Kişi büyük oğlunun adı ile künyelenir. Mikdâd bin Şüreyh babası Şüreyh’den, o da babası Hânî’den bildirir: Bana Ebû Hakem diyen bir kavimi ile, Resûlullah’ın huzûruna geldim. Resûlullah (sallâllahü aleyhi ve sellem): “Hakem, yalnız Allahü teâlâ’dır. Hüküm O’nundur.”
Yanî bu ismi Ondan başkası için kullanmak doğru değildir buyurdu. Hânî, “Kavmim bir şeyde uyuşamayınca, bana gelirler, ben de, hakem olup, hükmederdim; benim hükmüme râzı olurlardı, iki taraf da îtiraz etmezdi” dedi. Bunun üzerine Resûlullah (sallâllahü aleyhi ve sellem): “İnsanlar arasında hükmetmek ne güzel şeydir!” buyurdu ve sonra : “Senin hiç oğlun yok mudur?” diye sordu. Hânî cevâbında, Şüreyh, Müslim ve Abdullah isminde 3 oğlum vardır dedi. Resûlullah: “En büyükleri hangisidir?” buyurdu. Şüreyh dedi. “Sen Ebû Şüreyh’sin” buyurup, bununla künyelemenin nasıl olacağını bildirmiş oldu.
Mesâbîh sâhibi diyor ki: Bu hadîs-i şerîf erkek olsun, kadın olsun, en büyük oğlunun ismi ile künyelenmeyi gösteriyor. Oğlu yoksa, en büyük kızının ismi ile künyelenir.
Çocuğu doğmadan, onun ismi ile künyelenmez! Zîra bunda yalana benzerlik vardır.
Mecma’ü’l-fetâvâ’da diyor ki: Küçük çocuğuna, Ebûbekir ve benzeri künye takmdğı, bâzı âlimler beğenmemişlerdir. Çünki bu yalandır. Onun Bekir isminde bir oğlu yoktur ki, Bekir’in babası olsun. Doğrusu, Ebû-bekir künyesini vermede bir mahzûr yoktur. Çünki insanlar, bu ismin sâhibinden bereketlenmek isterler ve nasıl olsa, ileride baba olacak derler. Mâna cihetinden bakmazlar.
Çocuğu doğar doğmaz, onunla künyelenir. Musannif (rahimehullah) buna işâret edip, bir hadîs-i şerîfte: “Çocuklarınız bir çok lâkapla lâkaplandırılmadan hemen onlarla künyelenin” buyuruldu diyor.
Bir ismin önüne, Eb (baba), Ümm (anne), İbn (oğul), Bint (kız) gibi kelimeler eklenirse, buna künye denir. Böyle olmayıp, medih ve zem (övme ve yerme) bildiren kelimeler getirilirse, lâkab denir. Bu ikisi dışında kalanlara ise isim denir. Arapların ıstılahı böyledir. Bunları unutmayınız.
Çocuğun, babası üzerindeki haklarından birisi de, çocuğuna, doğumunun 7. günü isim koymasıdır. Daha önce koymamalıdır. Mesâbîh şerhinde açıkça yazılıdır. En güzel isimlerden birini koyar.
Yeri gelmişken, şunu da bildirelim ki, düşük çocuğa da isim vermelidir. Abdürrahman bin Yezîd bin Muâviye dedi ki: Bize ulaşan habere göre, Kıyâmet günü düşük çocuk, babasının ardında durup: “Sen beni kaybettin, beni terk ettin, bana isim vermedin” diyecektir. Bunu İhyâ yazıyor.