Sual: Zekat verilen kimsede aranan şartlar nelerdir? Hangi kimselere zekat verilir?
Cevap: Zekat, yalnız aşağıda yazılı, 7 sınıfta bulunan müslümanlara verilir. 8. sınıf, Müellefetü’l-kulûb idi. Yani, azılı kâfirlerin şerlerini def’ için bunlara zekat verilirdi. Ebû Bekr “radıyallâhu anh” zamanında buna lüzum kalmadı. Tevbe suresi 60. ayet-i kerimesinde sadece bu 8 sınıf sıralanmaktadır. Bunlar şunlardır;
1) Fakirler: Nafakasından fazla, fakat nisâb miktarından az malı olana fakir denir. Maaşı kaç lira olursa olsun, evini idarede güçlük çeken her fakir memur, imanı var ise, zekat alabilir ve kurban kesmesi, fıtra vermesi lazım olmaz.
2) Miskinler: Bir günlük nafakasından fazla bir şeyi olmayan müslümana miskin denir. Din adamı olarak tanıtılan Hamidullah “İslama Giriş” kitabında, miskin, gayrimüslim vatandaş demektir diyor. Bu fikri yanlıştır. Müslüman olmayana zekat vermek câiz değildir.
3) Amiller: Yani Saime hayvanların ve toprak mahsullerinin zekatlarını toplayan “Sai” ile şehir dışında durup rastladığı tüccardan ticaret malı zekatını toplayan “Aşir”, zengin dahi olsalar, işleri karşılığı zekat verilir.
4) Mükatebler: Yani efendisinden kendisini satın alıp, borcunu ödeyince, azad olacak köle.
5) Münkatiler: Cihat ve hac yolunda olup muhtaç kalanlar. Dürrü’l-muhtar’da diyor ki; din bilgilerini öğrenmekte ve öğretmekte olanlar da, zengin olsalar bile çalışıp kazanmaya vakitleri olmadığı için zekat alabilirler. İbni Âbidin bunu açıklarken buyuruyor ki; Câmiu’l-fetava’da bildirilen hadis-i şerifte, “İlim öğrenmekte olanın 40 yıllık nafakası olsa da, buna zekat vermek câizdir” buyuruldu.
6) Medyunlar: Borcu olan ve ödeyemeyen müslümanlar.
7) İbnüs-sebiller: Kendi memleketinde zengin ise de, bulunduğu yerde yanında mal kalmamış olan ve çok alacağı varsa da, alamayıp muhtaç kalanlar.
Hanefi mezhebinde yukardaki 7 sınıfın hepsine veya birine vermelidir. Şafii mezhebinde ise yukardaki her sınıftan en az 3 kimseye verilmelidir. Bu ise günümüzde imkansız olduğu için Şafii mezhebinde olanlar Hanefi mezhebini taklid ederler. Zekat parası ile meyyite kefen alınmaz. Meyyitin borcu ödenmez. Câmi, cihat, hac yapılmaz.
Sual: Günümüzde geçimini Müslümanların yardımıyla sürdüren medrese ve Kur’an kurslarına zekât verilir mi?
Cevap: Zekât, müesseseye verilmez; müslümana verilir. Ancak baştan şart etmeden bir fakire verilir; fakir de vadesiz borcu olmayıp bu müesseseye hediye ederse câiz olur.
Sual: Kimlere zekat vermek caiz değildir?
Cevap: Miftahu’l-Cenne kitabında şu 12 kimseye verilmesi caiz değildir, denilmektedir. Mecnun olana, Meyitin kefenine, Kâfire, Zenginlere, Usul ve füruuna, Zevcesine, Kölesine, Mükatebesine, [Kendisine belirli bir miktar para vermekle azad olacak kölesine. Başkasının mükateb kölesine verebilir] Müdebberesine, [Efendisi ölünce azad olacak köle.] Kadının, kocasına zekat vermesi ihtilaflı olup esah olan vermemektir.
Zimmiye, yani gayrimüslim vatandaşa zekat verilmez. Zimmiye fıtra, adak, sadaka, hediye verilebilir. Zenginin kölesine ve zenginin küçük oğluna da verilmez. Zenginin büyük çocuğu veya zevcesi veya babası veya yetim kalan küçük çocuğu fakir iseler bunlara, başkaları zekat verebilir. Küçük çocuk akıllı ise, (yani parayı başka şeyden ayırabiliyor ve aldatılarak elinden alınamıyor ise), buna verilir. Böyle akıl değilse, babasına veya vasisine yahut akrabasından veya yabancıdan çocuğa bakan kimseye vermek lazım olur.
Sual: Peygamber efendimizin soyundan gelenlere zekat verilir mi?
Cevap: Hazret-i Peygamber’in, zekât alması câiz değildi. Hâşimîlerin de alması câiz değildir. Hâşimî, Hazret-i Ali, Cafer, Ukayl ve Abbas’ın soyudur. Peygamberimizin “sallallâhü aleyhi ve sellem” ve amcalarının evlatlarından, kıyamete kadar geleceklere zekat verilmez. Çünkü, her müharebede, düşmandan alınan ganimetin 5’te 1’i bunların hakkıdır. Bu soydan gelen erkekler ile bu erkeklerin erkek ve kız çocuklarını zekât verilemez; ama kızlarının çocuklarına verilebilir. İmam Ebû Yusuf, Hâşimîlerin dışarıdan alamayacağını; birbirlerine ise zekât verebileceğini söyler. İmam Muhammed mutlak olarak câiz görür. İmam Ebû Hanife, humustan (ganimetin beşte birinin beşte birinden) hisseleri verilmediği için, Hâşimîlerin zekât almasını câiz görmüştür. Bugün Hâşimîlere fakir iseler zekât vermek câizdir. (İbni Abidin) Ahmed Tahavi, Emali kitabının şerhinde diyor ki “İmâm-ı Âzam buyurdu ki; bunlara ganimet hakları verilmediği için, zekat ve sadaka vermek câizdir”. Câiz olduğu Dürr-i Yekta’da da yazılıdır.
Sual: Akrabalardan hangilerine zekat verilebilir, hangilerine verilmez?
Cevap: Anaya, babaya ve dedelerin, ninelerin hiçbirine ve kendi çocuklarına ve torunlara zekat verilmez. Bunlara, sadaka-i fıtır, adak ve kefaret gibi vâcib olan sadakalar da verilmez. Fakir iseler, nâfile sadaka verilebilir. Zevceye de zekat verilmez. İmâm-ı Âzam buyurdu ki kadın da, fakir olan zevcine zekat veremez. İmameyn ise, fakir zevcine zekat verir dediler. Fakir olan gelinine, damadına, kayın valideye, kayın pedere ve üvey çocuğuna zekat verilir.
Sual: Süt kardeşe zekât verilebilir mi?
Cevap: Süt kardeşlik sadece evlenme mânisi doğurur. Süt akrabanın hepsine zekât verilir. Miras düşmez ve nafaka icab etmez.
Sual: Zekatımızı verdikten sonra verdiğimiz kişinin aslında zekat verilmeyecek bir kişi olduğunu öğrendik. Ne yapmamız gerekir?
Cevap: Zekat verilebileceğini soruşturup anlayarak, zekatını verdikten sonra, bunun zengin veya zimmi olan kâfir veya ana, baba, evlat veya kendi zevcesi olduğu anlaşılsa, zararı olmaz. Yani kabul olur. Nehrü’l-Faik’da diyor ki “Zekat verilecek olan kimse, fakirler arasında bulunuyor ve onlar gibi ise yahut fakir olduğunu söyleyip, zekat istemiş ise, bu kimsenin zekat almaya hakkı olup olmadığını araştırmaya lüzum yoktur. Buna zekat verince, soruşturarak, araştırarak vermiş sayılır”.
Sual: Çalışarak ailesini geçindiren, ancak nisap mikdarına sahip bulunan kimsenin bâliğ çocuğuna fıtra ve zekât verilir mi? Mektep masrafı, çeyiz hazırlığı gibi hususlarda fıtra ve zekâtla destek olmak mümkün müdür?
Cevap: İslâm hukukunda, herkesin serveti ayrıdır. Ana-baba zengin olsa bile, baliğ çocuğun nisab mikdarı malı yoksa, zekât ve fıtra verilir. Ama nisab mikdarına sahip kimsenin küçük çocuğuna verilemez. Zira nafakası babasına aittir. Nisab mikdarına sahip kimsenin zevcesi fakirse, buna fıtra ve zekât verilebilir. Zekât ve fıtranın verilişi bir usule tabidir. Mal olarak verilmesi, ancak ticaret mallarının zekâtında bahis mevzuu olabilir. Meselâ bir konfeksiyoncu, fakir kıza dükkânındaki mallardan zekât olarak çeyiz verebilir. Bir kırtasiyeci, zekât olarak talebeye kalem defter vs verebilir. Bunun dışında altın ve gümüşün zekâtı kendilerinden verilebilir. Ayrıca ticaret malı varsa, zekâtının hepsini bu maldan verebilir. Sadece altın veya gümüşü varsa, zekâtını mal olarak veremez. Fıtra ise, buğday, arpa, hurma, kuru üzüm, un gibi gıda veya para olarak verilebilir.
Sual: Sadece 14 bin liralık arabası olana zekât verilir mi?
Cevap: Araba ihtiyaç eşyasıdır; verilir.
Sual: Satmak için oturduğundan başka 300 bin liralık dairesi olan kimseye zekât verilir mi?
Cevap: İhtiyaç eşyası dışındadır; verilmez.
Sual: Zengin bir adamın şirketi olsa, ancak borcu malının tamamını kaplıyor ise, buna zekât verilir mi?
Cevap: Borçluya zekât verilir. Şanına münasip evi, yazlığı, arabası olsa, ama borcu mal varlığını kaplasa veya hazırda 96 gram altını veya parası veya başak gayrı menkulü yoksa, fakirdir.
Sual: Borcu olan, ama satılacak evi bulunan kimseye zekât verilir mi?
Cevap: Evi oturduğu ev ise veya borcu evin kıymetine denk veya geride nisap mikdarı kalmayacak kadar yakınsa verilir.
Sual: Salgın hastalık, tabii afet gibi sebeplerle mağdur vaziyete düşenler için açılan kampanyalara zekat, fıtra, fidye verilebilir mi?
Cevap: Devletin veya hayır müesseselerinin zekat fonu kurup isteyenlerin zekat, sadaka, fitre, fidyelerini burada toplayıp hak sahiplerine vermesi iyi bir şeydir. İslamiyetin ilk devirlerinde hükümet hem altın, gümüş, para gibi emval-i batına, hem ticaret eşyası, ziraat mahsulleri ve saime hayvan gibi emval-i zahire zekatı toplardı. Hazreti Osman devrinde suistimal edilmemesi için devletin emval-i batına zekatı toplamaması, herkesin kendi zekatını vermesi hususunda icma oldu Ondan sonra hiçbir İslam Devleti emval-i batına zekatı toplamadı; ama isteyen İslam hükümetine emval-i batına zekatını verebilir. Ancak bu, suistimale açık bir şeydir. Bunu yapanların mutemed kimseler olması lazımdır. Ayrıca bu işin bunun şer’î prensiplere uygun yapılması lazımdır. Bir kere zekat, fıtra, fidye vekilinin belli olması lazımdır. İkincisi zekatın, fıtranın, fidyenin verileceği yerler bellidir. Mesela şer’en zengin olana, gayrı müslime zekat, fitre, fidye verilemez. Oturduğu evi, arabası kullandığı ihtiyaç eşyası dışında, evleri, arsası, tarlası malı, parası varsa ve bunların kıymeti borçları çıktıktan sonra 96 gram altın kıymetinde ise, bu kimse zekat, fitre, fidye alamaz Bunun iyi tespit edilmesi icap eder. Edilmezse hem bunları toplayanlar dinen mesul olur; hem de zekat, fitre, fidye usulüne uygun verilmemiş, mükellefler borçtan kurtulmamış sayılır.
Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye Kitabını Okumak İçin Tıklayınız.