Sual: Arabi öğrenmede tavsiye ettiğiniz metod veya kitaplar var mı?
Cevap: Arabi’yi klasik usulde öğreten, yani sarf ve nahiv öğreten bir hocadan ders alınabilir. Emsile ve Avâmil muhakkak öğrenilmelidir. Sonra hoca ile Nurül’l-İzah, Emâli Kasidesi gibi basit metinler okumalıdır. Emsile kitabına “nasara (yardım etti)” fiili ile başlanır ve bu fiil 24 farklı şekilde çekilir. İlk olarak bu öğrenilir. Bu sebeple “Men kâle nasara nasarahullah (Her kim ‘nasara’ derse Allah ona yardım eder)” sözü derslerin başında söylenir.
Sual: Arapça öğrenmek ibadet midir?
Cevap: “İbni Âbidîn, beşinci cildde diyor ki: (Arabî, lisan-ı Cennetdir. Diğer lisanlardan efdaldir). Arabca öğrenmek ve öğretmek, ibâdetdir. İlmi, Allah rızâsı için, islâm dînine ve müslimânlara hizmet için öğrenmelidir” (İslâm ahlakı sf. 495)
Seyyid Abdülhakim efendi de “Emsile bilenle bilmeyen arasındaki fark, insanla iki kulaklı [merkeb] arasındaki fark gibidir” ve “Avamil’i misalleri ile beraber ezbere bilen alim sayılır” buyurmuştur.
Sual: Sarf ve nahv ilimlerinin fazileti ile alakalı Arapça bir söz vardı. Hatırlıyor musunuz?
Cevap: İ’lem enne’s-sarf ümmü’l-ulûm ve’n-nahv ebûhâ. Bil ki sarf (morfoloji, kelime bilgisi), ilimlerin anası, nahv (sentaks, cümle bilgisi) de babasıdır.
Sual: Arapça’nın diğer lisanlara üstünlüğü var mıdır?
Cevap: Hadis-i şerifte, “Üç şeyden dolayı Arabları sevin: Ben Arabım. Kur’an-ı kerim Arapçadır. Cennet ehlinin lisanı Arapçadır” buyuruldu (Hâkim, Müstedrek). Arapça, Kur’an-ı kerimin ve Cenab-ı Peygamber’in lisanıdır. Cennet ehli Arapça konuşacaktır. Bu sebeple Arapça, diğer lisanlardan efdaldir, üstündür. Arapça öğrenmek ibadettir. (İbni Abidin) Bu naklî delillerden başka Arapça’nın üstünlüğü akıl ile sabittir. Arapça, kelime türetmeye müsait bünyesi, her manayı karşılayan milyonlarca kelimesi ile dünyanın en zengin ve en mükemmel lisanıdır.
Sual: Arapçayı hiç bilmeyen kişi nasıl klasik Arapça öğrenebilir?
Cevap: Mahir ve müşfik bir hocadan klasik kitaplar (emsile, bina, maksut, avamil) okunur. Sonra Emâlî Kasidesi, Nûrü’l-İzah gibi metinlere geçilir. Lisan esas itibariyle kendi kendine ve gayret ile öğrenilir. Kabiliyet ve heves de şarttır. Arapça öğrenmek ibadettir. Men cedde ve cehede vecede (Kim ciddiye alır ve çalışırsa, kavuşur) buyurulmuştur.
Sual: Sarf ve nahv (Arapça gramer) öğrenmek herkese farz mıdır?
Cevap: Farz-ı kifâyedir.
Sual: Sarf ve nahvde maksud ve kafiyeyi itmam eden için arabi ve ilmini terakki ettirmek adına ibtidaen hangi metinleri okumasını tavsiye edersiniz?
Cevap: İlim talebesi ise, sarf ve nahvi tam bitirmeli; merah, izzi ve elfiye okunmalı. Sonra mantık ve telhis okunmalı. Metin olarak Celâleyn okunabilir. Diğerlerini hoca tayin etmelidir. Kendisi mütaala edecek ise Nurul İzah olabilir, İhya olabilir, Mezahibi Erbaa olabilir. İhtiyar, yalnız okunmayacak kadar karışıktır. Bu sebeple ders okutan hocalar tarafından Hidaye, hatta Kuduri tercih edilmektedir.
Sual: Bilhassa el yazması eski kitaplarda virgül, nokta ve fihrist yok. Bir kimse bir yeri okuyacağı zaman nasıl buluyordu?
Cevap: Arapça’da nokta, virgül yok; edatlar var. Cümlenin farklı olduğu bununla anlaşılıyor. Klasik Osmanlıca’da da böyledir. Fihrist bazı kitaplarda vardır, bazısında yoktur. Aranan mesele, alakalı bahsin içinde bulunur.
Sual: İslâm hukukunda ihtisas yapmak isteyen bir talebeye ne tavsiye edersiniz?
Cevap: İlahiyat veya hukuk fakültesinde okurken, bir yandan da bir hocadan eski usulde sarf, nahv öğrenmeli; sonra Nurulizah, Emali gibi basit metinleri beraber okumak iyi olur. İlim üstaddan öğrenilir. Muvafık bir hoca bulunamazsa, kendi kendine de öğrenebilir. Kendi kendine Osmanlıca ve Arapça öğrenebilir.
Sual: Arapça öğrenirken “ammice” dedikleri lehçeyi mi öğrenmek gerekiyor?
Cevap: Her memlekette fasih (düzgün) Arapça aynıdır; ama halkın kullandığı ammî lisan (halk dil) farklıdır. Halk, lisanlarının zor üslubunu, kendilerinde kolaylaştıran bir şive meydana getirmiştir. Yemenli bir Arapla, Suriyeli bir Arabın şivesi çok farklıdır. Ama hepsi fasih Arapçayı da bilir, anlar, mekteplerde okur. Türkiye’deki şiveler gibi düşünülebilir. Ammî dil, kısa bir zamanda kapılır. Bunu bilmeden bir Arap memleketinde yaşamak zordur; ama fasih konuşulduğu zaman da anlarlar.
Sual: Arapça’nın tekrarsız kelime sayısının 12 milyondan fazla olduğu söyleniyor. Halbuki Arapça’nın en zengin lügatlerinde, mesela Kamusü’l-Muhit’te 60.000 civarında kelime bulunmaktadır. Bunu nasıl anlamalıdır?
Cevap: Arapça’daki kelime sayısı tam olarak bilinemez Çünkü Arapça kelime köklerinden kelime yapılır. Bu sayı kıyamete kadar artabilir.
Sual: Bir hocaya gitmeden kendi kendimize Arapça öğrenmemiz mümkün mü?
Cevap: Kendi kendine öğrenmek de mümkündür. Bunun için Arapça gramer kitabı alıp buna çalışmalıdır. Ondan sonra basit metinler okumalıdır. Bir yandan da kelime öğrenmelidir. Ama hoca ile beraber çalışılırsa çok daha rahat ve kolay olur. Arapça’da Emsile, Bina, Maksud ve Avâmil olarak asgari 4 kitabı bir hocadan okuyup ezberlemek; ondan sonra basit metin, mesela Nurül-İzah, Emali Kasidesi okumaya girişmek daha faydalıdır.
Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye Kitabını Okumak İçin Tıklayınız.
Tavsiye Yazı —> Tavsiye Ettiğimiz Temel Kitaplar