8– KİTÂB-UL-ITK
“Itk”, lügatda kölelikden çıkmak manâsınadır. Şerî’atde, “efendinin köle hür olacak şekilde ondan hakkını düşürmesidir”, diye ta’rîf edilmiştir. Âlimler ıtk ile alâkalı meseleleri ve hükümleri aşağıdaki bâblara göre yazmışlardır. Bu bâblar: “Bâb-u ıtk-ıl-ba’d, bâb-ül-hılf bi’l-ıtk, bâb-ül-ıtk alâ ca’l, bâb-üt-tedbîr, bâb-ül-istîlâd”.
Itk-ul ba’d bâbı:
“Itk-ul-ba’d”, köleden köleliğin değil, efendinin onun üzerindeki mülkiyyetinin bir kısmının gitmesi diye ta’rîf olunmuştur. Bu husûsla alâkalı meseleler ve hükümler, bu bâbda yazılmışdır.
Hılfi bi’l-ıtk bâbı:
Bu bâb, ıtk ile yemîne âit hükümleri ve meseleleri ihtivâ eder.
Itk alâ ca’l bâbı:
“Ca’l”, lügatda işçiye işine karşılık olarak yapılan şeydir diye ta’rîf olunmuşdur. Bu bâb, bu husûsla alâkalı hükümleri ve meseleleri bildirir.
Tedbîr bâbı:
“Tedbîr”, akîbeti düşünerek, işin sonuna bakmaktır. Bir husûsun yürümesi için çalışmak ve sebebleri buna göre tertîb etmek ma’nâsı bundan alınmıştır. Yine tedbîr, bir kimseden bir söz ve haber nakletmek manâsınadır. Şerî’atde tedbîr, bir kimsenin, kölesinin ve câriyesinin hür olmasını kendi ölümüne bağlaması ma’nâsınadır. Bu da, onun ölümü ile birlikde, onların âzâd olmalarını vasıyyet etmekdir. Böyle köleye “müdebbir”, câriyeye “müdebbire” denir. Bu bâb, tedbîr ile ıtka âid hükümleri ve meseleleri bildirir.
İstîlâd bâbı:
“İstîlâd”, lügatda zevcesinden veyâ câriyesinden çocuk istemek manâsınadır. Fıkıh âlimleri bu kelimeyi câriyeden çocuk istemek manâsına tahsîs etmişlerdir. Buna âid meseleler ve hükümler, bu bâbda yazılıdır.