Namaz kılmak, vaaz veya mevlid dinlemek için bir araya gelmiş kimselerden meydana gelen topluluğa cemaat denir. Aynı dinden veya soydan insanların topluluğuna da cemâat denir: İslâm cemâatı, Mûsevî cemâati gibi.
Târihte yeniçeri ocağı, saray gibi yerlerde çeşitli hizmetlerin yürütülmesiyle görevli çeşitli topluluklara da cemâat ismi verilmiştir.
Bütün Müslümanlar için “İslâm cemâati” denilmiştir. Ümmet kelimesiyle eş anlamlıdır. Peygamber efendimiz cemâat kelimesini sık sık söylemiş, İslâmiyeti yayarken komşu hükümdârları İslâm cemâatine katılmaya çağırmıştır. Hadîs-i şerîflerde buyruldu ki: “Cemâatten bir karış bile ayrılan kişi, İslâm bağını boynundan çıkarmıştır.”; “Cemâatten bir karış ayrılan ve o hâlde ölen kişi, câhiliye ölümü ile ölür.”; “Allahü teâlânın rahmeti (yardımı) cemâat üzerinedir.”; “Ümmetim dalâlet üzerinde birleşmez.”
Allahü teâlâ Âl-i İmrân sûresinin 103. âyet-i kerîmesinde meâlen buyurdu ki: “Hepiniz Allahü teâlânın ipine sarılınız. Fırkalara bölünmeyiniz.” İslâm âlimlerinden bâzıları, Allahü teâlânın ipi, “cemâat, birlik” demektir dediler.
İslâm dîninde namazların cemâatle kılınması, Peygamber efendimizin mühim (kuvvetli) sünnetidir. Müminin cemâate tâbi olması lâzımdır. Hattâ cemâatle kılınan namazın sevâbı yalnız kılınandan 25 veya 27 derece daha fazladır. Peygamber efendimiz hadîs-i şerîflerde buyurdu ki: “Cemâatle kılınan namaza yalnız kılınan namazdan 27 kat fazla sevap verilir.” ve “İyi bir abdest alıp, mescitlerden birine cemâatle namaz kılmak için gidenin, Allahü teâlâ, her adımına bir sevap yazar ve her adımında amel defterinden bir günâhı siler ve Cennet’te onu bir derece yükseltir.”
Namazda en az 2 kişiden birinin imâm olması ile cemâat meydana gelir. Cumâ ve Bayram namazları için cemâat şarttır.
Cemâatle kılınan namazda kendisine uyulan kimseye “imâm” denir. İmamlığın ve buna uyup cemâat olmanın şartları vardır. Bunlar ilmihâl kitaplarında uzun anlatılmaktadır. Hasta, felçli, bir ayağı kesik olan, yürüyemeyen ihtiyarların ve âmânın cemâate gitmesi şart değildir.
Regâib, Berât ve Kadir gecelerinde kılınan nâfileler cemâatle kılınmaz. Vitir namazı, Ramazan ayında cemâatle kılınır. Başka zamanlarda yalnız kılınır.
Cemâatle namaz kılmanın hikmetinden birisi de cemâatten birinin namazı kabul olursa, onun hürmetine diğerlerinin namazı da kabul olur.
Özür hâli müstesnâ, cemâate devâm etmek îmân alâmetlerinden sayılmıştır. Cemâatle kılınan namaz, Müslümanlar arasında birlik ve berâberliği sağlar. Sevgi ve bağlılığı artırır. Cemâat toplanıp birbirleriyle sohbet ederler. Dert ve sıkıntıları olanlar, hastalar bu sâyede kolayca ortaya çıkar. Cemâat, Müslümanların tek kalb, tek vücûd gibi olduklarının en güzel nümûnesidir.
Namaza dâir cemâatin fazîleti ile ilgili hadîs-i şerîflerden bâzısı şöyledir:
Cemâatle namaz kılan, günün tamâmını ibâdetle geçirmiş sayılır.
Câmiye devâm edenin îmânlı olduğuna şâhitlik ediniz.
Ezânı işittiği hâlde, cemâate gitmemek insana kötülük olarak yetişir.
Benzer Suallerin Cevapları İçin Tıklayınız