Osmânlı âlimlerinden ve devlet adamlarından Ahmed Cevdet Pâşa’nın lutfederek yazdığı takrîz:
Latîf, kıymetli eserlerin yazıldığı Sultân Abdülhamîd hânın gönülleri cezb eden feyizli devrinde, yeni yazılan eserlere katılan bu eser, ilimleri ve fenleri birbirinden ayırmak ve kısımlarını göstermek, müelliflerinin isimlerini bildirmek husûsunda, geçmişte yazılan eserlere güzel bir ilâvedir. Meâdin-i hey’et-i fenniyyesi başkâtibi Tâhir efendi ile Serkiz efendinin birlikte (Mahzenü’l-ulûm) adıyla bir kitâb yazmaya teşebbüs ettiklerine dâir matbu’ ve uzun bir yazı ve kitâbın bir bölümü dikkatle okundu. Parçadan bütüne istidlâl ile takdîre şâyan görüldü ve beğenildi. Çünki, dahâ önce bu konuda Mevdûatü’l-ulûm ve Keşfü’z-zünûn gibi ilimlerin ve fenlerin mevzû’ları ve isimlerine dâir kitâplar yazılmış ise de, sonra bu sâhalar terk olundu. Nice zamândan beri gelip geçen müelliflerin terceme-i hâlleri meçhûl kalmış idi. Böyle bir zamânda müelliflerin kısaca hayâtları ve eserleri, yukarıda adı geçen kitâbların muhtevâsı ile birleştirilerek hepsinin, bu (Mahzenü’l-ulûm) kitâbında toplanacağı, onlarda bulunmayan bilgiler de ilâve edileceği için, ulûm-i islâmiyyeyi [islâmî ilimleri] kendisinde toplayan çok faydalı bir eser olacağı anlaşıldı. Eser tamâmlanıp önceki kitâplarla karşılaştırıldığında, üstünlük derecesi anlaşılacak ve “Öncekiler sonrakilere ne kadar çok şeyler bırakmış” denilecekdir. Allahü teâlâ bu eseri tamâmlamayı nasîb eylesin! Bu duâ, kendisine duâ etmemiz üzerimize lâzım olan pâdişâhımıza tekrâr duâ etmeye vesîle oldu.
Hakîm ve kadîr olan Rabbinin lütuflarına muhtâç;
Ahmed Cevdet.
Âlim ve fâdıllardan Gelenbevîzâde muhterem Hayrullah Efendi’nin ihsân buyurdukları takrîzleri:
Âlimlerin asırlardan beri, dünyâ kütübhânelerini süsleyen pekçok eserlerinden, ilimlere ve fenlere dâir bilgilerden bahseden ve (Mahzenü’l-ulûm) adı verilen bu kitâbın, pâdişâhımızın terakkîyi teşvîk eden himâyelerinde yazılması teşekkürü mûcibdir.
Bu kitâbın ilim ve ma’rifet sâhiblerine, araştırma yapanlara, talebelere büyük faydalar sağlayacağı akıl sâhiblerince gâyet açıktır.
Kitâplarla alâkalı ilimlerin ehemmiyyetini herkesten evvel takdîr eden islâm âlimleri tarafından, vaktiyle bu sâhada bazı kıymetli eserler yazılmıştı. Ancak, bu eserlerin tertîblerindeki fayda sınırlı kalmıştır. Ayrıca o zamândan şimdiye kadar yazılan kitâpların o eserlerde yer almadığı meydândadır. Bu bakımdan bu kitâp, o husûsdaki eksikliği gidereceğinden, müelliflerinin ortaya koydukları bu hizmetleri gerçekten takdîre lâyıktır.
Gelenbevîzâde.
Saltânât-ı seniyyenin eski mensûblarından, fazîlet ve kemâl sâhibi Kastamonu ve Trablusgarb vilâyetleri kapı kethudâsı se’âdetli İbrâhîm Râşid Efendi hazretlerinin belâgatlı kaleminden çıkan takrîzi:
(Mahzenü’l-ulûm) ismindeki bu kitâb, takrîz ve takdîre, hazîne-i hümâyûnda ve erbâb-ı fünûn nezdinde kütübhânelerin süsü kabûl edilmeye lâyıktır. Böyle olduğu, okuyarak istifâde edecek olan akıl ve anlayış sâhibleri için âşikârdır.
Mukaddimesinde bildirildiği üzere müellifler, bu kıymetli kitâbı, böyle güzel bir şekilde yazmakla, geçmişte ve günümüzdeki ilim ve ma’rifet ehlinin faydalı eserlerini herkese tanıtmışlardır. İlim ehline göre, bu eseri, lâyık olduğu şekilde medh etmek mümkün değildir.
Kullarına çok ihsânda bulunan Rabbinin lütuflarına en çok muhtâc olan;
İbrâhîm Râşid bin Nu’mân.
Osmânlı devlet adamlarının meşhûrlarından, şûrâ-yı devlet-i bidâyet mahkemesi reîsi Sa’îd Beğ efendi hazretlerinin lutfetdikleri kıymetli takrîz:
Zâhirî ve bâtınî bütün terakkî vâsıtalarını feyizli himâyelerinde bulunduran pâdişâhımız efendimiz hazretlerinin maârif asrı olan devirlerinde, böyle bir (Mahzenü’l-ulûm) neşrolunması teşekkürlere lâyıktır.
İlimlerin ve ma’rifetlerin kısımlarını ve bunların kollarına âit kitâpları derli toplu olarak araştırma erbâbına takdîm eden böyle bir eserin kıymeti anlatılamaz.
Batıda bu sâhada yazılan kitâblar, her zamân âlimlerin ve dâhîlerin el kitâbıdır.
Ma’rifet feyzini şarkdan almış olan garblıların, bu sâhadaki eserlerine benzeyen yeni eserlerin bizde çıkmamış olması hiç hoş olmayan bir gecikmedir.
Öncekilerin bu sâhada yazdıkları bazı eserleri mevcûd ise de, onlar zamânımızda unutulmuştur.
Kitâblardan ve müelliflerden bahseden bu kitâb, ilim ve ma’rifetler hazînesi olduğundan, ona (Mahzen-ül-ulûm) ismi verilmesi son derece uygundur.
Böyle faydalı bir eseri yazmak himmetinde bulunan, Tâhir ve Serkiz efendilerin gayretleri, ayrıca takdîre şâyândır.
Bu kitâbın her sahîfesi umûmî ve husûsî bilgiler için bir aynadır. Öyle bir ayna ki küçük büyük herşeyi göstermekdedir.
Müşkillerin hazînelerini açan, zorlukların karanlığını aydınlatan akıl ve zekâ ziyâsı var olsun.
Allahü teâlâ, pâdişâhımızın himâyesinde müellîflerini mükâfâta nâil eylesin diye duâ etmek, her kadîrşinâs insâf ehlinin vazîfesidir.
Şiir:
Lâyık-ı vasf ve senâ bir eser oldu zâhir, Yazdılar himmet ve ikdâm ile Serkiz, Tâhir.
Kulların en âcizi;
Sa’îd.
Osmânlı edîblerinin büyüklerinden, meclis-i nâfia başkâtibi, Cerîde-i bahriyye baş muharriri, muhterem Hamîd Vehbî beğefendinin i’câzlı kaleminden çıkan, seçilmiş hediyyesi olan takrîz:
Vaktiyle garbın ilmî terakkîlerine gıbta nazarıyla bakarak üzülenler, hâlen peşipeşine yazılan eşsiz eserlerimizi görüp sevindikce, şevke geliyorlar. Bu durum, asrımızdaki büyük ilerlemenin hâlen sâhib olduğu derecenin, gelecekte batılıların gözlerini kamaştıracağını göstermektedir.
Meselâ, memleketimizin fâdıllarının baştâcı merhûm Kâtib Çelebî (Keşf-üz-zünûn) adındaki çok kıymetli eseriyle, şarkın kütübhânelerini süslemiştir. Diğer bazı müellifler de bu sâhada birkaç eser yazmışlardır. Ancak, günümüz batı fenleri arasında “bibliyoğrafî” denilen ve husûsî bir ehemmiyyet taşıyan bu geniş ilmin, günden güne i’tibârının artması, bu konudaki noksanımızı idrâk eden ve hakîkati görenler yanında ciddî bir gıbda hissi doğurmakta idi.
Son olarak, inceleme ve araştırma ehlinin başında gelen iki mahâretli ve gayretli zât, bu noksanımızı gidermeye önem vererek (Mahzen-ül-ulûm) adıyla hakîkaten ilimler hazînesi denmeye lâyık, güzel bir eser yazmışlardır. Bütün Osmânlı maarîf ehli tarafından, gerçekten beğenilmeye mazhâr oldular.
Gayretleri bol, sa’yleri meşkûr olsun.
Yalnız şarkın değil, garbın bile kütübhânelerini tanıtacak olan bu kıymetli eser, her yönden seçkin kimselerin teşekkürlerine lâyıkdır.
Şiir:
Gelin ikdâm-ı Serkiz ve Tâhir,
İtdi bir mahzen-i ulûm inşâ.
Oldu el-Hak mecâmi-ül-efdâl,
Dense ess-ül-esâs-ı ilm becâ.
[Bakınız! Serkiz ile Tâhir “Mahzen-ül-ulûm” kitâbını yazdı. Gerçekten bu kitâb fazîletlerin toplandığı bir kitâb oldu. Buna ilmin temelinin temeli adı verilse yerindedir.]
Kulların en aşağısı;
Hamîd Vehbî.
Osmânlı edîblerinin büyüklerinden Muallim Nâcî efendinin ihsân buyurdukları kıymetli takrîzleri:
(Mahzenü’l-ulûm) müellifleri Efendiler hazerâtına: Efendiler hazerâtı:
(Mahzenü’l-ulûm) adıyla yazdığınız büyük eser, insanlık âlemini minnetdâr edecek faydalı eserlerdendir. Tebriklerimi arz etmekle berâber, âcizâne bana düşen teşekkürü takdîm ile iftihâr ederim.
Bu eser, muhterem nâmınızın devâmı için kâfîdir. Hattâ zamân geçdikce ehemmiyeti artacakdır. Bugün meselâ (Kâtib Çelebî) adını bütün dünyâ hürmetle yâd ediyor. Muhtemeldir ki, Osmânlı âlimlerinin dâhîlerinden olan o büyük zâtın sâhib olduğu yüksek meziyyet, yaşadığı devirde şimdiki kadar takdîr edilmemişdir.
(Mahzen-ül-ulûm)un tertîbinde ne kadar zahmet çekmiş olduğunuz, az bir düşünmeyle anlaşılıyor. Bu kitâbdan büyük bir kolaylıkla istifâde edecek olanlar, size nasıl teşekkür etmesinler.
Osmânlı cem’iyyetinin, belki diğer bütün milletlerin, ma’nen muhtâc oldukları bir hizmeti, böyle mükemmel bir şekilde yerine getirmekle, aramızda mümtâz olarak, bütün Osmânlıların iftihâr vesîlesi oldunuz ve kendinizi de pâdişâhın yüksek iltifâtlarına lâyık eylediniz.
Muallim Nâcî.
Osmânlı âlim ve müderrislerinin büyüklerinden Amasyalı kâtibzâde el-Hâc Mustafâ Rif’at Efendi merhûmun vefâtından evvel hediye eylediği takrîz:
İlim ve ma’rifete çok kıymet veren pâdişâhımızın himâyesinde, bu defa tertîb edilen ve yazılan (Mahzenü’l-ulûm) adındaki kitâb, ilim ve kemâl erbâbı ile, ilme hevesli olanlar için bir kitâblar aynasıdır. Bu aynadan ılemâ zümresinin kalblerinin mahbûbu olan ilmî kitâblar, iştiyâkla bakan gözlere görünerek, bundan hâsıl olacak fayda ve güzelliklerin yüksek derecesini anlatmak mümkün değildir.
Hele (Mahzenü’l-ulûm) kitâbının yazılışı ve tertîbi, esere ayrı bir güzellik vermekdedir. Tâhir ve Serkiz efendilerin vatana hizmet yolunda böyle fâideli bir eser için yapdıkları çalışma her bakımdan takdîr ve teşekküre lâyıkdır.
Kâtibzâde Mustafâ Rif’at.
Amasya eşrâfından ve müderrisîn-i kirâmından Kengaravî fazîletli Hâce Sâlih Sabri Efendi hazretlerinin yüksek takrîzi:
Pâdişâhımızın ilim ve ma’rifet devri olan zamânında (Mahzenü’l-ulûm) adlı kitâbın yazılmasının ve tertîbinin gâyesi; ulemâ-i kirâmın ve fâdılların çeşitli ilimlere âit yazdıkları kitâblara dâir kısa ve faydalı bilgiler vermekdedir. Bu eser, umûmî bir fihriste olan ihtiyâcı karşılayan yeni eserlerden sayılmaktadır. Böyle mükemmel ve güzel bir sûretle tertîb edilen bir eserin neşredilmesi teşekkürü mûcibdir. Bu kitâbı yazan ve tertîb eden maârif erbâbından Tâhir ve Serkiz efendilerin bu konuda sarf ettikleri himmet ve gayret takdîre şa’yândır.
El-Fakîr Sâlih Sabri.