Sual: Namazın şartlarından birisi olan “vakit” nedir? Namaz vakitleri neye göredir? Hangi namaz hangi vakitte kılınır?
Cevap: Her namazı vaktinde kıldığını bilmektir. İbni Abidin, diyor ki “Ezan, vaktinde okununca, İslam ezanı olur. Vaktinden evvel okunursa, konuşmak olur. Din ile alay etmek olur.”
Akıl ve baliğ olan, yani aklı olup evlenme yaşına gelmiş olan her müslüman erkeğin ve kadının, her gün 5 vakit namazı, zamanlarında kılmaları farzdır. Bir namaz zamanının başladığı vakte, o namazın vakti denir. Bir namaz, vakti gelmeden önce kılınırsa, sahih olmaz. Hem de büyük günah olur. Namazın sahih olması için, zamanında kılmak lazım olduğu gibi, zamanında kıldığını bilmek, şüphe etmemek de farzdır.
İbadetlerin vakitlerini tayin ve tesbit etmek, yani anlayıp anlatmak, din bilgisi ile olur. İbadetlerin vakitlerini, din âlimleri, yani müctehidler anlamış ve bildirmişlerdir. Fıkıh âlimleri, müctehidlerin bildirdiklerini fıkıh kitaplarında yazmışlardır. Bildirilmiş olan vakitleri, hesap etmek ise, astronomi bilen müslümanların vazifesidir. Hesap edilmesi caiz olan vakitleri, astronomi âlimleri bulur. Bunların bulduğunu, din âlimlerinin tasdik etmeleri şarttır. Namaz vakitlerini saat ile ve kıbleyi pusula ile anlamanın caiz olduğu İbni Abidin’de (Namazda kıbleye dönmek) bahsinde ve Fetava-i Şemsüddin Remli’de yazılıdır. Mevduatu’l-ulûm’da diyor ki “Zamanımızda namaz vakitlerini hesap etmek, farz-ı kifâyedir. Müslümanların güneşin hareketinden veya takvimlerden anlamaları farzdır.”
İbni Abidin, Şâfiî El-envar ve maliki El-mukaddemetü’l-izziyye şerhinde diyor ki “Namazın sahih olması için, vakti girdikten sonra kılınması ve vaktinde kılındığını bilmek şarttır. Vaktin girdiğinde şüpheli olarak kılıp, sonra vaktinde kılmış olduğunu anlarsa, bu namazı sahih olmaz. Vaktin bilinmesi, vakitleri bilen âdil bir müslümanın okuduğu şeri ezanı işitmekle olur. Ezanı okuyan âdil değil ise, [veya âdil müslümanın hazırladığı takvim yoksa], kendisi vaktin girdiğini araştırıp, kuvvetli zannedince kılmalıdır. Fasıkın veya âdil olduğu bilinmeyen kimsenin, kıbleyi göstermesi, temiz, necis, helal, haram demesi gibi dinden olan haberleri de, ezan okuması gibi olup ona değil, kendi araştırıp anladığına uyması lazımdır.” Yalnız kılanların, hastaların, yolcuların, işe dalıp namazı kaçırmak korkusu olanların, her namazı, vaktinin evvelinde kılmaları lazımdır. Sabah namazını vaktinin sonunda kılmak, hanefi mezhebinde efdaldir.
Sabah namazının ve orucun evvel vakti, fecir-i sâdık vakti ile başlar. Bu vakit, gurub vaktinde 12’den başlayan ezani saatin fecir vaktine gelmesinden anlaşılır. Yahut gece yarısı 12 den başlayan vasati saatin fecir vaktine gelmesinden anlaşılır.
Şemsin tuluu, gece yarısı 12’den, gece müddetinin yarısı sonra veya gurub vaktindeki 12’den, gece müddeti kadar sonra veya zevalden gündüz müddetinin yarısı kadar evvel başlar. Sabah gurubi saatin 12 vakti, gurub vaktindeki 12’den, 12 saat sonra veya gece yarısı 12’den gündüz müddetinin yarısı kadar sonra veya hakiki zeval vaktinden gece yarısı müddetinin yarısı kadar evveldir.
Tulu vakti ile sabahın 12 vakti arasında, gece ve gündüz uzunluklarının yarıları arasındaki fark kadar zaman vardır.
Cemaat ile öğle namazını, yazın sıcakta geç, kış günleri ise, erken kılmak müstehaptır. Akşam namazını her zaman erken kılmak müstehaptır. Yatsıyı, şeri gecenin 3’te 1’i oluncaya kadar geç kılmak müstehaptır. Gecenin yarısından sonraya bırakmak tahrimen mekruhtur. Bu geciktirmeler, hep cemaat ile kılanlar içindir. Evinde yalnız kılan, her namazı vakti girer girmez kılmalıdır. Künuzü’d-dekaık’da yazılı ve Hakim’in ve Tirmizi’nin bildirdikleri hadis-i şerifte, “İbadetlerin en kıymetlisi, evvel vaktinde kılınan namazdır” buyuruldu. İzaletü’l-hafa’nın 537. sayfasında yazılı, Müslim kitabındaki hadis-i şerifte, “Bir zaman gelecek, amirler, imamlar, namazı öldürecekler, [namazın edasını] vaktinden sonraya bırakacaklardır. Sen, namazını vaktinde kıl! Senden sonra, cemaat olurlarsa, onlarla da, tekrar kıl! 2. kıldığın nâfile olur” buyuruldu. İkindiyi ve yatsıyı, İmam-ı Âzam’ın kavline göre kılmak ihtiyatlı olur. Uyanamayan, vitri yatsıdan hemen sonra kılmalıdır. Yatsıdan evvel kılarsa, sonra tekrar kılar. Uyanabilen ise, gecenin sonunda kılmalıdır.