Bu Mektup büyük İslam alimi, II. bin senenin müceddidi İmâm-ı Rabbânî Ahmed Fârukî’nin oğlu Muhammed Mâ’sûm “rahime-hullahü teâlâ”nın, 3 cilt olan, fârisî (Mektûbât) kitabının III. cildinin 6. mektubudur.
Bu mektup, sultana nasihattır. Muaz bin Cebel diyor ki Resûlullah “sallallâhü teâlâ aleyhi ve sellem” elimden tuttu. Birkaç adım yürüdükten sonra, (Ya Muaz! Takva üzere ol. Hep doğru söyle. Ahdine sâdık ol. Emanete hıyanet etme. Yetimlere merhamet et. Komşunun hakkını gözet. Kimseye kızma. Hep tatlı konuş. Her müslümana selam ver. İmamın lazım olduğunu bil. Kur’ân-ı Kerîmin yolu olan fıkıh bilgilerini öğren ve bu bilgilerden ayrılma. Her işinde ahireti düşün. Hesap gününe hazırlan. Dünyaya gönül bağlama. Hep güzel, faydalı işler yap! Hiçbir müslümanı kötüleme. Yalancı şahitlik yapma. Doğru sözü kabul eyle. İmam-ı âdile [yani hükümete], isyan etme. Yeryüzünde fesad çıkarma. Her zaman Allahı zikir et [yani hatırla]. Gizli günahlara gizli tövbe et. Aşikar günahlara aşikar tövbe et!) buyurdu. Abdullah ibni Ömer diyor ki bir kimse, Resûlullahtan sordu: Hizmetçimi kaç kere affedeyim dedi. Cevap vermedi. Tekrar sordu. (Her gün, 70 kere affet!) buyurdu. Ey Emirül-müminin! Size hürmetlerimi ve sevgilerimizi arz ediyorum. Şükrediyorum. Emniyet ve huzur içinde olduğumuza ve İslamiyete yaptığınız hizmetlere, İslamiyete kuvvet vermenize çok teşekkür ediyorum. Ömrünüzün uzun olmasına, kuvvetinizin artmasına, düşmanlara galip gelmenize, talebelerim ile birlikte, gece gündüz, can-ü gönülden duâ ediyoruz. Kalpten ve uzaktan yapılan duanın kabul olacağına güvenerek, duamıza devam ediyoruz. Devlet ve saltanat güneşiniz, yüksek ufklarda, daim parlasın! Âmin.