Sual: Namazda sesin ulaşmadığı yerlere aracı vâsıtası ile ses ulaştırılır. Fakat günümüzdeki tatbikat şekliyle mikrofon vâsıtasıyla imamın sesinin aynı mekâna ya da alt ve üst katlara ulaştırmanın fıkhî hükmü nedir?
Cevap: İmamın sesini kalabalık cemaata tekrar eden münâdiler namazdadır. Namaz dışındaki birinin sesiyle intikal câiz değildir. İkisi birbirine benzemez. İmam ile aynı mekânda bulunmayan bir kimsenin mikrofondan gelen sese uyması sahih olmaz. Bu bakımdan bir câminin alt katında veya üst katında yahud câmi bahçesindeki binaya, imamın sesi hoparlör vasıtasıyla ulaştırılsa, burada imama uymak sahih olmaz. Ama Selimiye Câmii gibi yüzlerce saffın en arkasındaki kimsenin imama uyması sahihtir. Bu kimseye imamın sesi hoparlör vasıtasıyla gelse bile, imam ile aynı mekânda bulunduğundan, namazı sahihtir.
Tahtavi “rahime-hullahü teâlâ” (Merakı’l-felah) haşiyesinde diyor ki (Kuşun ve öğretilmiş maymunun söyledikleri şeyler ve yüksek kubbelerde ve dağlardan aks eden sesler, insan okuması değildir. Okumak değil, okumaya benzeyen seslerdir. Çünkü, bu sesleri çıkaranlarda temyiz yoktur.) Görülüyor ki insan okumasının aksleri, insanın irâdesine tabi olduğu ve insanın sesine tam benzediği hâlde, buna okumak denilmiyor. Radyodan, hoparlörden çıkan Kuran ve ezan sesleri de, insanın irâdesi ile söylendiği ve söyleyenin sesine tam benzediği hâlde, insan sesi değildirler. Bunlar, Kuran okumak ve ezan okumak olmuyorlar. Kur’ân-ı Kerîmi ve ezanı radyoda okumak, hoparlörle okumak, sünnetin terkedilmesine sebep oluyor. Bidat oluyor.
Benzer Suallerin Cevaplarını Okumak İçin Tıklayınız.