Bu mektup, şeyh Sadreddin’e yazılmıştır. İnsanın, kulluk vazifelerini yapmak ve Allahü teâlânın sevgisine kavuşmak için yaratıldığı bildirilmektedir:
Hak teâlâ sizi, yüksek insanların istediği şeylerin sonuna kavuştursun! İnsan, kulluk vazifelerini yapmak için ve hep Hak teâlâ ile olmak için yaratıldı. Bunlara da, geçmişlerin ve geleceklerin efendisine “aleyhi minessalevâti etemmühâ ve minetteslimati ekmelühâ” zâhiri ve bâtını tam uydurmadıkça, kavuşulamaz. [Yani haramlardan ve mekruhlardan sakınmadıkça kavuşulamaz.] Allahü teâlâ, bizim ve sizin sözlerimizi ve işlerimizi ve zâhirlerimizi ve bâtınlarımızı ve ibâdetlerimizi ve îtikatlarımızı, o yüce Peygambere “sallallâhü teâlâ aleyhi ve alihi ve sellem” uygun yapmakla şereflendirsin! Âmin ya Rabbel’âlemin. Fârisî beyt tercümesi:
Allahtan başka her neye tapınsa, hepsi hiçtir.
Yazıklar olsun ol kimseye ki bir hiç iledir.
Hak teâlâdan başka olarak özenilen her şey, mâbud olur. Hak teâlâdan başkasına ibâdet etmekten kurtulmak için, Ondan başka hiçbir şeye özenmemek, hiçbir şeyin arkasına düşmemek lâzımdır. Ahireti, Cennet nimetlerini istemek de, böyledir. Bunları istemek, her ne kadar sevap ise de, mukarreblerce günah sayılır. Ahiretteki şeyleri istemek böyle olunca, dünya işlerine düşkün olmanın neye varacağını anlamalıdır. Çünkü dünya, Hak teâlânın sevmediği şeylerdir [Haramlar ve mekruhlardır]. Dünyadaki şeyleri yarattığından beri onlara hiç kıymet vermemiştir. Allahü teâlânın sevmediği şeyleri sevmek, günahların başıdır. Bunlara düşkün olanlar, arkalarında koşanlar merhametten uzak olur. Hadis-i şerifte, (Dünya mel’undur ve dünyada olan şeylerden Allah için yapılmayanlar mel’undur) buyruldu. Allahü teâlâ, hepimizi dünyanın ve dünyada olanların şerrinden, zararlarından korusun. Sevgili Peygamberi ve geçmişlerin, geleceklerin efendisi Muhammed aleyhisselâmın hürmetine duamızı kabul buyursun! Vesselâm, vel-ikram.