130. Mektup

Bu mektup, Cemaleddin’e yazılmıştır. Çeşitli hallerin hâsıl olmasına kıymet verilmediği bildirilmektedir: Hallerin değişmesi o kadar kıymetli değildir. Kalbe gelenlere ve gidenlere, söylenilenlere ve işitilenlere bağlanmamalıdır. Aranılan şey başkadır. O görülmez, kalp ile müşahede edilmez. Ondan söz edilmez ve işitilmez. Böyle şeylerden münezzehtir, müberradır. Sâlikleri, çocuklar gibi, bu yolun cevizleri ve kozalakları ile oyalarlar. Çok yüksekleri…

131. Mektup

Bu mektup, Hâce Muhammed Eşref-i Kabili’ye yazılmıştır. Hacelerin yollarının şanını ve bu yolda reform yapanların zararlarını bildirmektedir: Âlemlerin rabbi olan Allahü teâlâya hamd olsun! Geçmişlerin ve geleceklerin efendisi olan Muhammed aleyhisselâma ve Onun temiz Âline salât ve selâm olsun! Akıllı kardeşim Hâce Muhammed Eşref! Allahü teâlâ, Evliyâsına “rahmetullâhi aleyhim ecma’în” ikram ettiği nimetlerle, seni de…

132. Mektup

Bu mektup, Mollâ Muhammed Sıddîk-ı Bedâhşi’ye yazılmıştır. Dünyaya düşkün olanlarla arkadaşlık etmemeli. Dünyanın ne olduğunu iyi bilenlerin sohbetine koşmak lazım geldiği bildirilmektedir: Kardeşim! Görünüşe bakılırsa, fakirlerin sohbetinden sıkıldığınız, zenginlerle arkadaşlık kurduğunuz anlaşılıyor. Çok fenâ yapıyorsunuz. Bugün gözünüz kapalı ise de, yarın açılacaktır. Fakat o zaman, pişmanlıktan başka ele bir şey geçmiyecektir. Haberleşmeliyiz. Ey şaşkın! Senin…

133. Mektup

Bu mektup, yine, Mollâ Muhammed Sıddîk’a yazılmıştır. Fırsatı ganimet bilmek, vakti kıymetlendirmek lazım olduğu bildirilmektedir: Gönderdiğiniz mektup geldi. Fırsatı ganimet bilmelidir. Vakitleri çok kıymetli nimet bilmelidir. Modaya, adetlere uymakla ele bir şey geçmez. Yalan sözlerden, kaçamak davranışlardan ancak zarar ve ziyan ele geçer. Muhbir-i sâdık, yani hep doğru söyleyici “aleyhi ve alâ âlihi minessalevâti etemmühâ…

134. Mektup

Bu mektup, yine Mollâ Muhammed Sıddîk’a yazılmıştır. Vazifeyi geciktirmenin zararlı olduğu bildirilmektedir: Hak teâlâ, kendine yaklaştıran derecelerde ölçüsüz yükselmenizi ihsan eylesin! Bizi seven kardeşim! Vakit, keskin bir kılınç gibidir. Yarına çıkacağımız belli değildir. Mühim işleri bugün yapmalı, mühim olmayanları yarına bırakmalıdır. Aklı olan böyle yapar. Doğru düşünen akıl, (Akl-ı muad) dır. (Akl-ı meaş) değildir. Daha…

135. Mektup

Bu mektup, yine, hep iyi düşünen, sâdık olan Muhammed Sıddîk’a yazılmıştır. Evliyâlık mertebelerini bildirmektedir: Velâyet,yani evliyâlık, Fenâya ve Bekâya kavuşmak demektir. [Fenâ, kalpte, mahlukların düşünülmesi, sevgisi kalmamasıdır. Bekâ, kalpte yalnız Allah sevgisi bulunmasıdır.] Bu da, herkes için olur veya belli kimseler için olur. Herkes için olan (Mutlak velâyet) dir. Belli kimselere mahsus olan ise, (Velâyet-i…

136. Mektup

Bu mektup, yine, Mollâ Muhammed Sıddîk’a yazılmıştır. İşleri sonraya bırakmanın ve maksada kavuşmak için çalışmayı geciktirmenin zararlı olduğu bildirilmektedir: Mektubunuzu getiren yolcu, Ramazan-i şerifin bereketli son günlerinde geldiği için, Ramazan-ı şeriften sonra cevap yazabildik. Han-i hananın ve Hâce Abdullahın cevapları da birlikte gönderildi. Dikkatle okuyunuz! Son olarak askere gidişiniz, bu fakire uygun görülmedi. Buna sebep…

137. Mektup

Bu mektup, Afganistanlı Hacı Hıdır’a yazılmıştır. Namaz kılmak şerefinin yüksekliğini bildirmektedir ki bunu nihâyete yetişen büyükler anlayabilir: Kıymetli mektubunuz geldi. İçindekiler anlaşıldı. İbadetlerden zevk duymak ve bunların yapılması güç gelmemek, Allahü teâlânın en büyük nimetlerindendir. Hele namazın tadını duymak, nihâyete yetişmeyenlere nasip olmaz. Hele farz namazların tadını almak, ancak onlara mahsustur. Çünkü, nihâyete yaklaşanlara, nâfile…

138. Mektup

Bu mektup, şeyh Behâüddîn-i Serhendî’ye yazılmıştır. Alçak dünyayı kötülemekte ve dünyaya düşkün olanlardan kaçınmayı bildirmektedir: Akıllı oğlum! Allahü teâlânın sevmediği bu dünyanın arkasında koşmamalıdır! Gönlünü hep Allahü teâlâya bağlamak sermayesini elden kaçırmamalıdır! Ne sattığını ve buna karşılık neyi aldığını düşünmelidir! Dünyayı ele geçirmek için ahireti vermek ve insanlara yaranmak için Allahü teâlâyı bırakmak alçaklık ve…

139. Mektup

Bu mektup, Cafer Bey Tehani’ye yazılmıştır. Ehlullaha dil uzatan saygısızları, söz ile yazı ile kötülemek câiz olduğu bildirilmektedir: Okşayıcı mektubunuzu okumakla şereflendik. Allahü teâlâ size selamet versin! Fakirlerin hâlini araştırıyorsunuz. Yakınlığı, uzaklığı hep bir tutuyorsunuz. Saygılı kardeşim! Kureyş kâfirleri uğursuzluklarının, aşağılıklarının, taşkınlıklarının arttığı zamanda, müslümanları çekiştirici, kötüleyici şeyler uydururlardı. Peygamberimiz “aleyhi ve alâ âlihissalatü vesselâm”…