Bu mektup, şeyh Nur’a yazılmıştır. Allahü teâlânın emirlerini yapmak ve yasaklarından sakınmak lazım olduğu gibi, insanların haklarını gözetmek ve onlarla iyi geçinmek de lazım olduğu bildirilmektedir:
Allahü teâlâya hamd olsun. Onun seçtiği, sevdiği kullarına selamlar olsun! Ey akıllı kardeşim! Allahü teâlânın emirlerini yapmak ve yasaklarından kaçmak lazım olduğu gibi, insanların haklarını ödemek ve onlarla iyi geçinmek de lâzımdır. (Allahü teâlânın emirlerini büyük bilmek ve Onun yarattıklarına acımak lâzımdır) hadis-i şerifi, bu iki hakkı yerine getirmek lazım olduğunu göstermektedir. Bu iki haktan yalnız birini gözetmek kusur olur. Bir bütünün, bir parçası, onun hepsi demek değildir. Bundan anlaşılıyor ki insanlardan gelen sıkıntılara dayanmak lâzımdır. Onlarla iyi geçinmek vâcibdir. Kızmak iyi olmaz. Sert davranmak yakışmaz. Fârisî beyt tercümesi:
Seviyorum diyenin, güzel olsa da pek,
nazlılığı bırakıp, naz çekmesi gerek!
Sohbette çok bulunmuştunuz. Vaaz ve nasihatları çok dinlemiştiniz. Onun için, sözü uzatmıyorum. Birkaç kelime ile kısa kesiyorum. Allahü teâlâ, bizi ve sizi “kaddesallahü teâlâ esrârehümel’aziz”, İslamiyetin doğru yolunda bulundursun! Âmin.