5- Ölümün Fazileti
Âlimler demişler ki;
(Ölüm mahza yokluk değil. Sırf fena olmak değildir. O, ancak ruhun bedenden ilişkisinin kesilmesidir. Ölüm bir ayrılıştır. Ruh ile beden araşma giren bir perdedir. Ölüm bir değişmektir. Dünyadan ahirete göçmektir.)
Ebu’ş-Şeyh (tefsirinde) ve Ebû Nuaym Bilal b. Sa’d’den rivayet ettiklerine göre o, va’zmda şöyle demiş:
(Ey ebed ehli ve ey beka ehli, siz yokluk, fena için değil, ebedi kalmak için yaratıldınız. Siz bu dünya diyarından ahiret memleketine göçeceksiniz.)
Ömer İbn Abdül-Aziz’den (radıyallahü anh) rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:
Siz ancak ebed ve beka için yaratıldınız. Diğer bir diyara nakl olunuyorsunuz.)
Abdullah b. Âmir (radıyallahü anh) ’dan rivayet edildiğine göre Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
(Müminin armağanı Ölümdür.)
Deylemi, Firdevs’in Müsned-inde Câbir’in hadisinden aynısını rivayet etmiştir.
Yine Deylemi. Hüseyn İbn Ali (radıyallahü anh) ’dan rivayet ettiğine göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)
(Ölüm mümin için bir güldestedir) buyurmuştur.
Aişe (radıyallahü anhâVdan rivayet edildiğine göre, ResûluUah (Saliallâhû aleyhi ve sellem) :
(Ölüm ganimettir. Masiyet, musibettir. Fakr, rahatlıktır. Zenginlik cezadır. Akıl, AH ah’d an bir hidayettir. Cehil, dalâlet ve sapıklıktır. Zulüm, pişmanlıktır. Taat, göz nurudur. Allah korkusundan ağlamak, ateşten kurtulmaktır. Gülmek bedenin felaketidir. Günahtan tövbe eden günahsız gibidir) buyurmuştur.
Sahih bir senedle Mahmûd b. Lebid (radıyallahü anh) ’dan ri-vâyetedildiğine göre, Rasûlüllah (Saliallâhû aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
(İki şey var ki insanoğlu onlardan iğrenir. Ölümden İğrenir, halbuki onun için ölüm fitneden daha hayırlıdır. Malın azlığından iğrenir, halbuki az malın muhasebesi daha azdır.)
Beyhaki bu hadisi zayıf görmüştür.
Zür’ate b. Abdullah (radıyallahü anh) ‘dan rivayet edildiğine göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) :
(İnsan, hayatı sever, halbuki ölüm, onun nefsi için daha hayırlıdır. İkincisi insan mal bolluğunu İster, halbuki, az malın muhasebesi daha azdır.)
Şu hadis mürseldir. (Sened, tabünlere kadar yükselmektedir.)
Seyhan (Buhari ile Müslim) Ebu Katade (radıyallahü anh) ‘dan rivayet ettiklerine göre;
Rasûlüllah (Sallalîâhû aleyhi ve sellem) ’in yanından bir cenaze geçti. Rasûlüllah (Saliallâhû aleyhi ve sellem)
(Bu müsterih veya müsterah’ün’minh’tir.) buyurdu.
Bunun üzerine:
(Yâ Resûlallah, müsterih nedir, müsterah nedir?) dediler. Resû- lallah (Saliallâhû aleyhi ve sellem) :
(Müsterih, mümin kuldur, dünyanın yorgunluk ve eziyetinden kurtulup Allah’ın rahmetine kavuşur, istirahat eder. Müsterahuminh ise günahkârdır ki memleket, insan) bitki ve hayvanlar ondan kurtulup istirahat ederler) buyurdu.
İbn Ebi Şeybe Yezîd b. Ebû Zeyyad’dan rivayetine göre:
Ebİ Cuhayfe (Kadıyallahû anh) nin yanından bir cenaze geçti. Ebî Cuhayfe:
(O da kurtuldu, âlem de ondan kurtuldu) dedi.
İbn Mübarek ve Taberani Abdullah b. Amr b. Âs Radiyal-lahû anhüma’dan rivayet ettiklerin© göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)
(Dünya müminin zindanı, kant ve galastdır. Dünyadan ayrıldı ğı zaman kant ve zindandan kurtulur) buhurdu.
İbn Mübarek Abdullah b. Amr radıyallahu anh’dan rivayet ettiğine göre şöyle demiştir:
(Dünya kâfirin cenneti, müminin zindanıdır. Ruhu alındığı zaman müminin misali, hapiste olup da açılıp yerde gezen adamın misali gibidir.)
İbn Ebi Şeybe (Musarınef) inde Abdullah b. Âmir’den rivayet ettiğine göre şöyle demiştir;
(Dünya müminin zindanı, kâfirin cennetidir. Mümin öldüğü zaman yolu boşaltılır. İstediği gibi Cennette gezer.)
Ebû Nuaym, İbn Ömer, (radıyallahü anhüma) ’dan rivayet ettiğine göre, ResûluUah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ebû Zer’e şöyle buyurdu:
(Yâ Ebâ Zer, Dünya müminin zindanıdır. Kabir emniyetgâhıdır. Cennet onun karargâhıdır. Yâ Ebâ Zer, dünya kâfirin cennetidir. Kabir onun azabıdır. Cehennem onun dönüş yeridir.)
Nesâi, Taberanî, İbn Ebi’d-Dünya, Ubâde b. Sâmit (radıyallahü anh) ’dan rivayet ettiklerine göre, şöyle demiştir:
Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) :
(Ölüp de Allah katında hayır gören hiç bir nefis, dünyanın bütün nimetlerini ve içindekilerini almak üzere de olsa dönmek istemez. Şehid müstesna. O, Allah’ın bol sevabını gördüğünden dolayı, dönüp bir daha öldürülmek ister) buyurdu.
İbn Ebi Şeybe, (Musarınaf) inde Mervizi (Cenazeler) konusunda ve İbn Ebi’d- Dünya ve Beyhaki, İbn Mes’ud (Radıyallâhu anh) dan rivayet ettiklerine göre, şöyle demiştir:
Dün yanın duru halleri gitti. Kalan ancak bulanık hallerdir.Öyle ise ölüm müslüman için bir (kurtuluş) armağanıdır.)
Yine aynı zâtların İbn Mes’ud (radıyallahü anh) ‘dan rivayet ettiklerine göre, şöyle demiştir:
(Ne güzeldir hoşa gitmeyen o iki şey) ölüm ile fakirlik…)
İbn Ebî Şeybe ve Mervizi Tavus (Rahmetullahi aleyhi) den rivayet ettiklerine göre şöyle demiştir:
(Kişinin dinini, ancak girdiği çukur korur.)
İbn Mübarek ve İbn Ebi Şeybe ve Mervizi”nin Rebi’ b. Hay-sen’den rivayet ettiklerine göre, şöyle demiştir:
(Müminin beklediği gaybi şeyler içinde, ölümden daha hayırlı hiç bir şey yoktur.)
(Öğrendim ki; müminin ilk sevinç ve sürürü ölümdür. Bu sevinç onun ilahi ikram ve sevabı gördüğü içindir.)
İbn Mes’ud (radıyallahü anh) ’dan rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
Allah’a kavuşulmadan, mümin için rahat yoktur.)
Saîd b. Mansûr ve İbn Cerîr, Ebû Derdat (radıyallahü anh) dan rivayet ettiklerine göre, şöyle demiştir:
Hiçbir mümin yoktur ki ölüm onun için hayırlı olmasın, hiç bir kâfir de yoktur ki ölüm onun için hayırlı olmasın. Kim beni tasdik etmezse işte bu âyetleri okusun
Allah katındaki şeyler iyiler için daha hayırlıdır.(1) Kâfirler Zarınetmesinler ki onlara verdiğimiz mühlet, onlar için hayırlıdır… Günahları artsın diye mühlet veriyoruz. Ve onlar için aşağılayıcı bir azap vardır. (2)
İbn Ebi Şeybe (Musarınefinde, Abdurrezzak, Tefsirinde, Hâkim, Müstedrek’inde, Taberani ve Mervizi Cenazeler konusunda, İbn Mes’üd (radıyallahü anh) ’dan rivayet ettiklerine göre, şöyle demiştir;
(İyi kötü hiç bir nefis yoktur ki ölüm onun için yaşamaktan daha hayırlı olmasın.) Eğer hayırlı ise işte Allah, şöyle diyor (İyiler İçin Allah’ın katındaki daha hayırlıdır. (3)
Eğer kötü ise yine Allah şöyle diyor.
(Kâfirler zarınetmesin ki, onlara verdiğimiz mühlet, onlar için hayırlıdır. Günahları artsın diye mühlet veriyoruz.) (4)
İbn Mübarek ve tmam-ı Ahmed -Zühd-te Habban b. Ebî Çebele’den rivayet ettiklerine göre, Ebud-Derda (radıyallahü a4h) şöyle demiştir:
Ölmek için doğuruyorsunuz, yıkılmak için yapıyorsunuz. Fâni şeylerle hırs gösterip, baki şeyleri bırakıyorsunuz
Ne güzeldir hoşa gitmeyen o üç şey: Ölüm, fakr ye hastalık.
İmam Ahmed, Züftd’te İbn Mes’üd (radıyallahü anh) ’dan rivayet ettiğine göre, şöyle demiştir:
(Ne güzeldir hoşa gitmeyen o üç şey Ölüm, hastalık ve fakirlik..)
Ebi’d- Dünya, Cafer el-Ahmed’den rivayet ettiğine göre, şöyle demiştir:
(Kim ki ölümde ona hayır yoksa, hayatta da ona hayır yokur.)
İbn Sa’d, Tabakat’ında, Beyhaki, Şuâb’da Ebu Derdâ’dan rivayet ettiklerine göre şöyle demiştir:
(Rabbime tevazu için fakirliği severim. O’na kavuşmak için ölümü severim ve günahlarıma keffâret olması İçin hastalığı severim.)
İbn Sa’d ve İbn Ebî Şeybe ve İmam-ı Ahmed; -Zühd) de Ebü Derda (radıyallahü anh) ‘dan rivayet ettiklerine göre, şöyle olmuştur:
Ona denilmiş ki; (Sevdiğin kişi için ne istersin?)
Demiş: (Ölümü.)
Demişler: (Eğer ölmezse ne istersin?)
Demişi (Mal ve veledinin az olmasını isterim.)
İbn Ebî Şeybe, Ubâde b. Sâmit radıyallahü anden rivâyet ettiğine göre şöyle demiştir:
(Dostum için istediğimiz, malının azlığı, ecelinin tacil edilmesidir.)
İmam-ı Ahmed, Zühd’te ve İbn Ebi’d- Dünya Ebû Derda’dan rivayet ettiklerine göre, şöyle demiştir:
(Hiç bir kardeşim İslâm’dan daha sevimli bir hediyeyi bana -diyye etmemiştir. Ve onun ölümünden daha acâib bir hayır haberi (kulağıma) ilişmemiştir.)
İbn Ebi’d- Dünya, Muhammed b. Abdül Aziz’den rivayet ettiğine göre şöyle demiştir:
……. Kendine ve sevdiğine ne istersin? Ölümü isterim, demiş.
Taberâni, Ebu Malik el-Eşari- radıyallahü anh’dan rivayet ettiğine göre şöyle demiştir:
Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem: -Yâ Rabbi senin elçin olduğuma inanan herkese ölümü sevdir diye dua etti.
İmam- Ahmed’in rivayet ettiğine göre:
Ölüm meleği Hazret-i ibrahim (aleyhis-salâtü ve’sselâm) ‘a, ruhunu almak için gelmiş. Hazret-i İbrahim ona:
(Yâ melek1 el-mevt! Hiç bir dost, dostunun ruhunu alır mı?) Bunun üzerine ölüm meleği Rabbine dönünce Allah ona şöyle demiş:
(İbrahim’e söyle: Hiç bir dost, dostuna kavuşmaktan çekinir mi?) Melek gelip bunu deyince, Hazret-i İbrahim (aleyhi’ s-selâtü ve’s-selâm) :
Hemen şimdi ruhumu al, demiştir.
İsbehâni Tergib’de, Enes (radıyallahü anh’dan rivayet ettiğine göre Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona şöyle buyurmuştur:
(Eğer vasiyetimi dinlersen; senin için Ölümden daha sevimli hiç bir şey olmasın.)
İbn Sa’d Hasan radıyallahü anh’dan rivayet ettiğine göre şöyle demiştir:
Huzeyfe (radıyallahü anh) ya ölüm geldiğinde, şöyle dedi Ayıkken gelen bir dosttur bu. Kahr olsun pişman olana. Allah’a sonsuz hamdler olsun ki beni fitneden Önce götürdü.)
Sehl b. Abdullah Ettesteri de şöyle demiştir:
Ancak üç kişi ölümü ister:
Biri, ölümden sonra, ne olduğunu bilmez.
İkincisi, Allah’ın takdîratmdan kaçmak ister. Üçüncüsü de Allah’a kavuşmak ister, ona müştaktır.
Hayyan b. el-Esved de şöyle demiş:
(Ölüm bir köprüdür, dostu dosta kavuşturur.)
Ebû Osman da:
(Allah’a kavuşma iştiyakının alâmeti, rahatta iken ölümü istemektir) demiş.
Bâzıları da şöyle, demiştir:
(Allah’a müştak olanlar. Ölümün tatlılığını ölüm geldiğinde sezerler. Çünkü onlara açılan kavuşma lezzeti, baldan daha tatlıdır.)
İbn Asâkir, Zün-Nûn-i Mısrî’den rivayet ettiğine göre, şöyle demiştir “
(Şevk, makamların en yücesidir. Ve derecelerin en yükseğidir. Kul, bu makam ve dereceye yükseldiği zaman, Rabbine kavuşma iştiyakından ve görmesini istediğinden dolayı ölümün hızla gelmesini ister.)
Sahabi olan İbn Ebi Utbe el-Hulani (radıyallahü anh) ‘den rivayet edildiğine göre, ona:
(Abdullah b. Abdil-Melik, Taun (veba) dan kaçarak memleketi terketti, denilmiş o da: (lnna lillah ve inna ileyhi raciun) demiş. Bunları işitecek kadar yaşayacağımı bilmiyordum. Kardeşlerinizin (diğer sahabelerin) tuttuğu yolları size haber vereyim mi?
Birincisi, Allah’a kavuşmak, onlar için baldan daha tatlı idi. İkincisi, az çok hiç bir düşmandan korkmuyordular. Üçüncüsü, dünya ihtiyaçlarından korkmuyordular. Allah’ın rızık-larını vereceğine güven ve itimatları vardı.
Dördüncüsü, içlerinde veba hastalığı çıktığında Allah hükmünü yerine getirinceye kadar (oradan) çıknuyorlardı.)
Ebû Nuaym, Hilye’de İbn Abdi Rabbihi’den rivayet ettiğine görev Mekhûl’e şöyle demiştir:
(Cenneti sever misiniz?)
Mekhûl:
(Kim cenneti sevmez?)
İbn Abdi Rabbihi:
Öyle ise Ölümü sev. Çünkü sen Ölmeden Cenneti göremezsin.
Abdurrahman b. Yezid b. Câbir’den rivayet edildiğine bdullah b. Zekeriyya şöyle diyormuş:
Eğer yüz sene Allah’ın taatinde yaşamak ile bugün veya bu saatte ölmek arasında, muhayyer bırakılsam, bugün ve bu saatte Ölmeyi tercih ederdim… Allah’ın Resulüne ve sâlih kullarına kavuşma iştiyakından dolayı…
Ebû Nuaym ve İbn Asâkir, Tarih’inde, Ahmed b. ebil-Havaril’den rivayet ettiklerine göre şöyle demiştir:
Ebû Abdullah en-Nebbaci’den işittim ki diyor:
Dünya yaratıldığından beri bütün nimetleriyle benim olmak şartıyla kıyamet gününde ondan hesaba çekilineyeceğün halde dünyada yaşamam İle, bu saatte ölmem arasında şayet muhayyer bırakılsam, ölmemi tercih edecektim… Hiç istemez misin efendine kavu-şasın…)
Enes (radıyallahü anh) ‘dan rivayet edildiğine göre şöyİe demiştir
Rasûlüllah (salllalâhû aleyhi ve sellem) :
(Ölüm her müslümanm (günahı) için keffârettir) buyurdu.
İbn Arabi bu hadisi sahih görmüştür.
Kurtubi’ de şöyle demiş
(Bu fceffâret şundan dolayıdır: Meyyit ölümde, çok elem ve i ağrılarla karşılaşır. Halbuki Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur
(Diken batması veya daha ağır eziyet kendisine dokunan hiç bir mü si uman yoktur ki o eziyetle Allah onun günahlarını silmesin. Diken batması böyle iken tutmalarından bir tutması (sokeratı) üçyüz kılıç darbesinden daha şiddetli olan ölümün nasıl keffaret olacağını sen düşün.)
İbn Mübarek, (Zühd) ve İbn Ebi’d- Dünya Mesruk’dan rivayet ettiklerine göre şöyle demiştir:
(Allah’ın azabından emin ve dünya eziyetlerinden kurtulmuş olarak kabirde yatan mümine gıpta ettiğim kadar hiç bir şeye gıpta etmedim.)
İbn Mübarek, Heysem b. Mâlik’den rivayet ettiğine göre şöyle demiştir:
Eyfa b. Abedâni yanında konuşuyorduk. Ebû Atiyye el-Mezbûh da ordaydı. Allah’m nimetlerini düşünüyordu. Dedi.
‘İnsanların en fazla nimetdan kimdir?
Dediler:
Falan ve filandır’. Eyhat
Yâ Adiyye sen ne diyorsun? dedi.
Ebû Adiyye:
‘Ben size o falandan daha nimettarını haber vereyim mi? işte Allah’ın azabından emin olmuş kabirdeki bir cesed ondan daha nimettardır’ dedi.)
Muhârib b. Dessar’dan rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
Hüseymete, bana:’Ölüm hoşuna gider mi?’ dedi.
Dedim:
Hayır.
O:
(Nakıs eksik olmadıktan sonra, ölüm hoşuna gitmeyen hiç bir kimseyi bilmiyorum) dedi.
Abdullah b. Ahmed, (Zevaid-i Zühd) te şunu şu şekilde rivayet etmiştir
(Ölümün hoşuna gitmemesi, senin için büyük bir eksikliktir.)
İbn Mübarek, Ebû Abdurrahman’dan rivayet ettiğine göre; bir adam, Ebû A’ver es-Süllemi’nin meclisinde şöyle dedi:
(Vallahi, Allah, benim için ölümden daha sevimli hiç bir şeyi yaratmamış.) Ebû A’ver i
(Eğer ben senin gibi olsaydım. Bu benim için bütün mor koyunlardan daha iyi idi.) dedi.
İbn Ebi’d- Dünya, Safvân b. Süleym’den rivayet ettiğine göre, şöyle demiştir:
(Ölümde, zorluk, sıkıntı varsa da, onunla mümin dünyanın şiddetli (fırtınalı) hallerinden kurtulur.)
Muhammed b. Zeyyâd’dan şöyle dediği rivayet edilmiştir:
(Bâzı feylesoflardan bilgi edindim ki, akıllı için ölüm, gafil âlimin hatasından daha kolaydır.)
Süfyan (radıyallahü anh) ’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiş:
Eskiden deniliyordu ki: (Ölüm âbidlerin rahatıdır.) (5)
(1) Al-i İmran, 198
(2) A!-i lmran, 178
(3) Al-lmran, 198
(4) Al-i İmran, 178