Bu mektup, Şerefeddin-i Bedâhşi’ye yazılmıştır. Çok zikir yapmayı nasihat etmektedir:
Oğlum Şerefeddin Hüseyinin mektubu geldi. Allahü teâlâya hamd olsun ki fakirleri hatırlamakla şereflenmektesiniz. Aldığınız vazifeyi çok yaparak zamanlarınızı kıymetlendiriniz! Fırsatı elden kaçırmayınız. Geçici olan şanlar, şerefler sizi aldatmasın. Dünya lezzetleri, hakiki lezzetlerden mahrum etmesin. Fârisî beyt tercümesi:
Sana söyleyeceğim hep şudur:
Çocuksun, yol ise korkuludur.
Allahü teâlâ, bir kulunu gençlikte tövbe etmeye kavuşturursa ve bu tövbesini bozmaktan korursa, ne büyük nimet olur. Diyebilirim ki bütün dünya nimetleri ve lezzetleri, bu nimetin yanında, büyük deniz yanındaki bir damla su gibidir. Çünkü bu nimet, insanı Allahü teâlânın rızasına, sevgisine kavuşturur. Bu ise, dünya ve ahiret nimetlerinin hepsinin üstündedir. Âli-i İmrân sûresi 15. ve Tevbe sûresi 73. âyetinde meâlen, (Allahü teâlânın râzı olması nimeti daha büyüktür) buyruldu. Doğru yolda olanlara ve Muhammed Mustafaya “aleyhi ve alâ Âlihissalevâtü vetteslîmâtü etemmühâ ve ekmelühâ” uymakla şereflenenlere selam olsun!