Sual: Câmide nikâh ve düğün yapmak câiz midir?
Cevap: Şir’atü’l-İslâmda izah edildiği gibi, hadîs-i şerifte, “Nikâhı mescidde yaparak ve def çalarak ilân ediniz” buyuruluyor. Zira mescidler, insanların toplandığı yerlerdir. Böylece evlenenler töhmetten kurtulur. Şerh-i Mesâbih’ten alarak diyor ki: Bu hususta düşünmeli, zararı gerektiren bir şey yapmamalıdır. Zaman içinde düğün cemiyeti âdetleri değiştiği için, nikâhın ve düğünün mescidlerde yapılması terkedilmiştir. Osmanlılar mahzurlarını düşünerek böyle yapmamışlardır. Nikâhı düğün günü kız evinde bir cemaat huzurunda yapmak ve nikâhta oğlan ve kız yerine veli veya vekillerinin bulunması âdet olmuştur. Kızın gelinliği ve süsüyle yabancılara görünmesi, hele hayızlı ve gayrı mesture kadınların, çocukların câmiye girmesi, câmide kadın-erkek bir arada oturulması câiz olmadığından, nikâh cemiyetinin mescidlerde yapılması da uygun değildir. Nikâhı mescidlerde yapınız hadîs-i şerifi, nikâhın mescidde olmasının sünnet olduğunu değil, câiz olduğunu bildiriyor. Burada maksat, nikâhın ilanıdır.
Nitekim hadis-i şerifte “Nikâhı mescidde yapınız ve def çalınız” buyurulmaktadır. Mescidde ise def çalmanın uygun olmadığı ortadadır. Asr-ı Saadet’te mescid bütün sosyal işlerin görüldüğü bir merkez gibiydi. Fakat sahabiler, mescidin edebini gözetirlerdi. Hazret-i Ömer’den itibaren mescidler yalnızca ibadetlerin yapıldığı yerler hâline gelmiş, hatta halife, cemaatle namaza hanımların gelmesini yasaklamış ve “Resulullah aleyhisselâm, şimdiki hâli görseydi, benim yaptığımı yapardı” buyurmuştur. Zamanın değişmesiyle, âdete bağlı hükümler de değişir. Şu halde, câmi âdâbına uygun bir şekilde giyinmiş bir hanımın nikâhı için mescide gelmesi caiz ise de; zamanımızda moda olmaya başladığı gibi, nikâh için kadın-erkek karışık mescidde toplanmak, ziynetli kıyafetlerle imamın önünde diz çökmek, mescidleri düğün meclisi, hatta avlusunu kokteyl mekânı olarak kullanmak, sünnete uygun olmak şöyle dursun, câiz değildir.