Bu mektup, yine Seyyid Şeyh Ferid’e “rahmetullâhi aleyh” yazılmıştır. İslamiyeti yaymaya teşvik eylemektedir:
Allahü teâlâdan dilerim ki o büyük sülalenin yardımı ile İslamiyet güneşi parlasın, Ahkâm-ı ilâhiyyenin güzelliği, her tarafa yayılsın. Fârisî Mısra tercümesi:
İş budur, bundan başkası hiçtir!
Bugün de, kimsesiz kalan müslümanların, bu dalâlet girdabından kurtuluş ümiti, ancak, insanların en iyisinin evladının gemisindedir. Bir hadis-i şerifte “Ehl-i beytim, yani evlatlarım, Nuh aleyhisselâmın gemisi gibidir. Buna binen kurtulur, binmeyen helak olur” buyruldu. Bu büyük saadeti ele geçirmek için, çok çalışınız! Çok şükür, Allahü teâlâ, mevki kuvvet, tesirli söz nimetlerini vermiştir. Zatınızın şerefi de, bunlara katıldığında saadet meydanında bütün akranlarınızdan ileri gitmeniz pek kolaydır. [Hazret-i Ali ile hazret-i Fâtıma’ya “radıyallâhu anhüma” ve ikisinin çocuklarına ve bütün torunlarına (Ehl-i beyt) denir.]
Bu fakir, doğru olan bu İslamiyeti kuvvetlendirmeye ve yaymaya yarayan böyle şeyleri söylemek için, yüksek hizmetinizle şereflenmeye kalktım. Mübarek Ramazan ayının hilali Dehli’de iken görüldü. Kıymetli validenizin, Dehli’de kalmamızı istedikleri anlaşılarak, Kurân-ı Kerîm’in hatmini dinlemek için orada kaldık. Âmir, Allahü teâlâdır. Dünya ve ahiret saadetinize duâ ederim.