlardır: Tefsîr, te’vîl, tasrîf, tefrî’, cem’, tefrîk. I– Tefsîr yolu ile tasarrufda bulunmak: Arabî lisanında bir…

6. Vazife: Keff

Allahü teâlânın sıfatlarından insanlara benzetme tehlikesi olanlar (el, ayak, yüz, istivâ, fevk, …) hakkında konuşmamakdan başka, üzerinde düşünmekden keff etmek, kendini alıkoymaktır. Dili suâl sormaktan, bu mevzu’da tasarruf etmekten tutmak vâcib olduğu gibi, bâtını, kalbi de bu mevzu’ ile meşgûl olmakdan geri çekmek vâcibdir. Bu, vazîfelerin en ağırı ve en şiddetlisidir. Aynı zamânda vâcibdir. Âciz,…

7. Vazife: Teslim

Ma’rifet ehline ve açıklamalarına teslîm olmakdır. Avâmın, müteşâbih sözlerin iç ve dış ma’nâlarının kendisine kapalı, dürülmüş olduğuna inanması vâcibdir. Ancak bu ma’nâların Resûlullahdan “sallallahü aleyhi ve sellem”, Ebû Bekr-i Sıddîkdan, Eshâb-ı kirâmın “aleyhimürrıdvân” büyüklerinden, velîlerden ve râsih ilimli âlimlerden gizli kalmadığına inanması lâzımdır. Bunun sebebi, avâmın kendi âcizliği ve ma’rifetinde kusûrlu olmasıdır. Kendisini başkası ile…

Selef İtikadının Akli Delilleri

Bu da iki nev’dir. İcmâlî ve tafsîlî. a) İcmâlî delîl: Her selîm akıl sâhibinin kabûl etdiği üzere, selef mezhebinin hak olması dört esâs üzere meydâna çıkar. 1. esâs: Âhıretde kulların en iyi âkıbete erişmeleri için hâllerinin ıslâhını en iyi bilen Resûlullahdır “sallallahü aleyhi ve sellem”. Çünki âhıretde fâide ve zarar verecek şeyleri, tabîbin bildiği gibi…

Selef İtikadının Nakli Delilleri

Selef mezhebinin hak olduğu delîller ile sâbitdir. Bunun aksi bid’atdir. Bid’at de kötülenmişdir, sapıklıkdır. Avâmın te’vîli ve âlimlerin avâm ile birlikde te’vîle dalmaları çirkin bid’atdir ve sapıklıkdır. Bid’atin tersi ya’nî te’vîl yapmakdan çekinmek (keff) de medh edilmiş bir sünnetdir. (Sünnet-i mahmûdedir) Burada üç esâs vardır: 1– Müteşâbih haberlerin ma’nâ ve hakîkatını araşdırmak, soruşdurmak bid’atdir. 2–…