KOMŞU FASLI

159 – Ey Oğul! Komşunu gördüğün zaman, hal ve hatırını sor! Hasta olunca ziyaretine git. Komşunun evine gidince, izin almadan içeriye girme! Elinden gelirse, komşunun ihtiyacına yardım eyle! Komşuların hakkı çok mühimdir. Zira Peygamberimiz “aleyhisselâm” buyurdu ki “Komşunun miras gibi hakkı vardır, o da komşuluk hakkıdır. Eğer müslüman ise, sende 2 hakkı vardır: Biri komşu hakkı, biri de müslüman hakkı.”

 Komşunun yiyeceği yok iken, sen elindeki yemeği yiyemezsin. Zira onun, senin elindeki yemekte dahi hakkı vardır. Her yemek yediğin zaman, düşünmen lazımdır ki acaba komşularımdan yiyecek yemeği olmayan var mıdır?

Her müslümanın, bilhassa yeni evlilerin, müslüman mahallesinde, ehl-i sünnet olan ve haramlardan sakınan, ibadetlerini yapan salih müslümanlar arasında ev araması lazımdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Ev satın almadan evvel, komşuların nasıl olduklarını araştırınız! Yola çıkmadan evvel, yol arkadaşınızı seçiniz!”  Bir hadis-i şerifte, “Komşuya hürmet etmek, ana-babaya hürmet etmek gibi lazımdır”  buyuruldu. Komşuya hürmet onunla iyi geçinmektir. Onu incitecek söz ve hareketlerde bulunmamaktır. Her taraftan birer, ikişer ve nihayet 40 ev, komşuluk hakkına mâlik olur. Komşunun mal, mülk hakları, (Mecelle) nin 1192. ve sonraki maddelerinde yazılıdır.

MAHALLE ADABI HAKKINDA FASL

160 – Zaruri bir işin olmadıkça, toplantılar arasına girme! İçki kumar, çalgı bulunan, kadın erkek beraber oturulan yerlere gitme ve zevceni, çocuklarını gönderme! Böyle yerlere (Fısk meclisi)  denir. İster kapalı olsun, ister açık saçık olsun, yabancı kadınlara ve kızlara bakma! Bir kızı görüp de, haram olduğu için ona bakmayanlara şehit sevâbı verilir. Mahallede yürürken pencerelere bakma! Gördüğün kadına yakın yürüme! İlk görünce senin bir şeyin olmadığını anlarsın, artık ondan sonra bir defa daha bakma! İlk görmeye günah yazılmaz. Bakmaya devam edince veya tekrar bakınca yazılır. Hazret-i Ali “kerremallahü vecheh” buyurdu ki ömrümde bir kere dahi kadınlara şehvet ile bakmadım. Şehvet nazarı ile kadınlara bakmak, göz zinasıdır. Tövbe etmelidir. Her yere burnunu sokma, ya bir kazaya uğrar, yahut bir bühtana, iftiraya düçar olursun.

171 – Pazar yerinde gezerken kimseyi rahatsız etme! Sokaklarda sümkürme, kimse ile alay etme! Yürürken ve insanlara karşı yemek yeme! Kimse ile kavga eyleme, dostla da, düşmanla da münakaşa etme! Sattığın eşyayı geri getirirlerse reddetme! Yalan söyleme! Haram yeme, kimseyi aldatmaya kalkışma!

Peygamberimiz “sallallâhü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Bir kimse çarşıya girince “Lâ ilâhe illallahü vahdehu la şerike leh, lehül mülkü ve lehül hamdü yuhyi ve yümit ve hüve hayyün la yemutü biyedihil hayr ve hüve alâ külli şey’in kadir” okusun, bin günahı affolur.)

 Dükkanını Besmele ile aç ve kapa! Yenecek bir şey aldığın zaman, açık olarak tutup eve getirme, bir şeye sar ve örtülü şekilde yiyeceğini eve götür! Eve gidince, çocukları herhangi bir şeyle sevindir! Dükkanına geç git ve erken kapa! [Diğer zamanlarında ilmihal öğren ve öğret!]

188 – İnsanlara daima iyi muamelede bulun! Gördüğün küçük, büyük her müslümana müslüman selamı ver! İnsanlarla iyi geçin ki öldükten sonra seni yad etsinler ve hayır duâ  ile ansınlar. Bir kimse, bir mümin kardeşine, (Selamün-aleyküm) diyerek müslüman selamı verse, 10 sevap yazılır. (Esselamü-aleyküm ve rahmetullah) derse, 20 sevap yazılır. (Ve aleyküm selam) diye cevap verene, on sevap yazılır. Selam verene, cevap vermek farzdır.

(Merakı’l-felah) da, namazın müfsitlerine başlamadan diyor ki: (Başı veya bedeni eğerek selam vermek mekruhtur. Yalnız el ile selam vermek ve eli başına kaldırarak vermek de mekruhtur. Ağız ile ve el ile birlikte vermek mekruh değildir. Gelen büyüğe karşı ayağa kalkmak, gelen böyle yapılmasını sevmezse, mekruh değildir. Severse, kendisine mekruh olur. Şerrinden korkup kalkana mekruh olmaz. Giderken kalkmak da böyledir. Âlimin ve âdil sultanın [salih olan hükümet adamlarının], ananın, babanın elleri öpülür.)

209 – Adetler, (Delil-i şeri) olamaz. Din, adetlere tabi olamaz. Adetlerin, modaların İslamiyete uygun olması lazımdır. Bir işin İslamiyete uygun olmasını sağlamak için, bu iş ile ilgili çeşitli kaviller varsa, bunlardan zamana ve şahsa uygun, elverişli olan kavle uygun olması sağlanır. (Ahkâm zaman ile değişir) sözünün bu demek olduğu, Berika’da, fitne bahsinde yazılıdır.

HAKİM VE DAVACILAR FASLI

166 – Mahkemeye bir işin düşünce, hakim karşısında davacı ile veya davalı ile kavga etmeye kalkışma! Ne sorulursa o kadar cevap ver! Şayed şahit olarak gidersen, hiç kimsenin tesiri altında kalmadan ve kimseden korkmadan Allah rızası için doğru konuş! Zalimlere doğru söyleyip de, müslümanın malını, canını, namusunu yıkmaktan sakın! Olur olmaz bir iş için hemen mahkemeye koşma! Daima uzlaşmak ve uyuşmak tarafını tercih eyle! Hem kendin uğraşmazsın ve hem de müslümanı affetmek sevâbını kazanırsın. Zaten sulh, hükümlerin en büyüğüdür.

Herkesin şahsiyet ve makamına göre konuşmak lazımdır. Bir köylü ile konuştuğun gibi, bir ilim adamı ile de aynı şekilde konuşma! Herkesin anlayabileceği gibi konuş ve her şahsın yaşına, ilmine ve salahiyetine göre konuş! Konuşurken dikkatli bulun, gelişi güzel konuşma! Mahkeme ve hükümet memurları ile konuşmaya mecbur kalırsan, daha evvel müslümanlara danış! Meşveret sünnettir ve çok sevap ve çok faydalıdır. Onlarla müdara ile ve güle güle konuş, sert söyleme ve sana geldikleri zaman, onlara yemek veya bir şey ikram et! Memurlarla latife etme, kendine hürmet ettir!

158 – Kâfirin, mürtedin yemini muteber değildir.

 

En Çok Okunan Yazılar

Tavsiye Ettiğimiz Temel KitaplarMeâl Okumak Câiz Midir? Ehl-i Sünnet İtikadı Nedir? Ehl-i Sünnet Olmanın Şartları Nelerdir?Her Gün Okunması Gereken Çok Mühim Bir DuâSeyyid Abdülhakîm Arvâsî Hazretleri ve Tasavvuf Terbiyesi Sultan Vahideddîn Hân'a Dâir Sualler