Bu mektup, sofi Kurbân’a yazılmıştır. Resûlullahın miraç gecesinde Allahü teâlâyı görmesi dünyada olmayıp ahirette olduğu bildirilmektedir:
Sual: Ehl-i sünnet âlimleri, söz birliği ile diyor ki Allahü teâlâyı dünyada kimse görmez. Hatta, Ehl-i sünnet âlimlerinin çoğu, (Resûlullah “aleyhi ve alâ Âlihissalevâtü vetteslîmât” miraç gecesinde Allahü teâlâyı görmedi) dediler. Huccetü’l-İslam İmâm-ı Gazâlî, (Resûlullahın “aleyhissalatü vesselâm” miraç gecesinde Rabbini görmediği daha doğrudur) demiştir. Sen ise, o Serverin miraç gecesinde gördüğünü bildiriyorsun. Bunu nasıl açıklarsın?
Cevap: O Server “aleyhissalatü vesselâm” miraç gecesinde, Rabbini dünyada görmedi. Ahirette gördü. Çünkü, O Server “aleyhissalatü vesselâm” o gece, zaman ve mekan çevresinden dışarı çıktı. Ezeli ve ebedî bir ân buldu. Başlangıcı ve sonu, bir nokta olarak gördü. Cennete gideceklerin, binlerce sene sonra, Cennete gidişlerini ve Cennette oluşlarını o gece gördü. Ashâb-ı kirâm arasında malı en çok olanlardan Abdurrahmân bin Avf, Ashâb-ı kirâmın “Rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma’în” fakirlerinden 500 sene sonra Cennete girecektir. Onun 500 sene geçtikten sonra Cennete girdiğini gördü. Ona, niçin geç kaldığını sordu. İşte o makâmdaki görmek, dünyada görmek değildir. Ahiret görmesi ile görmektir. Ehl-i sünnet âlimleri, dünyada görülemez buyurdular. Biz ise, ahiretteki görmekle gördüğünü söylüyoruz. Bu görmeyi dünyada gördü demek de, mecaz olarak denilmiştir. Dünyadan gidip gördüğü ve yine dünyaya geldiği için denilmiştir. Her şeyin doğrusunu Allahü teâlâ bilir.