Bu mektup, Han-ı Hanan’a “rahmetullahi teâlâ aleyh” yazılmıştır. Dünyanın nasıl olduğu bildirilmektedir:
Hak sübhânehü ve teâlâ, hiç sevmediği bu alçak dünyanın iç yüzünü ve onun aşağı olan süslerinin ve yaldızlarının çirkinliğini, gönül gözünüze göstersin. Ahiretin güzelliğini, tatlılığını, Cennetlerinin ve nehrlerinin tazeliğini ve hepsinden daha tatlı olan Allahü teâlânın cemalini görmeyi gönlünüze yerleştirsin! Peygamberlerin en üstünü “aleyhi ve alâ âlihi ve aleyhim minessalevâti efdalüha ve minetteslimati ekmelühâ” hürmetine bu duamı kabul buyursun! Böylece, bu çabuk biten çirkinden iğrenesiniz. Allahü teâlânın râzı olduğu sonsuz âlemi özleyesiniz. Bu alçağın çirkinliği anlaşılmadıkça, ona düşkünlükten kurtulunamaz. Ona bağlanmaktan kurtulunmadıkça, ahirette felaketten kurtuluş ve saadete kavuşmak olamaz. (Dünyayı sevmek günahların başıdır) hadis-i şerifi şaşmaz bir formüldür. Zararları gidermek, tersini yapmakla olduğundan, bu alçağın sevgisinden kurtulmak için, ahirete yarıyan işlere yapışmak, İslamiyetin iyi olarak bildirdiği işleri yapmak lâzımdır. Hak sübhânehü ve teâlâ, dünyanın beş şey, hatta dört şey olduğunu bildirdi. Hadid sûresi 20. âyetinde meâlen, (Dünya hayatı, elbette lab, yani oyun ve lehv yani eğlence ve ziynet yani süslenmek ve tefahur yani övünmek ve malı, parayı, evladı çoğaltmaktır) buyruldu. İslamiyetin (Amâl-i sâliha) diyerek övdüğü şeyler yapılınca, dünyanın büyük parçası olan lehv ve lab için zaman kalmaz. Bu ikisi azalır. Erkekler ipek elbise giymez ve ziynet eşyasının yapıldığı madde olan altını ve gümüşü kullanmazsa, dünyanın üçüncü parçası olan ziynet de azalır. Allahü teâlâ, üstünlüğün ve kıymetin vera ve takvâ ile olduğunu, say ile mal ile olmadığını bildirmiştir diyen kimse, hiç övünmez. Evladın ve malın, mülkün artması, Allahü teâlâyı zikretmeyi azaltacağını ve Onu unutturacağını bilen, bunları çoğaltmak için uğraşmaz, bunların çoğalmasını ayıp sayar. Sözün kısası, zararlardan kurtulmak için, Haşr sûresi 7. âyetinin, (Resûlullahın emirlerini yapınız ve yasaklarından kaçınınız!) meâl-i alisine uyarak yaşamalıdır. Fârisî beyt tercümesi:
Aranılan hazinenin nişanını verdim sana,
belki sen kavuşursun, biz varamadıksa da!
Meyan şeyh Abdülmümin, temiz ailedendir. İlim öğrendi. Tasavvuf yoluna girdi. Şaşılacak hallere kavuştu. Çoluk çocuğun çokluğundan, insanlık dolayısı ile sıkılmaktadır. Sıkıntısını gidermek için, size başvurmasını söyledim. İhsan sâhibinin kapısı çalınınca açılır. Vesselâm.