Bu mektup, şeyh Yusuf-i Berki’ye yazılmıştır. Hâsıl olan ile doymayıp, daha yüksek şeyleri istemek lazım olduğu bildirilmektedir:
Allahü teâlâya hamd olsun. Onun seçtiği kullarına selam olsun! Mübarek hallerinizden birkaçını meyan Babu bildirdi. Bunların neleri gösterdiğinin bildirilmesini istedi. Bunun için birkaç kelime yazıyorum. Yavrum! Böyle haller, bu yolun başlangıcında bulunan acemilerde çok hâsıl olur. Bunların hiç kıymeti yoktur. Bunları yok etmek lazım olur. Sona kavuşmayı göstermezler. Son nerede, kavuşmak nerede? Arabî beyt tercümesi:
Sevgiliye kavuşmak ele geçer mi acaba?
yüksek dağlar ve korkunç tehlikeler var arada.
Allahü teâlâ, bilinemez, anlaşılamaz. Görülebilen, anlaşılabilen, şuhûd ve mükaşefe yolu ile belli olan her şey, o değildir. Allahü teâlâ, ötelerin ötesidir. Sakın, bu yolda ceviz gibi, cam parçaları gibi parlak görünen değersiz şeylere, çocuklar gibi aldanmayınız ve yolun sonuna kavuştum sanmayınız! Hâsıl olan halleri ve rüyaları, câhil olan şeyhlere bildirmeyiniz! Onlar, anlamadıkları için, az bir şeyi çok sanırlar. Başlangıçta olanları, sona kavuşmuş sayarlar. Elverişli olan talip, böylece kendini sona ermiş sanır, çalışması gevşer. Olgun kimseyi aramalıdır. Gönül hastalıklarının ilacını ondan sormalıdır. Kâmil olanı buluncıya kadar, hâsıl olan halleri (Lâ) derken yok etmelidir. (Lâ), yok demektir. Sonra, hiçbir şeye benzemeyen, düşünülemeyen Hak teâlânın varlığını düşünmelidir. Hâce Nakşbend-i Buhârî hazretleri buyurdu ki (Görülen, bilinen, işitilen her şey, O değildir. (Lâ) derken, bunların hepsini yok etmelidir!). Hâsıl olan şeylerin hepsini yok ediniz! Hak teâlâ, veraların verası, ötelerin ötesidir. (İllallah) derken, hiçbir şey düşünmemelidir. Bu yolun büyükleri böyle yaparlardı. Doğru yolda olanlara ve Muhammed Mustafaya “aleyhi ve alâ Âlihissalevâtü vetteslîmât” uyanlara selam olsun!
Evliyâya kim bakarsa, ten gözü ile serseri,
Bi basardır, canı yoktur, ölüdür, değil diri.
Evliyâ candır, gerektir can gözile bakıla,
Zira ki canlı kişiler, cana olur, müşteri.