Sual: Cenaze namazı kılındıktan sonra cenaze kabre kadar nasıl taşınmalıdır?
Cevap: Cenaze taşımakta önce ön tarafta, meyyitin sağ tarafı, sağ omuza alınıp, 10 adım taşınır. Sonra, arka sağ bacak tarafı sağ omuzda, 10 adım taşınır. Sonra meyyitin sol tarafına, yani arkadan bakıldığına göre, tabutun sağ tarafına geçip, sol omuzda, 10 adım önde, 10 adım arkada taşınır. Hepsi 40 adım eder. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Cenazeyi 40 adım taşıyanın 40 büyük günahı affolur.”
Dükkanda, kahvede olan müslümanlar, bir cenaze görünce, gidip hiç olmazsa 40 adım taşımalı ve biraz arkasından yürümeli, ruhuna Fâtiha ve duâ okumalıdır. Cenazeyi görünce, olduğu yerde ona karşı dikilip beklemenin tahrimen mekruh olduğu, Merakıl-felah ve Halebi-i kebir kitaplarında yazılıdır. Cenazeyi taşıdıktan sonra, arkasından yürümelidir. Peygamberimiz “sallallâhü aleyhi ve sellem”, Sad bin Muaz’ın “radıyallâhu anh” cenazesini taşıdı. Ne büyük bahtiyarlık!
Cenazeyi (Beynel’amudeyn) taşımak, yani sedye gibi, biri önde, biri arkada olmak mekruhtur. (Terbi) şeklinde, yani omuzda, kolundan el ile tutarak dört kişinin taşıması sünnettir. Omuz, kolu altına geçirilmez. Tabutun kolu el ile tutulup omuz üstüne alınır. Cenazeyi sırtta ve hayvan üstünde taşımak câiz değildir.
[Cenazeyi, zaruret olmadıkça kâfirlerin adetine göre, araba ve otomobil ile götürmek kerihtir ve meyyite zulmet ve zarar verir. Taşıyanlara günah olur. İbadet yaparken, İslam adetlerini bırakıp, ecnebi adetlerini almak büyük günahtır. Peygamberimizin “sallallâhü aleyhi ve sellem” ve Ashâb-ı kirâmın “aleyhimürrıdvân” zamanlarında, cenaze yalnız terbi sûretinde taşınırdı. Hükümet, kanun, arabada taşımayı emrederse, emre uyulur.
Süt çocuğunu ve biraz büyüğünü, bir kişi iki eli üzerinde götürür. Bu kişi, hayvan üzerinde de olabilir. Büyük çocuklar, tabut ile götürülür.
Cenazeyi, meyyiti sarsmayacak kadar, hızlı götürmelidir.
Cemaat çok olsun diye Cuma namazından sonraya bırakmak mekruhtur. Cenazeyi gömerken, Cuma namazını kaçırmak tehlikesi olursa, bu zaman cenaze namazı, Cuma namazından sonraya bırakılabilir. [Uzak yerlerdeki akrabasının yetişmesi için, cenazeyi bir veya birkaç gün sonra kaldırmak câiz değildir.]
Bayram namazı cenaze namazından önce, hazır olan cenazenin namazı da bayram hutbesinden önce kılınır. Musallada cenaze namazı için bekleyenler, cenaze yere konmadan önce ayağa kalkmazlar. Surretü’l-fetava sâhibi “rahmetullahi teâlâ aleyh” diyor ki “Musallada oturanlar, cenaze gelince, ayağa kalkmamalıdır.”
Cenazede bulunanlar, arkasında ve ona yakın yürümelidir. Cenazede bulunmak sünnet-i müekkededir. Şâfiî mezhebinde cenazenin önünde gidilir. Kadınlar cenazede bulunmaz. Sessiz götürülür. Yüksek sesle tekbîr, tehlîl, ilâhîler okumak bidat ve günah olduğu Halebi-i kebir ve Merakıl-felah ve Tahtavi haşiyesinde ve Nimet-i İslam’da ve Şiratül-İslam şerhi sonunda uzun yazılıdır.
Câhillerin yapmalarına ve yazmalarına aldanmamalıdır. Böyle bidatler bulunan cenazeyi terketmemeli, mümkün ise, mâni olmalıdır. Fakat, bidat bulunan ziyafeti terketmek lâzımdır. Cenazenin ön ve yan taraflarında yürümek câiz ise de, arkasında gitmek daha iyidir.
Hayatta iken, kendi için kabir kazdırmak câizdir. Kendi mülkünde ise, ona mahsus olur. Kendi mülkünde değil ise ve kabristanda yerini satın almamış ise, başkası da oraya gömülebilir.
Künuzü’d-dekaık’da yazılı İbni Macenin bildirdiği hadis-i şerifte, “Cenazeyi yüksek sesle ve ateş, ışık ve başka şeyler taşıyarak götürmeyiniz!” buyuruldu.