214 – Aşağıdaki yazılar, (Mecelle) kitabından alınmıştır:
833) Bir malı, karşılıksız olarak başkasına vermeye (Hibe) denir. Malı teslim aldığı zaman, onun mülkü olur.
834) Hibe etmek için birisine getirilen veya gönderilen mala (Hediye) denir. [Birisine hediye göndermek, ona olan sevgiyi bildirmek olur. Hadis-i şerifte, (Bir din kardeşinizi seviyorsanız, sevdiğinizi kendisine bildiriniz!) buyuruldu. Bunun için, hediye vermek ve hediye kabul etmek sünnettir.]
835) Sevap kazanmak için fakire hibe olunan mala (Sadaka) denir.
836) Bir şeyi karşılıksız yemesi için birine izin vermeye (İbaha) etmek denir.
839) Bir şey demeden karşılıklı vermek, hibe olur.
840) Birinin göndermesi, ötekinin kabzı hibe olur.
841) Bu malı sana hibe ettim derse, öteki de, orada kabz etse, yani alsa hibe tamam olur.
845) Müşteri, malı teslim almadan başkasına hibe edebilir.
847) Alacağını borçluya hibe etse veya borçluyu (ibra) etse, yani alacağım yoktur derse, borç kalmaz.
849) Kabz olunmadan önce, ikisinden birisi ölse, hibe batıl olur.
850) Akıl, baliğ olan çocuğuna hibe edince, kabz etmesi lazımdır.
853) Baliğ olmamış, akıl çocuğun da kabzı lazımdır.
854) Gelecek ay başında, şu malı sana hibe ettim demek sahih olmaz.
855) Bir kimse, kendi borcunu eda etmek şartı ile birine bir şey hibe ettikte, borç ödenince, hibe lazım olur. Ödemezse, hibeden vazgeçebilir. Ölünciye kadar nafakasını vermek ve kendine hizmet etmek şartı ile evini birine hibe ve teslim ettikte, hizmete başlarsa, evi geri alamaz.
856) Hibe ederken malın mevcut olması şarttır. Hazır olması şart değildir.
857) Başkasının malı, ondan izinsiz hibe edilmez.
858) Mal malum ve muayyen olmalıdır.
859) Hibe edenin akıl ve baliğ olması şarttır. [Bundan dolayı, meyyitin günahlarını, borçlarının iskatı için devir yapılırken, fakirler arasına çocuk oturtulmaz.] Fakat, çocuğa hibe etmek sahihtir.
860) Cebr ve ikrah ile hibe sahih değildir.
861) Hibe kabz edilince mülk olur. Satın alınan mal ise, söz kesilince, kabz edilmeden evvel mülk olur.
862) Kabz edilmemiş hibe geriye alınabilir.
873) Alacağını borçlusuna veya başkasına hibe eden, vazgeçemez.
876) Düğünlerde getirilen hediye, getirilen kimse belli değil ise, memleketin adetine bakılır.
879) Ölüm hastası, varislerinden bir kısmına hibe edemez. Malının 3’te 1’ini varislerinden başkasına hibe ve vasiyet edebilir.
Bir kimse, birkaç kişi arasından dilediğine hibe yapabileceği gibi, bunlar arasında (Kur’a) çekerek isabet edene de hibe yapabilir. Kur’a, başkası tarafından yapılan ikramiyeye, yardıma kavuşmak isteyenler arasında çekilir. Kur’aya katılacaklardan hiçbir karşılık istememek şarttır. Bir şey alırsa, aldıklarını dağıtmış olur. Aldıkları kendinde emanet olup bunları sahiplerine vermesi lazım idi. Kullanması haram idi. O ise kullandı ve çoğunun haklarını ödemeyip, diğerlerine verdi. Haram olarak verdiklerine kendi malından da ekledi.
215 – Bir şey satan kimsenin, akid yaparken, yani söz kesilirken, müşteriye hediye vereceğini şart eylemesinin caiz olmadığı, fakat fasid şartı akidden evvel söyleyip, akid yaparken söylemezlerse, caiz olacağı muteber kitaplarda yazılıdır. Buna göre, bazı müşterilerine ayrıca hediye vereceğini ve hediye vermenin kaç satış devam edeceğini ilk satıştan evvel haber verip, akid esnasında şart etmez ise, akidden sonra bu vaadini söylemesi ve yerine getirmesi caiz olur. Çünkü hediyeyi böyle şart etmesi, akidden sonra, semenden bir miktarını tenzil etmek olup caizdir. Semen kabz edilmiş ise, bu tenzil, yeniden akid olur. Tenzil edilen miktarı müşteriye geri verir. Semen kabz edilmemiş ise, 1. akid, tenzilli semen ile yapılmış olur. Her iki hâlde de, hediye müşterinin malı, mülkü olmaktadır. Müşteriler arasında piyango çekerek, hediyeyi yalnız kazananlara vermesi haramdır. Çünkü, kazanmayanların malını gasp edip, bunları kazananlara vermiş olur.
İbni Abidin “rahime-hullahü teâlâ” (Reddü’l-muhtar) 4. cildi, Mısır baskısının 121. sayfasında diyor ki (Bey’in icabı olmayarak, satıcıya veya müşteriye faydası olan bir şart ile yapılan satış fasid olur. Bayiden buğdayı un yaptıktan veya meyveyi topladıktan sonra teslim etmesini veya peşin olarak pazarlık edince, semeni [parasını] vermeden önce malı teslim etmesini yahut semeni başka köyde vermeyi veya bayiin müşteriye bir şey hediye etmesini, mebii belli bir zaman sonra teslim etmesini şart etmek, bey’i ifsad eder. Fasid satış yapmak haramdır. Fesh etmeleri [vazgeçmeleri] vâciptir. Başka yerdeki birine, falanca malımı sana şu kadara sattım veya seni nikah ettim yazsa veya haberci gönderse, o da, teklif olunanı anlayınca, kabul etse, sahih olur.) Görülüyor ki satıcının, alıcılara bir mal hediye edeceğini gazete ile önceden ilan etmesi, okuyanların da, bu malı bunun için satın almaları, fasid satış olmaz. Mesela, satın alınan mal arasından çıkan kağıtta, (Size şu hediyemiz verilecektir. Gelip alınız!) yazılı ise, bunu alması caiz olur. Gazeteci önceden bildirip, gazete satın alınırken söylenmezse alması caiz olur. Tüccarın ve gazetecinin şart ettiği hediyeler, ilim kitabı ise, emr-i maruf da olur.
(Hindiye) de diyor ki (Falandan alacağım para ile diyerek satın almak fasittir.) Borçlusundan almış olduğu (Bono) denilen senedi vererek bir şey satın almanın caiz olmadığı, buradan da anlaşılmaktadır. Kendisi, yeniden yazıp vermelidir.