Bu mektup, yine Şeyh Derviş’e yazılmıştır. Kalpten, başkalarını sevmek pasını temizlemek için, en iyi ilaç, sünnet-i seniyyeye [yani İslamiyete] yapışmak olduğu bildirilmektedir:
Allahü teâlâ, sizlere selamet versin! İnsan çeşit çeşit şeylere bağlı kaldıkça kalbi temizlenemez. Pis kaldıkça saadetten mahrumdur, uzaktır. (Hakikat-i câmia) denilen kalbin Allahü teâlâdan başka şeyleri sevmesi onu karartır, paslandırır. Bu pası temizlemek lâzımdır. Temizleyicilerin en iyisi sünnet-i seniyye-i Mustafaviyeye “alâ mastarihessalatü vesselâmü vettehıye” [yani İslamiyete] tâbi olmaktır, uymaktır. Sünnet-i seniyeye uymak, nefsin adetlerini, kalbi karartan isteklerini yok eder.
Bu büyük nimete kavuşmakla şereflenenlere müjdeler olsun! Bu yüksek devletten mahrum kalanlara yazıklar olsun! Allahü teâlâ, size ve doğru yola tâbi olanlara selamet versin!
[Sünnet kelimesinin dinimizde üç mânâsı vardır. Kitap ve sünnet birlikte söylenince, kitap, Kurân-ı Kerîm, sünnet de, hadis-i şerifler demektir. Farz ve sünnet denilince, farz, Allahü teâlânın emirleri, sünnet ise, Peygamberimizin “sallallâhü aleyhi ve sellem” sünneti yani emirleri demektir. Sünnet kelimesi yalnız olarak söylenince İslamiyet yani bütün ahkâm-ı İslâmiyye demektir. Fıkıh kitapları böyle olduğunu bildiriyor. Mesela Kuduri Muhtasarı’nda, (Sünneti en iyi bilen imâm olur) diyor. Cevhere kitabında burayı açıklarken, (Sünnet demek, burada İslamiyet demektir) diyor.
Kalbi temizlemek için İslamiyete uymak lazım olduğu anlaşıldı. İslamiyete uymak da, emirleri yapmakla ve yasaklardan ve bidatlerden sakınmakla olur.
(Bidat), sonradan yapılan şey demektir. Peygamberimizin “sallallâhü aleyhi ve sellem” ve dört halifesinin “radıyallâhu anhüm” zamanlarında bulunmayıp da, onlardan sonra, dinde meydana çıkarılan, ibâdet olarak yapılmaya başlanan şeylerdir. Mesela, namazlardan sonra hemen Ayetel kürsi okumak lazım iken, önce salaten tüncinayı ve başka duâları okumak bidattir. Bunları Ayetel kürsiden ve tesbîhlerden sonra okumalıdır. Namazdan, duadan sonra secde edip de kalkmak bidattir. Dinde yapılan değişiklikler ve reformlar bidattir. Yoksa, çatal, kaşık, boyun bağı kullanmak, kahve, çay, tütün içmek bidat değildir. Çünkü bunlar ibâdet değil, adettir ve mubahtırlar. Haram değildirler. Bidat üç türlüdür:
1- İslamiyetin küfür alâmeti dediği şeyleri kullanmak en kötü bidattir.
2- Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiklerine uymayan îtikatlar, inanışlar da kötü bidattir.
3- İbadet olarak yapılan yenilikler, reformlar bidat olup büyük günahtır.]