Bir ân gelir kabarır, atlasta dalga gibi,
muhit olur ruhuna, kırılmaz halka gibi.
Bir ân gelir, durulur, soğuk bir pınar olur,
her sözü kabul eden, en kıymetli yar olur.
Bir ân gelir, ah çeker, her şey benim olsa der,
bütün dünyayı versen, nankördür daha ister.
Bir ân gelir inanır, mevlası sözlerine,
nedâmet yaşı dolar, o âsî gözlerine.
Bir ân gelir ki gürler, ufkunda şimşek çakar,
yılların mahsulünü, tutar bir ânda yakar.
Bir ân gelir, dalgasız, sessiz bir umman olur,
bütün yaptıklarına, utanır, pişman olur.
Bir ân gelir, Firavun, Şeddad ve Nemrud olur,
damarlarda dolaşan, Hannas-ı merdud olur.
Bir ân gelir mutidir, her şeyi kabul eder,
dünya gözünde olmaz, daim ibâdet ister.
Bir ân gelir, şahlanır, kükremiş arslan gibi,
yahut kana susamış, yaralı kaplan gibi.
Bir ân gelir, uslanıp bir (seng-i miheng) olur,
her arzusu, Resûlün sözlerine denk olur.
Bir ân gelir, zalimdir, ruhu inletir zar zar,
kendi kötü eliyle kendine mezar kazar.
Ey kalp, böyle bir nefse, uyarsan halin yaman!
Onun hilelerine, aldanma hiçbir zaman!