Bu mektup, yine Mollâ Tâhir-i Bedâhşi’ye yazılmıştır. Yolluk bulunması, haccın vücûbünün şartıdır. Yol parası olmadan hacca gitmek, başka vazifeler yanında vakit kaybetmek olduğu bildirilmektedir:
Kardeşim Hâce Muhammed Tâhir-i Bedâhşinin kıymetli mektubu geldi. Allahü teâlâya hamd ve şükür olsun ki fakirleri sevmekte ve bağlanmakta gevşeklik olmamış. Ayrılık günlerinin uzaması buna yol açmamış. Bu haliniz büyük saadetin alâmetidir. Bizi seven kardeşim! Gitmeye karar verdiniz ve izin istediniz. Ayrılırken, belki biz de yolda size kavuşuruz demıştık. Bunu çok istedik. Fakat, istihâreler uygun olmadı. Bu yolculuğumuzun câiz olacağı anlaşılmadı. Bunun için, vazgeçtik. Daha önce sizin gitmeniz de uygun görülmemişti. Fakat, çok istediğiniz düşünülerek, açıkça men’ edilmedi. Yola çıkmak için, yolluk parası bulunması şarttır. Buna gücü olmayanın hacca gitmesi, boş yere vakit geçirmek olur. [Haccın vücûb şartlarından biri, yol parasına mâlik olmaktır. Yol parası olmayana hacca gitmek farz olmaz. Hacca giderse, nâfile hac yapmış olur. Ömreye gitmek de, zaten farz ve vâcib değildir. Yani nâfile ibâdettir. Nâfile ibâdeti yapmak, bir farzın terkine veya bir haram işlemeye sebep olursa, ibâdet olmaktan çıkar. Günah işlemek olur. 29. mektuba bakınız!] Daha lüzumlu işi bırakıp da, farz olmayan işi yapmak uygun olmaz. Bunları size birkaç mektupta bildirmiştim. Elinize gelip gelmedikleri bilinmiyor. Bizim sözümüz, bu kadardır. Ötesini siz bilirsiniz. Vesselâm. [250. mektubun sonunda da, hac üzerinde bilgi vardır.]