Sual: Kur’an-ı kerim ve hadis-i şerfilerde namaz kaç vakit olarak emredilmiştir? Bazı ülkelerde günde 3 vakit namaz kılındığına şahit oluyoruz. Tefsir ve hadis kitaplarında namaz nasıl anlatılmıştır?
Cevap: Her gün 5 kere namaz kılmak, Kur’ân-ı Kerîmde ve hadis-i şeriflerde emredilmiştir. Ahzab sûresi 72. âyet-i kerimesinde meâlen, “Şüphe yok ki biz, emaneti göklere ve yere ve dağlara sunduk. Onlar bunu yüklenmekten çekindiler. Ondan korkup titrediler. Onu insan yüklenerek, nefslerine zulmettiler. Sonunu bilemediler” buyuruldu. Beydavi tefsirinde diyor ki: [Bu âyet-i kerime, önceki ayette vaat edilen saadetin büyüklüğünü bildiriyor. Önceki ayette meâlen, “Allahü teâlânın emirlerine ve yasaklarına uyanlar, dünyada ve ahirette saadete kavuşurlar” buyuruldu. Bu emirler ve yasaklar, emanete benzetiliyor. Emaneti yerine vermek lazım olduğundan, ibadetleri yapmanın lüzumu bildirilmiş olmaktadır. Âlimler arasında, bu emanet, akıldır ve İslamiyettir, diyenler oldu. Çünkü, aklı olan kimse, İslamiyete uyar]. Bu emanete ister akıl densin, ister ruh denilsin, âyet-i kerime, ibadetleri yapmanın, 5 vakit namaz kılmanın ehemmiyetini bildirmektedir. Nisa sûresi 58. âyetinde meâlen, “Ey iman edenler! Allahü teâlâya ve Onun Resûlüne itaat ediniz!” buyuruldu. Allahın Resûlü, âyet-i kerimedeki emanet kelimesini, ibadet olarak anlamış, onun için, 5 vakit namaz kılmayı emretmiştir. Allahın Resûlüne itaat etmek isteyenlerin, her gün 5 vakit namaz kılmaları lazımdır. Namaz kılmak istemeyenler, ne derse desinler, müslümanlar 5 vakit namaza çok ehemmiyet vermelidir.
En kıymetli tefsir kitaplarından olan Beydavi tefsirinde diyor ki: (Abdullah ibni Abbas “radıyallahü teâlâ anhüma” hazretlerine sordular: 5 vakit namazı emreden âyet-i kerime, Kur’ân-ı Kerîmin neresindedir? Cevabında: Rum sûresinin 17. ve 18. ayetlerini oku, dedi. Bu 2 âyet-i kerimede meâlen, “Akşam ve sabah vakitlerinde, Allahı tesbih edin. Göklerde ve yer yüzünde olanların yaptıkları ve ikindi ve öğle vakitlerinde yapılan hamdler, Allahü teâlâ içindir” buyuruldu. Akşam yapılan tesbih, akşam ve yatsı namazlarıdır. Sabah yapılan tesbih, sabah namazıdır. İkindi ve öğle vakitlerinde yapılan hamdler, ikindi ve öğle namazlarıdır. Âyet-i kerimeler, 5 vakit namazı emretmektedir, dedi). 5 vakit namaza inanmayanlar, bu 2 âyet-i kerimeyi işitince, şaşırıp kalıyor. Bu ayetlerde (Salât) kelimesi yoktur, diyorlar. Salatı emreden, 65’ten ziyade âyet-i kerime kendilerine okununca, salât duâ demektir. Biz bu âyetlere uyarak, gizlice duâ ederiz. Namaz emredilmedi, diyorlar.
Bakara sûresi 239. âyetinde meâlen, “Salatları ve vusta salatini koruyun! [yani devamlı namaz kılın!]. Allaha itaat ederek salât kılın!” buyuruldu. Salatları korumak demek, 5 vakit namazı vakitlerinde ve şartlarına uygun kılmak demektir. İmam-ı Ahmed’in Müsned kitabında ve imam-ı Münavi’nin Künuzü’d-dekaık) kitabında yazılı hadis-i şerifte, “Vusta salatı, ikindi namazıdır” buyuruldu. Hazret-i Ali “kerremallahü vecheh” buyurdu ki Hendek muharebesinde Peygamberimiz, “Düşman bize vusta, [ikindi namazını] kıldırmadı. Allahü teâlâ, onların karınlarını ve kabirlerini ateşle doldursun!” buyurdu. Salât, hem duâ , hem de namaz demektir. Bu âyet-i kerimede emredilen salatın bildiğimiz namaz olduğu, buradan anlaşılmaktadır. Âyet-i kerimede, namazları ve ikindi namazını kılın, diyor. Arabî gramere göre, namazlar deyince, en az 3 vakit namaz anlaşılır. İkindi namazına (Vusta) yani ortada olan namaz denildiğine göre, bu namazların sayısı 3 olamaz. İkindiden başka en az 4 namaz daha olmalı ki ikindi namazı tam ortada, yani 2. ile 3. arasında olabilsin. Kemaleddin-i Şirvani, Miftah-us-seade kitabında, her gün kılınacak namaz sayısının 5 olduğunu, bu âyet-i kerime ile ispat etmektedir. Nur sûresi 59. âyetinde, Salât-ı fecir ve Salât-ı işa, yani sabah ile yatsı namazları açıkça yazılıdır.
Nisa sûresi 102. âyetinde meâlen, “Belli zamanlarda namaz kılmak, müminlere farz oldu” buyuruldu. Riyadun-nasıhin ve Hülasatüd-delail kitaplarındaki hadis-i şerifte, “Kâbe kapısının yanında idim. Cebrâil “aleyhisselâm” 2 kere yanıma geldi. Güneş tepeden ayrılırken, benimle öğle namazı kıldı” buyuruldu. Süleymaniye kütüphanesi, Esad efendi kısmında 701 sayılı, Ebülleys-i Semerkandi’nin Mukaddime-tüs-salât kitabında ve Ayasofya kısmındaki Feth-ul kadir’de yazılı hadis-i şerifte, Peygamberimiz “sallallâhü aleyhi ve sellem” buyurdu ki “Cebrâil “aleyhisselâm” Kâbe kapısı yanında, bana 2 gün namaz kıldırdı. Birinci gün, fecir-i sani [beyazlık] doğarken sabah namazını ve güneş tepeden ayrılırken öğle namazını ve her şeyin gölgesi kendi boyu kadar uzayınca ikindi namazını ve güneş batarken akşam namazını ve şafak kaybolunca yatsı namazını kıldık. 2. günü de, tan yeri ağarınca sabahı ve her şeyin gölgesi kendi kadar uzayınca öğleyi ve her şeyin gölgesi kendi boyunun 2 katı uzayınca ikindiyi ve oruç bozarken akşamı ve gecenin 3’te 1’i geçince yatsıyı kıldık. Sonra; Ya Muhammed! Senin ve geçmiş Peygamberlerin ve ümmetinin namaz vakitleri işte bunlardır, dedi”. Müslim kitabında, Süleyman bin Beride, babasından haber veriyor ki biri; Resûlullahtan namaz vakitlerini sordu. “2 gün benimle birlikte namaz kıl!” buyurdu. Güneş tepeden ayrılınca, Bilal-i Habeşi’ye ezan okumasını emretti. Öğle namazını kıldık. Bir hadis-i şerifte, “İkindi namazı, güneş batmadan önce kılınır” buyuruldu.
Buhari ve Müslim kitaplarında, Cabir bin Abdullahın “radıyallâhu anh” bildirdiği hadis-i şerifte, “Kapınızın önünden akan bir suda her gün 5 kere yıkanınca, üzerinizde kir kalmayacağı gibi, 5 vakit namaz kılanların hatalarını da, Allahü teâlâ affeder” buyuruldu. Bir hadis-i şerifte, “Namaz dinin direğidir. Namaz kılan, dinini sağlamlamış olur. Namaz kılmayan, dinini yıkmış olur” buyuruldu.
Buhari ve Müslim kitaplarında yazılı meşhur olan hadis-i şerifte, “İslamın temeli 5’tir. Birincisi, şahadet kelimesini söylemektir. İkincisi, namaz kılmaktır” buyuruldu. Ebû Davud’ün bildirdiği ve Halebi kitabında yazılı hadis-i şerifte, “Allahü teâlâ, her gün 5 namaz kılmayı emretti. Güzel abdest alıp, bu 5 namazı vakitlerinde kılan ve rüku ve secdelerini iyi yapanları, Allahü teâlâ, afv ve mağfiret eder” buyuruldu.
Bir hadis-i şerifte, “Allahü teâlâ, kullarına, her gün 5 kere namaz kılmayı farz etti. Bir kimse, güzel abdest alıp, namazını doğru kılarsa, kıyamet günü, yüzü, 14. ay gibi parlar ve Sırat köprüsünü şimşek gibi geçer” buyurdu. Rıyad-ünnasıhin kitabında diyor ki hadis kitaplarını inceledim. 20’den çok Sahabinin bildirdikleri, çeşitli hadis-i şeriflerde, “Şeri bir özrü olmadan, bir namazı terk eden kâfir olur” buyurulduğunu gördüm.
Tarih-i Buhari ve Kitab-ül-iman kitaplarında, hazret-i Alinin “radıyallâhu anh” bildirdiği hadis-i şerifte, “Namazı terkeden kâfir olur” buyuruldu. Yani namaz kılmadığı için üzülmeyen, bunun için Allahtan utanmayan kimse, son nefesinde imansız gider, demektir.
Buhari kitabında, Ebû Said-i Hudri’nin bildirdiği hadis-i şerifte, “Cemaat ile kılınan namazın sevâbı, yalnız kılınandan 25 kat fazladır” buyuruldu. Abdullah ibni Ömer’in bildirdiği hadis-i şerifte, “27 kat fazladır” buyuruldu.
Dar-ı Kutni’nin bildirdiği ve Künuz’da yazılı hadis-i şerifte, “Mescid yanında bulunanın, namazını mescitte kılması lazımdır” buyuruldu.
Firdevs-ül-ahbar ve Rıyad-un-nasıhin kitaplarındaki hadis-i şerifte, “Ezanı işitip de, camide cemaate gitmemek, münafıklıktır” buyuruldu.
İmam-ı Ahmedin “rahmetullâhi aleyh”, Müsned kitabında ve Künuz’da bildirilen hadis-i şerifte, “Salatından bir şeyi unutan, 2 secde daha yapsın!” buyuruldu.
Bakara sûresinin 43. âyetinde meâlen, “Namazları kılınız ve zekat veriniz ve rüku edenlerle birlikte rüku ediniz!” buyuruldu.
Beydavi’de ve bütün tefsirlerde, bu âyet-i kerimede, 5 vakit namazın cemaat ile kılınması, emrolunduğu bildirilmektedir. Bu âyet-i kerimede, namaza rüku denilmesi, yahudi namazı değil, müslüman namazı olduğunu bildirmek içindir. Çünkü, yahudilerin namazlarında rüku yoktur. Hülasa-tül-fetava kitabında diyor ki (Müezzine icabet etmek, ağız ile olmaz, ayak ile olur. Ezanı işitip söyleyen kimse, camie gitmezse, müezzine icabet etmiş olmaz).
Tavsiye Yazı –> Eshab-ı kiramın üstünlükleri