1. Gıybet ve Söz Gezdirmenin (Koğuculuğun) Haramlığı

Bil ki, bu iki huy, insanlar arasında en çok yayılan çirkin şeylerin en çirkinidir. Öyle ki insanlardan az kimse bunlardan kurtulur. Bunlardan genellikle sakındırmaya ihtiyaç bulunduğundan onlardan söz etmeye başladım.

Gıybete gelince: İnsanı, hoşlanmadığı halleri ile anmandir. Hoşlanmadığı şey, ister vücudunda, dininde, dünya işinde, nefsinde, yapısında ahlâkında, malında, çocuğunda, ana-babasında, eşinde, hizmetçisinde, kölesinde, sarığında, elbisesinde, yürüyüşünde, hareketinde, sevinmesinde, şakasında, asık suratında, tatlı yüzünde yahut bunlara benzer hallerinde bulunsun. Bunları sözünle, yazı ile hoşlanmadığı bir hâl olarak ifade etmen, işaret kullanman, gözünle, elinle, başınla yahut benzeri bir şeyle işaret etmen hep gıybet olur.

Bedende olanlar (hoşlanılmayan ve gıybet yerine geçen sözler): Kör, topal, şaşı kel, kısa, uzun, siyah ve sarı gibi söylenilen sözler.

Dinde olanlar: Fasık, hırsız, hain, zâlim, namaza gevşek, necasetlerde müsamahakâr, babasına itaat etmez, zekâtı yerinde harcamaz, gıybetten kaçınmaz gibi..

Dünya işlerinde olanları: Edebi az, insanlara gevşek davranır, kimseye hak tanımaz, çok konuşur, çok yer yahut çok uyur, zamansız uyur, lâyık olmadığı yere oturur gibi…

Baba ile ilgili (gıybet) sözler: Babası fâsıktır, Hind’lidir, katrancıdır, Zencidir, tamircidir, bez satıcısıdır, köle dellâlıdir, marangozdur, demircidir, dokumacıdır gibi…

Ahlâkla ilgili olanlar: Ahlâkı kötü, kibirli, riyakâr aceleci, zorba, âciz, kalbi zayıf, kızgın, asık suratlı, azledilmiştir, gibi sözler söylemek…

Elbise ile ilgili sözler: Elbisesinin yeni geniştir, eteği uzundur, elbisesi kirlidir ve benzeri sözler söylemek… Geri kalanlar, bu anlattıklarımıza kıyas edilir. Bunun kaidesi, adamı hoşlanmadığı bir hali ile anmaktır.

İmâm Ebû Hâmid el-Gazali gıybet üzerinde müslümanların ittifakını şöyle anlatmıştır: Başkasını hoşlanmadığı bir şeyle anmak gıybettir. Bunu açık olarak beyan eden hadis gelecektir. Söz gezdirmeğe (koğuculuğa) gelince: bu insanların sözlerini bozgunculuk ve fesad maksadı ile birbirlerine aktarmaktır. İşte gıybet ile koğuculuğun tarifleri budur. Hükümleri ise, müslümanların ittifakı ile her ikisi de haramdır. Kitab, sünnet ve icmaı ümmetten haram olduklarına dair açık deliller birbirlerini takviye etmiştir.

Allahü teâlâ şöyle buyurmuştur:

“Bir kısmınız bir kısmınızı gıybet etmesin.”[18]

“Her ayıplayana ve gıybet edene azâb olsun.”[19]

“Çok ayıplayanı ve koğuculuk edeni (tanıma).[20]

896– Huzeyfe’den (radıyallahü anh) yapılan rivâyete göre Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

“Koğucu cennete girmez.”[21]

897– İbn Abbâs’dan (radıyallahü anhüma) rivâyet edilmiştir:

Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem iki mezara uğradı da: Bunlara azâb ediliyor; fakat büyük günahdan dolayı azab edilmiyorlar, dedi. Ravi demiştir ki, Buhârî’nin rivâyetinde şöyledir:

“Doğrusu o azâb büyüktür.” Bunlardan biri koğuculuk yaparak dolaşıyordu. Diğeri de idrarından sakınmazdı (insanların gözünden yahut sıçramışından kaçınmazdı.)”[22]

898– Ebû Hüreyre’den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

“Gıybet nedir, bilirmisiniz? (Ashâb):

Allah ve O’nun Resûlü bilir, dediler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

Kardeşini hoşlanmadığı bir şeyle anmandır. Denildi ki:

Söylediğim şey kardeşimde varsa gıybet olur mu? Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

Söylediğin şey onda varsa gıybet etmiş olursun onu. Eğer söylediğin şey onda yoksa, ona iftira etmiş olursun, buyurdu.”[23]

899– Ebû Bekre’den (radıyallahü anh) rivâyet edilmiştir: Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem Veda haccında kurban kesme gününde Mina’daki hutbesinde şöyle buyurdu: Kanlarınız, mallarınız ve ırzlarınız (namus ve şerefleriniz) bu şehrinizde, bu ayınızda bu gününüzün hürmeti gibi size haramdır (karşılıklı olarak bu haklarınızı korumakla mükellefsiniz). Dikkat edin! Tebliği ettim mi?”[24]

900– Âişe’den (radıyallahü anha) yapılan rivâyetde şöyle anlatmıştır:

“Ben Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem’e şöyle söyledim: (kusur hallerinden ortağım) Safiyye’den şu ve şu sana yeter.” (Ravilerden biri demiştir ki, Âişe bu sözle kısalığını kasdetmiştir). Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bana: Öyle bir söz söyledin ki, eğer deniz suyu ile karıştırılsa, onu bulandırırdı, dedi. Hazret-i Âişe anlatmaya devam ediyor: Bir adamı hoşlanmayacağı hâl ile peygambere anlattım. Bunun üzerine şöyle buyurdu: Benden şu ve bu olduğu hâlde bir insanı hoşlanmayacağı şeyle anmayı istemem.”[25]

Ben derim ki, bu hadis gıybetten alıkoyan hükümlerin en büyüklerindendir yahut en büyüğüdür. Bu derecede gıybeti kötüleyen bir hadis bilmiyorum.

Peygamber kendiliğinden konuşmaz, onun söylediği (dinî hüküm) ancak kendine vahyolunan bir vahiydir.”[26]

Kerîm olan Allah’dan lütfunu ve her hoş olmayan şeyden afiyet vermesini dileriz.

901– Enes’den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre demiştir ki, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Miraca çıkarıldığım zaman bir kavme rasgeldim. Onların bakırdan tırnakları vardı; onlarla yüzlerini ve göğüslerini tırmahyorladı. Bunlar kimdir? Ey Cibril, dedim. Bunlar insanların (gıybet ederek) etlerini yiyenler ve onların ırzları ile uğraşanlardır,” dedi.[27]

902– Said ibn Zeyd’den (radıyallahü anh) yapılan rivâyetde Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

“Haksız yere müslümanların ırzına (şeref ve namusuna) hakaret etmek haramın en büyüğüdür.”[28]

903– Ebû Hüreyre’den (radıyallahü anh) yapılan rivâyetde demiştir ki, Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman müslümanların kardeşidir. Ona hainlik etmez, ona yalan söylemez, ona yardımı kesmez. Müslümanın her şeyi müslümana haramdır: Irzı, malı ve kanı. Takva işte buradadır. Kişinin kardeşine hakaret etmesi kötülük olarak ona yeter.”[29]

Derim ki, bu hadisin faydası ne kadar büyük ve faydaları ne çok olmuştur!.. Başarı Allah’dandır.

 

[18] Hücürat sûresi: 12.

[19] Hümeze sûresi: 1

[20] Kakın sûresi: 11

[21] Buhârî. Müslim. Ebû Dâvud, Tirmizî.

[22] Buhârî. Müslim.

[23] Ebû Dâvud. Müslim. Tirmizî. Nesâî. (Tirmizî, bu hadis hasendir, sahihdir, demiştir.)

[24] Buhârî. Müslim.

[25] Ebû Davud. Tirmizî.

[26] Necm Süresi: 3

[27] Ebû Dâvud.

[28] Ebû Dâvud.

[29] Tirmizî.

Benzer Yazıları Okumak İçin Tıklayınız

En Çok Okunan Yazılar

Tavsiye Ettiğimiz Temel KitaplarMeâl Okumak Câiz Midir? Ehl-i Sünnet İtikadı Nedir? Ehl-i Sünnet Olmanın Şartları Nelerdir?Her Gün Okunması Gereken Çok Mühim Bir DuâSeyyid Abdülhakîm Arvâsî Hazretleri ve Tasavvuf Terbiyesi Sultan Vahideddîn Hân'a Dâir Sualler