Sual: Kumar oynamak haram mıdır? Dinimizin bu meselede hükmü nasıldır?
Cevap: Bütün ilâhî dinler, inananlar arasında, kumar oynamak sûretiyle haksız kazanç sağlamayı yasaklamıştır. İslâmiyette alış-veriş, yâni ticâret, hediye, zekât, sadaka ve mîras ile mal elde etme yollarının dışında, gasp, hîle, fâiz, rüşvet, kumar vs. gibi yollarla haksız kazancı yasak etmiştir, harâmdır.
Her şey ile yarış etmek ve bilmece çözmek helâldir. Bunları kumar ile yapmak harâmdır. Koşarak veya at ve silâh ile, ok ile hedefe atmak gibi harbde kullanılan şeylerle yapılan yarışlarda, bir taraftan mal şart etmek de kumar olmaz. Yâni iki kişiden yalnız biri, sen kazanırsan, ben sana vereceğim. Ben kazanırsam, sen bana vermeyeceksin derse veya bir üçüncü kimse, yarışa katılan cemâat arasından kazanana ben vereceğim derse bunun mahzûru olmaz. Kumar, yarışlarda olduğu gibi, tavla, dama taşları ve iskambil kâğıtları ile yapılan her türlü oyunda, spor oyunlarında da olur. Bunların hepsinde ve ilim adamları arasındaki kumarda, sözleri, tahminleri yanlış çıkanlar, tahminleri doğru çıkanlara mal, para vermektedir. Kimlerin tahminlerinin doğru çıkacağı önceden belli olmadığı için kumara katılanların herbirinde, hem almak hem de vermek ihtimâli vardır. Kumar oynamak, yarışmak demek değil, tahminde yanılıp yanılmamak demektir. Bunun için, oynayanlar arasında olduğu gibi, oynamayıp, yarışmayıp, oynayanlardan kazanacaklarını önceden tahmin edenler arasında da kumar olabilir. Hattâ yalnız bir kişinin yaptığı işin başarılı olup olmıyacağını, tahmin edenler arasında da olur. Kumarda, sonu tahmin edilen işin oyun olması, kazançlı, başarılı olması veya zararlı olması arasında fark yoktur. Canbazın düşüp düşmeyeceğini, geminin batıp batmayacağını tahmin edenlerin, birbirlerine para vermek için sözleşmeleri de kumar olur. Bunun içindir ki, oyun, yarış yapılmaksızın, kumarcıların isimleri veya para ile aldıkları biletlerin numaraları arasında piyango çekerek, çekilen numara sâhiplerine, biletlerden toplanan paraların hepsini veya bir miktârını dağıtmak kumar olur. Çünkü, piyangoya katılanların hepsi kendi numarasının çekileceğini ümid etmektedir. Bu tahminleri doğru çıkanlar, yanlış çıkanların önceden (vermiş oldukları paralardan almaktadırlar. Aldıkları para ile, önceden) bilete verdikleri paranın farkını, tahminleri yanlış çıkanlardan almış olmaktadırlar. Tahminleri yanlış çıkacaklardan para toplamak güç olacağı için ve bunlar önceden belli olmadıkları için, piyangoya katılanların hepsinden, önceden bilet ücreti olarak para toplanmakta, tahmini doğru çıkanların verdiği sonra kendilerine iâde edilmektedir. Önceden toplanan paraların hepsini piyango sâhibi alıp, büyük payı kendine ayırdıktan sonra, geri kalanlarını tahmini doğru çıkanlara vermektedir.
Çok yaygın olarak oynanan kazı kazan ise çocuk ve gençleri kumar bataklığının içine atan bir tuzaktır.
Kur’ân-ı kerîm ve hadîs-i şerîfler, kumarın da şarap gibi hem harâm ve hem de pis olduğunu bildirmektedir. Allahü teâlâ Mâide sûresi 90 ve 91. âyetinde meâlen; “Ey îmân edenler! Şarap (serhoş eden her türlü içki) kumar oynamak, ibâdet için dikilen putlar, (cahiliyye devrinde kullanılan) fal okları hep şeytanın işinden pis şeylerdir. Onun için bunlardan sakınınız ki, kurtulasınız. Muhakkak şeytan, şarapta ve kumarda, aranıza düşmanlık ve kin düşürmek, sizi Allah’ı anmaktan ve namaz kılmaktan alıkoymak ister. Artık siz bunlardan sakınmaz mısınız?” buyurdu.
Sevgili Peygamberimiz buyurdu ki: “Tavla oynayan, Allahü teâlâya ve resûlüne âsi olmuş karşı gelmiş olur.”