Sual: Dua nasıl edilir?
Cevap: Yakup bin Seyyid Ali “rahmetullahi teâlâ aleyh”, Şir’atü’l-İslam şerhinde diyor ki hadis-i şerifte, “Duâ etmek, ibâdettir” buyuruldu. Kabul olmazsa da, sevap hâsıl olur. Duanın kabul olması için şartlar vardır: Helal yemelidir. Haram lokma yiyenin duâsı kırk gün kabul olmaz. Duâ ihtiyacı gideren, saadete kavuşturan kapının anahtarıdır. Bu anahtarın dişleri, helal lokmadır. Giydiği de tîb olmalıdır. Hazar olmayan, men’ edilmiş olmayan mala helal denir. Hazer olmayan, yani şüpheli olmayan mala tîb denir. Duâ ederken, kalp uyanık olmalı, kabul edileceğine inanmalıdır. Söylediğinden haberi olmayan gâfilin duâsı kabul olmaz. Duadan evvel tövbe ve istiğfar etmelidir. Duanın kabulü için acele etmemelidir. Duaya devam etmeli, usanmamalıdır. Allahü teâlâ, duâ etmeyi ve duâ edeni sever. Kabul ettiği hâlde, istenileni vermeyi geciktirerek, duanın ve sevâbının çok olmasını ister. Duâyı, hiç olmazsa, 7 kere tekrar etmelidir. Rahat ve huzur zamanlarında çok duâ edenin, dert ve bela zamanlarındaki duâları çabuk kabul olur. Duadan evvel, Allahü teâlâya hamd ve Resûlullaha salât ve selâm söylemelidir. Resûlullah “sallallâhü aleyhi ve sellem” duaya başlarken, (Sübhâne Rabbiyel aliyyil a’lel-Vehhâb) derdi. Evvela, günahlarına tövbe etmeli, sonra bütün müminlerin sıhhat ve selametleri için duâ etmeli ve her dileğini söyleyip, vermesini can ve gönülden istemelidir. Akla ve şer’a uymayan şey istememeli, mesela, Cennetin sağ tarafında beyaz bir köşk ver dememelidir. Kalbine gelen hayırlı şeyi istemeli, söylediğinin mânâsını öğrenmelidir. Duâ, bir temenni olmamalı, istediği şeye kavuşturacak sebeplere yapışmalıdır. Mesela, önce tâat ve ibadata sarılmalı, sonra Allah’ın rızasına kavuşmak için duâ etmelidir. Taatler, ibâdetler, rızanın, muhabbetin sebepleridir. Sebeplere yapışmadan yapılan duâ kabul olmaz. Buna duâ denmez. Faydasız temenni denir. Ümit edilmeyen şeyi istemeye temenni denir. Ümid edilen şeyi istemeye reca denir. İstenilen şeyin sebeplerine kavuşturmasını dilemelidir. Hadis-i şerifte, “Çalışmadan duâ eden, silahsız harbe giden gibidir” buyuruldu. Abdest alıp, diz üstüne, kıbleye karşı oturup, elleri göğüs hizasında ileri uzatıp, avuçları [semaya karşı] açıp, Peygamberlere ve Evliyâya tevessül ederek, Onların hatırları ve hürmetleri için istemeli, sonunda (Âmin) demelidir. Her şeyden önce, afv ve mağfiret ve âfiyet için duâ etmelidir. Bunların hepsini ihtiva eden çok kıymetli duâ, (Allahümme rabbenâ âti-nâ fiddünyâ haseneten ve fil-âhireti haseneten ve kı-nâ azâbennâr)dır. Kendisi, ehli ve evladı için zararlı duâ yapmamalı, [mesela (Ya Rabbi! Canımı al) dememelidir]. Kabul olursa, pişmanlık fayda vermez. Şir’a şerhinden tercüme tamam oldu.
Tavsiye Yazı –> Salavat-ı şerife getirmenin fazileti