Bu mektup, Şerif Han’a yazılmıştır. Allahü teâlânın yakın olduğunu açıklamaktadır:
Allahü teâlâya hamd olsun. Onun seçtiği temiz insanlara selamlar olsun! Lütfederek göndermiş olduğunuz kıymetli mektubunuz gelerek, biz fakirleri çok sevindirdi. Allahü teâlâ da sizi sevindirsin!
Yavrum! Allahü teâlânın bizlere, kendimizden daha yakın olduğu, Kurân-ı Kerîmde bildirilmiştir. Ama ne yapalım ki Allahü teâlâ, akıllarımızın, düşüncelerimizin ve bilgimizin ve anlayışımızın ötesindedir. Ötelerin ötesidir. Şunu da biliyoruz ki bu ötelik, uzaklık, yakınlık bakımından olup uzaklık bakımından değildir. Allahü teâlâ, her yakından daha yakındır. Hatta, Onun bir olan Zâtı yani kendisi, bize sıfatlarından daha yakındır. Halbuki bizler, o sıfatlarla var olduk ve varız. Bunu akıl anlayamaz. Çünkü bir şeye başkasının, kendinden daha yakın olmasını düşünemez. Bunu açıklayabilmek için, bir misal aradım ise de, bulamadım. Bu bilgi, kesin olarak (Nass) a, yani Kurân-ı Kerîme dayanmaktadır. Doğru olan keşifler de, böyle olduğunu gösteriyor. Tarîkat sahipleri, tevhidden ve birleşmekten söz etmişlerdir. Yakınlıktan, beraber olmaktan uzun uzun konuşmuşlardır. Fakat, Allahü teâlânın çok yakın olduğunu hiç söylemediler. İnsanları şaşkınlıktan kurtaracak bir açıklama yapmamışlardır. Şaşılacak şeydir ki Allahü teâlânın bize çok yakın olması, bizim Ona çok uzak olmamıza sebep olmuştur. Bunu iyi anlayınız. Sözümüzde işaretler ve beşaretler vardır. Size ve doğru yolda olanlara ve Muhammed Mustafanın “aleyhi ve alâ Âlihissalevâtü vetteslîmâtü etemmühâ ve ekmelühâ” izinde gidenlere selam olsun!
Benzer Yazıları Okumak İçin Tıklayınız