Sual: Namazı bozan şeyler nelerdir?
Cevap: Aşağıdaki yazılar, Dürrü’l-muhtar’dan tercüme edilmiştir:
Namazı bozan şeylere, (Müfsitleri) denir. İbâdetlerin fâsid ve batıl olması aynı şeydir ve bozulması demektir. Muamelatta ise, aynı şey değildir. Namazın müfsitlerinden 31 adedini aşağıda bildiriyoruz:
1) Konuşmaktır. Bir kelime de namazı bozar. Bilerek, bilmeyerek, zorla, unutarak söylemek, hep bozar. Yalnız, 1. oturuşta, 2. oturuş sanarak selam söylemek, namazı bozmaz. Namazı iki rekat sanarak veya ayakta (esselamü) derse, bozulur. Başkasının selâmına, her sûret ile cevap söylemek bozar.
2) Boğazından, özürsüz, öksürür gibi ses çıkarmak namazı bozar. Kendiliğinden olursa bozmaz. Okumayı kolaylaştırmak için yaparsa, zararı olmaz.
3) Kurân-ı Kerîmde ve hadis-i şerifte bulunmayan duâları okumak, bozar. Dürr-ül-muhtarda, “Selam vermeden önce okunacak duâ Arabî olmalıdır. Namazda başka dil ile duâ etmek haramdır” diyor. İbni Âbidin burada “İmâm-ı Ebû Yusuf ve Muhammed, arabîden başka dil ile kılınan namaz sahih olmaz, dediler. İmâm-ı Âzâmın “rahmetullâhi aleyhim” da sonraki ictihadı böyledir.” buyurmaktadır.
4) Ah, of gibi inlemek bozar.
5) Uf diye sıkıntıyı bildirmek bozar.
6) Ağrı, üzüntü sebebi ile sesle ağlamak bozar. Sessiz gözyaşı ile veya Cenneti, Cehennemi hatırlayıp sesle ağlarsa, bozulmaz. Hasta, elinde olmayarak ah, of der ve ağlarsa bozulmaz.
7) Aksırıp “Elhamdülillah” diyene “Yerhamükallah” demek bozar. Namazın dışında hemen cevap vermek üç kere farz-ı kifâye, fazlası müstehaptır. [Rıyad-un-nasihin.]
8) Kötü habere “İnna lillah ve…” demek bozar. Bunu, namaz kılmıyorken söylemek, sünnettir.
9) Allahü teâlânın ve Peygamberin “sallallâhü aleyhi ve sellem” isimlerini işitince “Celle celâlüh” ve “Sallallâhü aleyhi ve sellem” demek bozar. İsimlerini namaz dışında söyleyince, işitince, yazınca bunları söylemek ve yazmak, birincisinde vâcib, tekrarında müstehaptır.
10) İmamdan başkasının duâsına âmin demek bozar. İmam Fâtihayı bitirince, cemaatin ve imâmın yüksek sesle âmin demeleri [hanefi mezhebinde] mekruhtur. Hafif söylemelidir.
11) Başkasının sözü ile yerini değiştirmek veya yanına gelene, onun sözü ile yer açmak bozar. Fakat, biraz sonra, kendiliğinden hareket ederse bozmaz.
12) İmamından başkasının yanlışını çıkarmak bozar.
13) Az da olsa, unutarak da olsa, dışardan alarak yemek, içmek bozar. Diş arasında kalmış, nohuttan küçük şeyi yutmak bozmaz. Orucu da bozmaz. Ağzındaki ufak bir şeyi üç kere çiğnemek veya eritip yutmak, namazı bozar.
14) Kurân-ı Kerîme veya kağıda bakıp, öğrenerek okumak bozar. Çünkü, başkasından öğrenmek demektir. İmâm-ı Muhammed ve Ebû Yusuf, mekruh olur, dediler. Kitaplı kâfirlere benzemeyi düşünmezse, mekruh da olmaz dediler.
Bir yazıya, [bir şeye veya duvardaki resmine] bakıp, anlamamak bozmaz. Anlayınca mekruh olur. Bakmayıp gözüne rastlarsa, mekruh olmaz.
Kâfirlerin ibâdetlerini, ibâdet olarak yapmak, mesela kiliselerinde çaldıkları org gibi çalgıları ve çanları camilerde çalmak ve İslamiyetin kâfirlik alâmeti saydığı şeyleri, zaruret, cebir olmadan kullanmak küfür olur. İmanı giderir.
15) Namazdan olmayan fazla hareketler, namazı bozar. Rükûu ve secdeleri çok yapmak ve namaz esnasında abdest bozulunca abdest almaya gitmek bozmaz. Akrep, yılan öldürmek gibi özürlü çok hareketler de bozmaz. Bir elin hareketi üçten az olursa bozmaz. İki el ile bir hareket de, bozar denildi. Namaz içindeki tekbîrlerde, elleri kulaklara kaldırmak bozmaz, mekruhtur.
16) Necis yerde durmak ve secde etmek bozar. Necis yere temiz şey sererse, bozmaz. Giyilmiş olan ayakkabı, elbise, insanın derisi demektir. Palto ucunu pis yere getirip secde edilemez. Paltoyu çıkarıp da sermelidir. [Necaset bulaşmış ayakkabı ile cenaze namazı kılınmaz.]
17) Bir rükünde, üç kere Sübhânallah diyecek kadar avret yeri açılırsa veya derisinde, elbisesinde namazı bozacak kadar necaset olursa veya imâmın önüne geçerse veya [aynı imama uymuş olan] kadınla bir hizada olursa bozulur. Bunları kendi yaparsa, derhal bozulur.
18) Necis yere, renk, koku, nem geçiren şey serip üzerinde kılmak bozar. Geçirmezse, bozmaz. Fazla toprak örtüp kılıca bozmaz.
19) Özürsüz, göğsünü kıbleden çevirince hemen bozar. Yüzünü, başka uzvunu çevirmek bozmaz, mekruh olur. Elinde olmayarak çevrilince, bir rükn devam ederse, bozar. Kıbleye karşı 1 saf (1,5 metre) yürüyünce bozulmaz. Kıbleye karşı değilse veya kıbleye karşı devamlı olarak daha çok yürürse, bozulur. Bunun için, yürüyerek namaz kılmak câiz değildir.
20) Öpülen veya şehvet ile tutulan kadının namazı bozulur.
21) Kalbinden irtidad edenin namazı bozulur. [Yani, falanca şey olursa, falancanın sözü doğru çıkar ve Kurân-ı Kerîm (haşa) doğru olmaz, derse veya bir kız, bir kâfirle evlenmeye karar verirse, hemen kâfir olurlar.] İlerde kâfir olmaya niyet eden ve küfre sebep olan şeye inanan hemen mürted olur.
22) Namazda iken, abdestini, guslünü bozacak bir şey yapmak haramdır. Son rekatte teşehhüd miktarı oturmadan önce yaparsa, namazı hemen bozulur. Teşehhüd miktarı oturduktan sonra yaparsa, namazı tamam olur. Teşehhüd miktarı oturmadan evvel, abdesti kendiliğinden bozulursa, hemen gidip tazeleyip, namazına devam edebilir ise de, baştan kılması efdaldir. [Tekrar bozulursa veya abdest almak güç olursa, namaza dururken Mâlikî mezhebini taklit eder. Mâlikî mezhebinde, hastaların, ihtiyarların namazları bozulmaz.] Teşehhüd miktarı oturduktan sonra kendiliğinden bozulursa, hemen abdest alıp vâcib olan selamı verirse, yahut abdest almayıp, namazı bozan bir şey yaparsa, mesela selam verirse, namazı tamam olur.
23) Bir rüknü terkeden, bu rüknü namaz içinde ifa etmezse, bozulur.
24) İmam bir rükne başlamadan önce, bu rükne başlayıp bitirenin bozulur. Fakat, imâm sonradan, o rükne başlayıp beraber bitirirlerse veya imâm başlamadan, o vazgeçip, imâm, bu rükne başlayınca, bu rüknü tekrar imamla birlikte yaparsa, bozulmaz ise de, mekruh olur. İmam bir rüknü bitirdikten sonra, bu rükne başlayanın namazı kabul olur.
25) İmama 1. rekatte yetişemeyen kimseye (Mesbuk) denir. Mesbuk, teşehhüd miktarı oturup, imâm selam vermeden, ayağa kalktıktan ve kaçırdığı rekatin secdesini yaptıktan sonra, imâmın secde-i sehv yaptığını görerek, imamla birlikte secde-i sehv yaparsa, namazı bozulur. İmama uymayıp, namazını tamamladıktan sonra, secde-i sehvi kendi yapar. Ayağa kalkmış, fakat secde yapmamış ise, oturup imâm ile secde-i sehv yapması vâcib olur.
26) Secdeyi unutan kimse, rükûda veya secdede hatırlarsa, rükûdan hemen, secdeden ise, oturduktan sonra yatarak o secdeyi yapar ve rükû ve secdeyi iade eder. Sonra secde-i sehv yapar. Yahut, bu hatırladığı ve son oturuşta hatırladığı secdeyi son oturuş arasında veya sonunda yapar ve tekrar oturarak tehiyyatı okur ve secde-i sehv yapar. Tekrar oturmazsa, namazı bozulur.
27) Uyuyarak kıldığı rüknü tekrar etmezse, bozulur.
28) Namaz içindeki tekbîrlerde “Allahü” derken, baştaki hemzeyi uzatırsa namaz bozulur. Namaza dururken uzatırsa, namaza başlaması sahih olmaz.
29) Teganni ile okumak, manayı bozarsa, namazı da bozar. Teganni, musiki perdelerine uymak için harekeleri uzatmak demektir. Mesela, “Elhamdu lillahi rabbil” diye uzatmak, manayı bozuyor. Bunun gibi, müezzinlerin “Rabbenalekelhamd” demeleri de bozuyor. Çünkü, Rab, üvey baba demek olup “Allah’ımıza hamd ederiz!” yerine “Üvey babamıza hamd ederiz!” oluyor. Mânâ değişmezse, namaz bozulmaz. Fakat elif, vav, ya sadalı harflerini çok uzatırsa, mânâ değişmese de, namaz bozulur. Görülüyor ki teganni, kelimenin mânâsını değiştirmezse ve harfler, iki harf kadar uzamazsa, yalnız sesi güzelleştirip kıraati süslerse, câiz olur. Hatta, namaz içinde de, namaz dışında da, müstehab olur.
Ebussuud efendi fetvasında diyor ki “İmam, amel-i kesir oluncaya kadar teganni ederse, yahut üç harf ziyâde ederse, namazı fâsid olur. Teganni, ırlamaktır, sesini hançeresinde terdid edip, yani tekrarlayıp türlü sesler çıkarmaktır”.
30) Zellet-ül-kari (yanlış okumak) bozar.
Tavsiye Yazı: Kıraatte hangi okuyuşlar namazı bozar?
31) Tertip sâhibi olan kimsenin, önce kılmadığı namazı hatırlaması, namazı bozar.
Kırda ve büyük veya küçük camilerin her yerinde, namaz kılanın önünden, yakın olsun, uzak olsun kadın veya erkek veya köpek geçerse, namazı hiç bozulmaz. Kırda ve büyük camide ayaklar ile secde yeri arasından, küçük mescitte ve odada ise, ayakları ile kıble duvarı arasından geçen, günaha girer. Kıble duvarı ile arka duvarı arası 20 metreden az olan mescide, küçük denir. Sed, sedir gibi yüksek şeyler üzerinde kılanın, önünden, aşağıdan geçen, başı namaz kılanın ayaklarından yukarı olursa günaha girer.
Önünden kimse geçebilecek yerlerde, namaz kılarken, imâm veya yalnız kılanın sol kaşı hizasına, yarım metreden uzun bir çubuk dikmesi sünnettir. Çubuğu yere dikemezse, secde yerinden kıbleye doğru uzatmak veya çizgi çizmek de olur. Geçene, işaretle, yüksek okumakla mâni olmak câiz ise de, mâni olmamak iyidir.
Halebi-i kebir’de diyor ki “Dişleri arasından akan kanı yutarsa, ağız dolusu olmadıkça, namazı bozulmaz.” Ağız dolusu yutsa da abdesti bozmaz.
Fâsid olan farzı iade etmek farzdır. Tahrimi mekruh bulunan her namazı ve fâsid olan sünnet ve nâfile namazları iade etmek vâcibdir.