Sual: Peygamber efendimiz “sallallahu aleyhi ve sellem” hayatında hiç ağlamış mıdır?
Cevap: Mevahib-i Ledünniye kitabında buyuruluyor ki; “Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretlerinin ağlamaları da gülmeleri gibi, i’tidâl üzere idi. Kahkaha ile gülmek vâki’ olmadığı gibi, yüksek sesle ağlamak da vâki’ olmaz idi. Amma, mübarek gözlerinden yaş akar idi. Mubarek sînesinin [göğsünün] coşkunluğu [sesi] işitilirdi. Ağlamaları, bazı meyyite merhametinden olur idi. Ümmeti üzere havfından [ümmeti hakkında korkusundan] vâki’ olurdu. [Yani ümmetinin hâlini düşünüp, ağlardı.] Allahü teâlâ hazretlerinin korkusundan ve Kur’ân-ı azîmi işittiği zamânda, bazen da namâz kılarken olur idi [ağlar idi]. Fahr-i âlem “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretlerinin ağlamasına sebeb bunlar idi. (Hedy-i Nebevî) adlı kitapta böyle buyurulmuştur.”
Ebû Amr bin Simak “rahmetullahi aleyh” böyle nakl etmişdir. Amma (Sahih-i Buhârî) de Enes bin Mâlik’den “radıyallahü anh” şöyle rivâyet olunmuştur ki; hazret-i İbrâhîm “radıyallahü anh” teslîm-i rûh etmek üzere iken, Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri üstüne [yanına] vardı. Mübarek gözlerinden yaş akmağa başladı. Abdurrahmân bin Avf “radiyallahü anh” dedi ki: “Yâ Resûlallah “aleyhisselâm!” Siz de mi ağlarsınız!” Yani evlâd için Peygamber hazretlerinin ağladığına taaccüb etti (şaşırdı). Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri; “Yâ İbni Avf! İnnehâ Rahmetün!” buyurdu. Yanî, böyle yapmam, merhamet ve şefkatimdendir. Bu mertebe, elde olan birşey değildir; demek olur. [Abdurrahmân bin Avf “radıyallahu anh”] tekrar söyleyince, Fahr-i âlem “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri: “Muhakkak ki, gözümüz ağlar. Ve kalbimiz mahzun olur. Fakat, Rabbimizin râzı olduğu sözden gayri nesne söylemeyiz” diye buyurmuştur.
Velhâsıl, kişinin evlâdı, yakınları için ve sevdiği dostları için ağlamasında mahzûr yoktur. Velâkin, sözünde, şerî’ate muhâlif nesne olmamak gerektir. Ağlamak şefkattendir. Şefkat îmândandır.

