Sual: Herhangi bir bankadan, zaruret olmadan para çekip fâiz ödemek, her zaman ve her yerde haramdır. Böyle olunca, kâfirler, bankadan yüzbinlerce lira çekip büyük işler yapıyor. Müslüman tüccar, bankadan hiç para çekemediği için, büyük işler göremiyor. Ticaret kâfirlerin elinde kalıyor. Müslüman tüccar, onların elinde oyuncak oluyor?
Cevap: Müslüman tüccar, müslüman zenginlerden karz-ı hasen olarak, ödünç alır. Böylece, bankaya binlerce lira fâiz ödemekten kurtulur. Ödünç veren de, çok sevap kazanır. Tüccar, İslamiyete uymazsa, emniyet, güven kazanamaz. Kimseden ödünç bir şey alamaz. Ödünç alamayan bir tüccar, hisse senetleri çıkarıp, müslümanları kendine ortak yapmalı. Kara ortak olmak için, zenginler, tüccara çok para verirler. Bankalar pek az fâiz verdiği için, paralarını bankaya değil, ticarete yatırırlar. Böylece, yurtta ticaret, sanat gelışır. Memleket kalkınır. Hem de, bankalar, zenginleri soyamaz, milleti sömüremez olurlar. Memleket refaha kavuşur.
Sual: Zenginler, tüccarlara ve sanat sahiplerine ortak olmuyor. Paralarını bunlara fâiz ile ödünç vermek istiyorlar. Bunun çaresi nedir?
Cevap: İslam dininde her şeyin çaresi vardır. Her işte İslamiyete uymak pek kolaydır. Bunun için, fıkıh ilmini iyi öğrenmek veya iyi bilen bir Allah adâmını bulup, ona sormak lâzımdır. Zengin, sanat veya ticaret sâhibine lazım olan eşyayı, makineleri, kendisi için satın alır. Sonra, uyuşacakları yüksek fiyatla, veresiye olarak, bunlara satar. Belli zamanlar için ödeme senedi yaparlar. Böylece, sanat veya ticaret sâhibinin işi faizsiz yapılmış, zengin de, banka faizinden katkat çok kazanc sağlamış olur. Aralarına banka karışmamış olur.
Sual: Sanat sâhibine lazım olan demireşya, makina ve benzerleri, zengine satılmıyor. Yalnız sanat sahiplerine satılıyor. Bu durumda ne yapılabilir?
Cevap: İslam dini, her zorluğu kolaylaştırıcıdır. İslamiyette, çözülemeyecek hiçbir mesele yoktur. Ehl-i sünnet âlimleri, kıyamete kadar yapılacak olan her işin, her yeniliğin, her buluşun, insanların saadetleri için kullanılabilmeleri yollarını, Kurân-ı Kerîmden ve hadis-i şeriflerden çıkarmışlar, kitaplarına yazmışlardır. Kendilerini müctehid sanan ve tanıtan ve yüksek İslam âlimleri ile boy ölçüşmeye kalkışan din cahillerine, îman hırsızlarına ve dinde reform isteyenlere, yapacak bir iş bırakmamışlardır. Müslümanların, dinde reform yapmaları, yeni yeni şeyler uydurmaları değil, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarını anlamaya, öğrenmeye çalışmaları, işlerini bunlara uygun yapmaları lâzımdır. Bu çalışmaları nefs ile cihat olur. Felaketten, azaptan kurtulmak isteyenler için, yani Kurân-ı Kerîme, İslamiyete uymak isteyenler için, doğru yol budur. Kendi akıllarına güvenerek, Kurân-ı Kerîmden ve hadis-i şeriflerden mânâ, hüküm çıkarmaya kalkışanlar, yanılır, aldanır ve Ehl-i sünnetten ayrılırlar. Ehl-i sünnetten ayrılan da, ya sapık olur, ya kâfir olur.
Kendisi için mal satın alamayan bir zengin, para vermek istediği sanat sâhibini, (Şu para ile şu malı almak için, seni umumî vekil yaptım) diyerek, vekil yapar. Sanat sâhibi de, vekil olup senet karşılığı, parayı zenginden alır. Bu para ile bu malı, kendi adına satın alır. Zengine teslim edip, senedini geri alır. Aralarındaki ikinci bir sözleşme ile bu malı, zenginden veresiye, yüksek fiyatla satın alır. Böylece, ikisi de, fâiz günahından kurtulmuş ve daha çok kazanmış olurlar.
Sual: Bankalar, zenginlerin, hasislerin sakladıkları paraları alıp, iş adamlarına veriyor. Kalkınmaya yardım ediyorlar. Müslümanlar, banka ile iş görmezse, bankalar kapanır. Bankada çalışan binlerce insan işsiz kalır. Bu zarar nasıl önlenebilir?
Cevap: Zengin, parasını az bir fâiz almak için bankaya yatırıyor. İş adâmına verince, katkat çok kazanır. Elbet bunu tercih eder. Banka, bunların arasına giremez, iş adâmını sömüremez olur. Bankalar, her sene milyonlarca lirayı iş adamlarının cebinden alamayınca, önceki sayfada bildirdiğimiz faydalı hizmetlerine hız verir. Faizsiz kazanclarını arttırır. Hem kazanırlar, hem de kalkınmaya daha çok yardımcı olurlar. Bankada çalışanların ücretlerini bu helal kazançlarından öderler.
Tavsiye yazı –> Ticarette dinini kayırmak nasıl olur?