Bu mektup, mirza Ali Can için yazılmıştır. Ölüm için sabır dilemektedir:
Hak teâlâ, hepimizi İslamiyetin doğru caddesinde bulundursun “alâ sâhibihessalâtü vesselâmü vettehıye”! Enbiyâ sûresi 35. ve Ankebût sûresi 57. ayetlerinde meâlen, (Her canlı, ölümün tadını tadacaktır!) buyruldu. Bunun için, her insan ölecektir. Ölümden kurtuluş yoktur. Hadis-i şerifte, (Ömrü uzun, ibâdetleri de çok olana müjdeler olsun!) buyruldu. Dostu dosta ölümle kavuşturuyorlar. Bunun için, Allahü teâlânın âşıkları, ölümü düşünerek teselli buluyor, üzüntüleri azalıyor. Ankebût sûresi 5. âyetinde meâlen, (Allahü teâlâya kavuşmak isteyenler! Biliniz ki Allahü teâlâya kavuşmak zamanı herhalde gelecektir) buyruldu. Evet, biz geride kalanlar ve nefse esir olanlar ve Allahü teâlânın rızasına kavuşmuş olanların ve dünyaya düşkün olmaktan kurtulanların sohbetlerinden mahrum kalanlar, zararda ve başı yerdeyiz. Nimetlerini size saçan merhume valideniz, günümüzün en kıymetli varlığı idi. Onun size olan ihsanlarına karşı, şimdi sizin de ona ihsan etmeniz lâzımdır. Duâ ederek ve sadaka vererek her ân yardımına koşunuz! Hadis-i şerifte, (Mezardaki ölü, denizde boğulmak üzere olan kimse gibidir, babasından, anasından, kardeşinden ve arkadaşlarından gelecek bir duâyı hep beklemektedir) buyruldu. Bundan başka, onların ölümünü görerek, kendi ölümünü de düşünmeli. Bütün varlığı ile Allahü teâlânın beğendiği şeyleri yapmaya sarılmalıdır. Dünya hayatının insanı aldatmaktan başka bir şey olmadığını düşünmelidir. Dünya kazançlarının Allahü teâlânın yanında az bir kıymeti olsaydı, düşmanı olan kâfirlere ondan kıl ucu kadar vermezdi. Allahü teâlâ, bizi ve sizi, kendisinden başka her şeyden yüz çevirmekle nimetlendirsin! Yalnız kendisine bağlanmakla şereflendirsin! Bu duamızı, Peygamberlerin efendisi hürmetine kabul buyursun “aleyhi ve alâ Âlihi ve aleyhim minessalevâti efdalüha ve minetteslimati ekmelühâ”! Vesselâm, vel ikram.
Afet-i gamdan aceb, dünyada kim azadedir?
Herkesin bir derdi var, madem ki adem-zadedir.
Bir huma-yı zevki bin sayad-ı gam takip eder,
Böyle bir mevhuma bilmem, halk neden üftadedir?