Sual: İslam hukukunda rehinde faiz nasıl olur? Misaller verebilir misiniz?
Cevap: Rehin vermek, yani ipotek (hypotéque) etmek demek, bir sebepten dolayı, bir şeyi hapsetmek, alıkoymak demektir. İslamiyette ise, ödenecek mal karşılığı olarak, bir malı, alacaklıda veya başka âdil bir kimsede, emânet bırakmak demektir. Rehin ancak, mal borcu için verilir. Öldürmek, yemin hakları, işçinin iyi çalışması, misafirin hırsızlık etmemesi için rehin istenmez. Rehin zor ile alınmaz. Rehin, akid ile yani icap ve kabul ile yani sözleşme veya mektuplaşma ile yapılır. Rehni verip, almaları, yani malın teslim olunması da lâzımdır. Teslim olunmadan önce, borclu rehni vermekten vazgeçebilir. Rehin bırakılan malın, satılmaya elverişli olması şarttır. Tartı ile hacim ile ölçülen her şey, altın, gümüş eşya, para, rehin verilebilir. Ortak olan bir şeydeki kendi payını rehin vermek câiz değildir. Ağaçtaki meyveyi ağacsız olarak, tarladaki ekini tarlasız olarak rehin vermek ve meyveli ağacı meyvesiz olarak, ekinli tarlayı ekinsiz rehin vermek câiz değildir. Evi, eşyası ile de rehin vermek câizdir. Hayvan, üzüm şirası rehin verilir. Alacaklı, rehinden vazgeçebilir. Borclu vazgeçemez. Rehin, borc ödeninceye kadar hapsolunur. Önce, borc ödenir. Sonra, rehin geri verilir. Borclu ölürse, bunun varisi, rehni satarak, parası ile borcu öder. Sonra, rehni alıp, müşteriye teslim eder. Geri kalan parası, başka alacaklılara verilir. Satış semeninin ödeme zamanı gelince borclu, rehni satmak için, alacaklıyı veya başka bir âdil kimseyi vekil edip sattırır veya kendi satar. Semenden borcu ödeyip, sonra rehn kurtarılır. Borclu, rehndeki malını, alacaklının izini olmadan satamaz. Satmak için, istiyemez. Alacaklı, rehni alırken, bunu ileride satmaya kendisinin vekil edilmesini şart edebilir. Borclu bunu kabul edince, sonra azledemez. Borclu ölürse de, azl olmaz. Rehn helak olursa, kıymeti az ise, aradaki farkı borcludan ister. Rehin, alacaklının borcu istemesine mâni olamaz. Malı olup da ödünç aldığını ödemezse, onu hapsettirmesine de mâni olamaz.
Alacaklı, rehnin, borclunun mülkünden çıkmasına sebep olamaz. Satamaz, kiraya veremez. Rehni, ancak borclunun izini ile kullanabilir. İkisinden biri, ötekinin izini ile rehni başkasına ariyet verebilir. Sonra her biri, onu yine rehn yapabilir. Alacaklı, kendisindeki rehni, rehni veren borclusuna da ariyet verebilir. Saklamayarak veya kullanarak rehn helak olursa, kıymetini öder. Bir kimsenin, rehnde bulunan malı satın alması sahihtir. Alacaklı, elindeki rehin malı müşteriye vermeyebilir. Müşteri, borcun ödenerek, rehnin kurtarılmasına kadar bekler. Yahut, bey’i, mahkeme ile fesh ettirir.
Ödünç verirken, alacaklının rehnden istifade etmesi için, izin verilmesi şart edilirse, fâiz olur. Mesela, hayvanı veya tarlayı, elbiseyi kullanması, sütünü içmesi şart edilirse fâiz olur. Sonradan verilen izin ile alacaklının rehni kullanması câiz olur.