Bismillâhirrahmânirrahîm.
Elhamdülillâhi Rabbil âlemîn. Vessalâtü vesselâmü alâ resûlinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ecma’în.
Yerin ve göklerin yaratıcısı olan Allahü teâlâ, hikmet ve kerâmetler sâhibi, övgüye lâyık, müstesnâ sultân, saltanât tahtının süsü, güç ve kudret sâhibi halîfe Sultân İbn-üs-sultân Sultân Gâzî Abdülhamîd Hân-ı Sânî efendimiz hazretlerine ilâ âhir-i deverân kuvvet ve şânla saltanât tahtını süslemeyi, nasîb buyursun. Âmîn.
Fazîlet ve kemâl erbâbının ma’lûmu olduğu üzere, ilimler ve ma’rifetler naklî ve aklî olarak, iki yoldan akan hâlis ve berrak bir ilim ve ma’rifet suyudur. Dünyâ ve âhiret saâdetinin gülistânı, işte bu ilim ve ma’rifet suyu ile gelişir ve tâze kalır.
İlimler ve marifetler, her şahıs, her millet ve her kavim için saâdet ve kurtuluş vesîlesi olur. Âlemin nizâmının devâmı ve insanoğlunun intizâmının bekâsı, ilmin kâidelerine uymakla hâsıl olur. Herşeyde faydayı elde etmek, zararı uzaklaştırmak, ilim ve ma’rifetle mümkün olur. Akıl aynasının cilâsı, ilim ve ma’rifet, insanın şeref ve meziyyeti fazîlettir. Ahlâkı güzelleştirmek ve iyi terbiye, ancak ilim ve ma’rifet ile elde edilir. İnsanoğlunun akılları hayrete düşüren bunca buluşları da, ilim ve ma’rifet sebebiyledir. Hülâsâ, ilimlerin ve ma’rifetlerin fazîletini anlatmak husûsunda, insanın dili ve kalemi âcizdir.
İlimlerin ve ma’rifetlerin uzun zamân zabt edilmesine ve korunmasına ve her asırda umûma yayılmasına hizmet eden en mühim vâsıtalardan birincisinin, yazılan kitâplar olduğu meydândadır. 1.300 bu kadar seneden beri ilim ve fazîlet ehli tarafından, ilim ve fenlere dâir tertîb ve te’lîf buyurulan kitâplar, gökteki yıldızlar gibi sayısızdır.
Her asırda ve zamânda, âlimlerin dünyâ kütübhânelerine yâdigâr bıraktığı kitâpların isimlerini, mertebelerini, müelliflerinin isim ve künyelerini, memleketlerini, vefât târîhlerini, hayâtlarını bilmek, âlimler için tabi’î bir arzûdur. Bunun gibi bir ilmi öğrenmek ve o ilimde ihtisâs sâhibi olmak isteyenlerin, o ilimle alâkalı te’lîf edilen eserlerden haberdâr olmaları lâzımdır. Ayrıca bir ilme dâir kitâp yazmak istenince, o ilimle alâkalı eserlere vâkıf olmanın da, yazılacak kitâbın her bakımdan mükemmel olmasını sağlayacağı açıktır.
Hâl böyle iken, bunca senelerden beri, islâm memleketlerinde, ilim ve fazîlet ehlinin yazdığı ilmî eserlerin tamâmını mütâlaa etmek şöyle dursun, sâdece bir ilim dalıyla alâkalı olarak yazılan eserleri tedkîke bile insanın ömrü kâfi gelmez. Belki sâdece bir ilim dalında yazılan eserlerin çokluğu, insanın ömrü ile aslâ kıyâs kabûl etmeyecek derecede büyük bir nisbetsizlik içinde olduğu iddia edilse, mubâlağa edilmiş olmaz. Bundan dolayı yazılmış olan kitâpların, isimleri ile, bu kitâplar hakkında ma’lûmâtı içine alan, kitâb fihristlerinin lüzûmu, vaktiyle âlimler tarafından düşünülmüş ve takdîr edilmiş ve bu mevzû’da çeşitli ve mu’teber fihristler yazılmıştır. Ancak o fihristlerin yazılış şekli ve tertîbi husûsî olup, herkes istifâde edememektedir.
Ayrıca o fihristlerin yazıldığı devirlerden bu zamâna kadar geçen 1-2 asır içinde ve bilhâssa ilim asrı olan Pâdişâhımızın (Abdülhamîd Hân-ı Sânînin) zamânında, gerek saltanât merkezinde ve gerek taşrada yazılmış olan eserler, o fihristlerin dışında kalmıştır. Bu durum göz önünde bulundurulunca, geçmişte yazılan fihristlerin kâfî gelmediği dahâ açık bir şekilde ortaya çıkar.
Yazılan eserler üzerinde bilgi sâhibi olmak husûsu, bir müddetten beri Avrupa’da gâyet mühim ve üzerinde durulan bir ilim hâlini almıştır. Bibliyoğrafi adıyla husûsî bir yer kazanmış; bu ilmin ehemmiyyeti dahâ çok takdîr edilmeğe başlanıp, bu husûsta birçok kitâplar yazılmış ve neşredilmiştir.
Hülâsâ, yazılan kitâplardan bahseden kitâp fihristlerinin faydaları ve güzellikleri âşikârdır. Bu sebeple sırf vatana âcizâne bir hizmette bulunmak arzûsu ile ve velîni’metimiz, şevketli pâdişâhımız hazretlerinin, ilmin ve ma’rifetin ilerlemesi husûsunda, yüksek yardımları ve devâmlı teşvikleri, bu umûmî fihristin hâzırlanmasında şevke ve gayrete sebeb oldu. Allahü teâlânın yardımıyla tamâmlanıp, (Mahzen-ül-ulûm) ismi verildi. Bu eserin başlıca kaynakları; (Miftâh-üs-se’âde), (Keşf-üz-zünûn) ve diğer çeşitli mu’teber kitâplar, saltanat merkezi İstanbul’da ile Mısır ve Beyrût gibi büyük yerlerde bulunan meşhûr kütübhânelerdeki fihristlerdir.
Bu kitâbı yazmaya başlamadan önce, tertîbinin aşağıda belirtilen esâslara göre yapılması düşünüldü:
a– Kitâpların isimleri yazılmadan evvel, ilim ve fenlere dâir bölümlerin yazılmasında, ilimlerin ve fenlerin aralarındaki münâsebetin gözetilmesi.
b– Eserin tertîbini güzelleştireceği için, kitâpların isimleri kısmında her kitâbın alâkalı olduğu ilme âit bölümde gösterilmesi, kitâplar ve müelliflerin isimleri hakkında kısa ve faydalı bilgiler verilmesi.
c– Bir kitâbın hangi ilimden bahsettiğine dâir bilgileri kolayca elde etmeği sağlayacağı için, kitâpların harf sırasına göre tertîb edilmesi.
d– Her asırdaki ilmî gelişmelerin seviyesini kolaylıkla tesbît etmeği sağlayacağı için, kitâpların târîh sırasına göre tertîp edilmesi.
e– Müelliflerin isimlerinin harf sırasına göre yazılması ve her müellifin ismi altında çeşitli ilimlere dâir yazdığı kitâpların gösterilmesi.
f– Faydalı olacağı düşünülerek, müelliflerin hayâtları hakkında bilgi verilmesi.
g– Ayrıca pekçok faydalar sağlayacağı için, İstanbul’da ve diğer önemli şehirlerdeki meşhûr kütübhânelerin yerleri, kitâb mevcûdları ve Avrupa’da kitâp isimlerine dâir yazılan kitâplardan bahsedilmesi.
İşte bunlardan dolayı bu kitâb, aşağıda yazılan 6 kısım üzere tertîb olunmuştur.
1. kısım: İlimlere ve fenlere dâir bölümleri içine almaktadır.
2. kısım: İlimlerin çeşitleri itibâriyle, kitâpların isimleri hakkındadır. Her bir ilme dâir yazılan eserler için, ayrı ayrı bölümler yapılmıştır. Her kitâp, âit olduğu bölümlerde gösterilmiştir. Yazılan eserlerden bahsedilirken, müelliflerinin ismi, künyesi, nisbetleri, doğum veyâ vefât târîhleri ve eserlerine âit kısa bilgiler verilmiştir.
3. kısım: Yazılmış olan eserleri harf sırasına göre gösteren fihristlerdir.
4. kısım: Yazılan kitâpları târîh itibâriyle gösteren fihristlerin yer aldığı kısımdır.
5. kısım: Müelliflerin alfabetik isim listesi, herbir müellifin çeşitli ilim kollarında ne kadar eser yazdığı ve müelliflerin çoğunun hayâtını bildiren kısımdır.
6. kısım: Merkez-i saltanât-ı seniyyede [İstanbul’da] ve diğer memleketlerde bulunan çoğu kütübhâneden, bu kütübhânelerdeki kitâb mevcûdundan ve Avrupa’da kitâPlara dâir neşrolunan eserlerden ve bu konu ile alâkalı diğer bazı faydalı bilgilerden bahseden kısımdır.
Dahâ önce de bahsettiğimiz gibi, 13 asırdan beri, âlimler, fâdıllar, hükemâ, edîbler, târîhciler ve diğer ilim ve fen erbâbı tarafından yazılan kitâplar, gökdeki yıldızlar gibi sayısız olup, haddi hesâbı yoktur. Bu sebeple bu kitâpta onların hepsini anlatmak mümkün değildir. Ancak okyânustan bir damla misâli ve her tarafı aydınlatan güneşten bir zerre kâbilinden olmak üzere, âcizâne araştırmamız derecesinde yazılan bu kitâbı okuyuculara arz ve takdîmle iftihâr ederiz. Böyle bir kitâbı yazmak haddimizin ve gücümüzün üstünde olduğu hâlde, sâdece vatana âcizâne bir hizmette bulunmak için hâlisâne bir niyyet ile hâzırlandı. Böyle bir eserde görülecek hatâ ve noksânların, fazîlet ve irfân erbâbı katında afva mazhâr olacağını ümîd ederiz. Muvaffâkiyet Allahü teâlâdandır.