Bu mektup, Mollâ Abdülgafur-i Semerkandi’ye yazılmıştır. Bu büyüklerin nisbetinden az bir şeye kavuşulursa, bunu az görmemek lazım geldiği bildirilmektedir:
Okşayıcı, kıymetli mektubunuz geldi. Fakirleri sevmek ve onlarla ilgilenmek, Allahü teâlânın büyük nimetlerindendir. Bunun artmasını Hak teâlâdan diler ve umarız. Fakirlere gönderdiğiniz hediye de geldi. Selametiniz için Fâtiha okundu. Öğrendiğiniz yolu ve buradan elinize geçen nisbeti ve bunlar üzerinde hiçbir şey yazmamışsınız. Bunlarda gevşeklik olmaktan Allahü teâlâ korusun! Fârisî beyt tercümesi:
Onun hayalinin bir ân görünmesi,
Güzellerle bulunmaktan daha tatlı.
Bu büyüklerin nisbetinden az bir şey ele geçerse, onu az bilmemelidir. Çünkü başkalarının, yolun sonunda kavuştukları, bu yolun başında ihsan olunur. Fârisî Mısra tercümesi:
Gülbahçemi gör de, baharımı anla!
Fakat, bu nisbeti taşıyanlara olan muhabbet ipiniz kuvvetli bağlanmış olunca, bu gevşeklikten dolayı üzülmemelisiniz. Çok kullanılmış olan pardesü gönderildi. Bunu arasıra giyiniz ve saygı göstererek saklayınız. Çok faydalar umulur. Bunu abdestli olarak giyiniz ve öylece vazifenize başlayınız! Kalbinizi tam toparlıyabilirsiniz. Her mektubunuzda, önce bâtındaki hallerinizden yazınız! Batının halleri olmadan, yalnız zâhirin hallerine kıymet verilmez. Fârisî Mısra tercümesi:
Her ne olursa olsun, sevgiliden konuşmak daha tatlı!
Allahü teâlâ, bize ve size, miraç gecesi gözleri Ondan kaymayan, insanların efendisine “aleyhi ve alâ Âlihissalatü vesselâm” hem zâhirde, hem bâtında uymak nasip eylesin! Fârisî Mısra tercümesi:
İş budur, bundan başkası hiçtir!
Allaha tevekkül edenin yaveri Haktır.
Na-şad gönül, bir gün olur, şad olacaktır.