Bu mektup, [İmam Rabbani hazretleri tarafından] yine nakib Seyyid Şeyh Ferid’e yazılmıştır. Zâhiri, İslamiyetin emirlerini yapmakla süslemek ve bâtını, Allahü teâlâdan başka şeylere bağlamamak lazım geldiği bildirilmektedir:
Allahü teâlâ, sizi, bilinen nimetlere ve bilinmeyen saadetlere kavuştursun! Bilinen nimetler, zâhirin yani bedenin, ahkâm-ı İslamiyeyi yapmakla süslenmesidir “alâ sâhibihessalâtü vesselâmü vettehıye”. Görünmeyen, mânevî saadet de, batının yani kalbin ve ruhun, Allahü teâlâdan başka şeylere bağlanmaktan kurtulmasıdır. Acaba hangi seçilmiş kimseyi bu iki nimetle şereflendirirler?
Rabbigfir verham ente erhamürrâhimîn teveffenî müslimen ve elhıknî bissâlihîn.
Tavsiye Yazı –> Güzel Ahlak Nasıl Kazanılır?
Hak teâlâ, ilmi çok yerde övdü, Kuranda,
Resûlün, ilmi emreden sözleri, meydanda.
İslamın en büyük düşmanıdır, bil, cehalet,
çünkü, cehil mikrobunun hastalığı: Felaket!
Cehalet olan yerden, din gider dedi, Nebî.
Dini seven, o hâlde ilmi, fenni sevmeli!
Cennet, kılıç gölgesinde, demedi mi hadis,
atom gücü, jet uçuşuna bu emir, pek veciz!
İslamın zilletine cehldir, bütün illet!
ey derd-i cehalet, sana düşmekle, bu millet!
Bir hâle getirdin ki ne din kaldı, ne namus,
ey sine-i İslama çöken, kapkara kabus.
Ey hain düşman, seni öldürmeli evvel,
sensin, bize kâfirleri, üstün çıkaran el!
Ey millet, uyan, cehline kurban gidiyorsun!
İslam geriliktir, diye bir damga yiyorsun!
Allahtan utan, bari bırak, dini elinden,
gir, leş gibi, topraklara kendin, gireceksen!
Lakin bu sözüm de, tesir etmez ki cahile
Allahtan utanmak da, olur elbet, ilim ile.

