Sual: Melamilik nedir? Gerçek melamiler kimlerdir?
Cevap: Mekâtib-i Şerîfe’nin 68. mektubunda diyor ki “Sufiye-i aliyye, 2. asrın sonunda meydana çıktı”. 79. mektubunda ve Nefehatü’l-üns kitabının başında ve Seyyid Abdülhakîm efendi, “Er-rıyad-ut-tasavvufiye” kitabının 114. sayfasında buyuruyorlar ki:
Tasavvuf yolunda nihâyete varanlar “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în” iki türlüdür: Birincisi, Resûlullahın “sallallâhü aleyhi ve sellem” izinde giderek kemâle erdikten sonra, insanları gafletten uyandırmak için, halk derecesine indirilmiş olanlardır.
İkincisi, yükseldikleri derecelerde bırakılıp, insanların yetişmesi ile vazifeli olmayan Evliyâdır “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în”. Bunlara, Kutub-i medâr denir.
Tasavvuf yolunda yürüyenler de iki kısımdır: Birincisi, Allahü teâlâdan başka her şeyi unutup, yalnız Onu isteyenlerdir. İkincisi, ahireti, Cenneti isteyen taliblerdir.
Allahü teâlâyı irâde edenler, isteyenler de, iki türlüdür: Biri, nefslerini temizleyip nihâyetten birkaç şeye kavuşmuşlardır.
İkincisi, Melamilerdir. Bunlar, sıdk ve ihlas kazanmaya çalışır. İbâdetlerini, hayratı gizler, sünnetleri, nâfile ibâdetleri de çok yaparlar. Bu ibâdetlerin görünmesinden korkarlar. Bunlar çok kıymetli ise de, mahluk ile meşgul olduklarından, tevhid makâmına varamıyorlar. Melamiler muhlistir. Sufiler ise muhlastır.
Ahiretin talibleri 4 türlüdür: Zahidler, fakirler, huttam ve âbidler.
Bütün bu 8 sınıfın taklitçileri vardır. Bu taklitçilerin her biri de, ya doğru veya yalancı olur. [Biz burada, yalnız Melamilerin iki türlü taklitçisini bildireceğiz]:
Melamilerin doğru taklitçileri, ibâdetlerinin görünmesine ehemmiyet vermezler. Adetlere uyarlar. Herkese tatlı söyleyerek, gülerek kalp kazanmaya uğraşırlar. Nâfile ibâdetleri yapmazlar. Farzlara dikkat ederler. Dünyaya düşkün değildirler. Bunlara, (Kalender) denir. Bunlar, riya, gösteriş yapmadıkları için, Melamilere benzer. Abdullah-ı Dehlevî “rahmetullahi teâlâ aleyh”, 79. mektubunda buyuruyor ki “Kalender, batınını temizlemek, nefsini yok etmek için çalışır. Çok ibâdet yapmaz. Sufi ise, bunun ikisine de çalışır. Mahlukları görmez. Kalenderden daha üstündür”. Zamanımızda, Kalender ismini taşıyan birçok kimse, bu saydığımız şeyleri yapmıyor. Bunlara Kalender yerine (Haşevi) dense yerinde olur. [Haşevi Allahü teâlâyı mahluklara benzeten, madde, cisim diyen kâfirlere verilen isimdir. 72 bidat fırkasından biri olan Müşebbihe ve Mücessime denilen fırkadakilerin çoğu Haşevi olmuşlardır.]
Melamilerin yalancı taklitçileri, zındıklardan bir kısımdır ki her türlü günah işler. Kalplerimiz temizdir, her işi Allah rızası için yapıyoruz derler. Riyadan, gösterişten kurtulup, halis Allah adamı olmak için günah işliyoruz derler. Allahü teâlânın ibâdete ihtiyacı yoktur. Kulların günah işlemesi, Ona zarar, ziyan vermez. Asıl günah, mahlukları incitmek, can yakmaktır. İbadet de, insanlara iyilik, ihsan etmektir derler. Bunlar, dinsiz, zındıklardır. Bugün, Melamilerin bir şeyhleri vardır. Onun yanında bir iki dakika oturanın kalbi Allah dermiş. Gönülde içilen şarap ile hemen sarhoş gibi olurmuş. Kendini (rabbi) ahengine uygulayarak, gerçek insan olurmuş. Şâh damarından daha yakın olan Allah’ın varlığını duyup, Onunla bir arada yaşarmış. Kendi özünden üstün bir etki ve yetki tanımazmış. Kendinde görüp duyduklarına inanılıp, başka bir şeye inanılmazmış. Özünden ve kendi tekliğinden başka varlık yokmuş. Bu sözler, Allahü teâlâyı inkâr etmek olup küfürdür, zındıklıktır.