İslâmın sünnetlerinden biri de, Aşûra gününe saygı göstermektir Muharremin 10. günüdür. 9. veya 11. günü diyenler da oldu ise de sahîh olan 10. günü olmasıdır. Arşı taşıyan melekler (Hamele-i Arş) bu güne hürmet ederler. Çünki Peygamberlerin (aleyhimüsselâm) kurtuldukları gündür. Hadîs-i şerîfde: «İbrâhim aleyhisselâm’ Aşûra günü doğmuştur. Allahü teâlâ onu Nemrud’un ateşinden Aşûra günü kurtarmıştır. Mûsâ aleyhisselâm Fir’avn’dan Aşûra günü kurtulmuş, düşmanları denizde o gün boğulmuştur. İdris aleyhisselâm o yüce makama Aşûra günü kaldırılmıştır. Allahü teâlâ, Eyyûb aleyhisselâmdan o gün hastalığı kaldırmıştır. İsâ aleyhisselâm da o gün göğe kaldırılmıştır» buyurulmuştur.
Denildi ki Aşûra gününe bu ismin verilmesi, Allahü teâlâ’nın on Peygambere (aleyhimüsselâm) 10 kerâmet ikrâm etmesindendir.
1) Âdem aleyhisselâmın tevbesini o gün kabûl etmiştir.
2) Nûh aleyhisselâmın gemisi Cûdî dağına o gün oturmuştur.
3) Süleyman aleyhisselâm o gün melik olmuştur.
4) Yûnus aleyhisselâm o gün balığın karnından çıkmıştır.
5) Yûsuf aleyhisselâm o gün babasına kavuşmuştur.
6) İdris aleyhisselâm o gün yüksek yere kaldırılmıştır.
7) İbrâhim aleyhisselâm, o gün Nemrud’un ateşinden kurtulmuştur
8) Mûsâ aleyhisselâm o gün Fir’avndan kurtulmuştur.
9) Eyyûb aleyhisselâm o gün hastalıktan kurtulmuştur.
10) İsâ aleyhisselâm o gün göğe kaldırılmıştır.
Cebrâil, Mîkâil, İsrâfil (aleyhimüsselâm)’ın, Arş ve Kürsî’nin yaratıldığı gündür. Abdullah ibni Mes’ûd (radıyallahü anh)’ın rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîfde: «Her iki semâ arasında 500 yıllık mesâfe vardır. 7. kat gök ile Kürsî arasında da 500 yıllık mesâfe vardır. Kürsî ile su arasında da 500 yıllık mesâfe vardır. Arş suyun üstündedir. Allahü teâlâ Arşdan ve diğerlerinden üstün, gâlib ve hâkimdir. Bütün yaptıklarınızı ve ne halde olduğunuzu bilir» buyurulmuştur (Ebülleys tefsiri).
Kalem, Gökler, yer, Cennet de Aşûra günü yaratılmıştır. Âdem aleyhisselâm, Havva anamız da o gün yaratılmıştır. Tûbâ ağacı da o gün. dikilmiştir. Kıyâmet de Aşûra günü kopacaktır. Kıyametin kopması hayırlı görünmüyorsa da, kemâl erbâbının kendilerine va’d edilen mertebeye o gün ulaşmış olacakları için hayırlı bir gün olduğu açıktır.
Aşûra günü oruç tutmak sünnettir. Ancak tutulma şekli daha önce anlatıldı. Selef-i sâlihîn (rahimehümullah) çocuklarına Aşûra günü yemek yedirmezlerdi. Resûlullah (sallâllahü aleyhi ve sellem) hurmayı mübârek tükrüğü ile ıslatır çocuklara çiğnetirdi. Çocuklar Resûlullah’ın mübârek tükrüğü bereketiyle doyar, akşama kadar hiç bir şey yemezlerdi.
Denildi ki, vahşî hayvanlar bile, Aşûra günü birşey yemezler. Zühretü’r-riyâd kitâbında diyor ki: Resûlullah (sallâllahü aleyhi ve sellem) Aşûra günü tuzağa düşmüş bir geyiğe rastladı. Geyik Resûlullah’dan, gidip yavrularımı emzirip akşamdan sonra dönmeme avcının izin vermesi için şefâat etmesini istedi. Avcı Resûlullah’ın geyiğe gündüz, akşam olmadan, dönmesini söylemesini istedi. Geyik, bugün Aşûra günüdür. Bu güne hürmeten yavrularımızı gündüz emzirmeyiz dedi. Avcı, yâ Resûlâllah! Bu geyiği sana hibe ettim, dedi. Resûlullah (sallâllahü aleyhi ve sellem) de geyiği salıverdi.
Yehudîlere muhalefet olması için Aşûra günü ile birlikte Muharremin 9. ve 11. günlerinde de oruç tutmalıdır. Resûlullah (sallâllahü aleyhi ve sellem) bu günde tutulan oruç hakkında: «Aşûra gününün faziletine kavuşmağa bakınız. Çünki o gün Allahü teâlâ’nın günler arasında seçtiği mübârek bir gündür. Bu gün oruç tutan kimseye, Allahü teâlâ, nezdinde bulunan meleklerin, peygamberlerin, şehidlerin ve sâlihlerin ibâdetleri kadar sevab verir» buyurmuştur. O gün kılınacak namaz için de Âişe (radıyallahü anhâ)’nın rivâyetiyle Resûlullah (sallâllahü aleyhi ve sellem) : «Aşûra gecesi veya günü 100 rek’at namaz kılıp, her rek’atinde 1 Fâtiha ve 3 ihlâs okuyan ve namazdan sonra da, 70 kere Sübhânallahi vel hamdü lillâhi ve lâ ilâhe illâllahü vallahü ekber ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm diyen, 70 kere istiğfar, 70 kere de bana salevat okuyan kimsenin kabrini, Allahü teâlâ misk ve anber ile doldurur» sonra ilâve ederek: «Kabre konan herkesin saçları dağılır. Bu namazı kılan kimsenin saçları ise dağılmaz. Kabrinden kalktığı zaman yüzü ayın 14’ü gibi parlar. Gelinin kocasının evine gittiği gibi, bu namazı kılan da Cennete gider» buyurmuştur (Ravdatü’l-ulemâ).
Aşûra günü hasımlarının, incittiklerinin gönlünü almalıdır. Bilinmelidir ki, Kıyâmet günü hasımlarını râzı etmek niyeti ile 4 rek’at namaz kılarsa, Allahü teâlâ, kabrin şiddetli, korkunç hallerinden kurtarıp hasımlarını da râzı eder. 1. rek’atta Fâtiha ve 11 İhlâs, 2. rek’atta Fâtiha, 3 Kâfirûn ve 11 İhlâs, 3. rek’atta Fâtiha, 1 Tekâsür, 11 İhlâs, 4. rek’atta Fâtiha, 3 Âyete’l-kürsî ve 25 kere İhlâs sûresi okumalıdır.
Risâletü’z-zevkıyye’de diyor ki: Bu namaz Resûlullah’dan (sallâllahü aleyhi ve sellem) nakledilmiştir. Çok fazîleti vardır. Bu namazı senenin 6 gününde kılmalıdır. Bu günler Aşûra, terviye, Arefe, Kurban bayramı günü, Şa’ban ayının 15. günü ve Ramezan ayının son cum’a günüdür.
Aşûra günü sıla-i rahim yapmalı, yanî akrabayı ziyâret etmelidir. Resûlullah (sallâllahü aleyhi ve sellem) : «Sıla-i rahmi terk eden kimse Aşûra günü akrabasını ziyâret ederse, Allahü teâlâ o kimseye Zekeriyye oğlu Yahyâ ile İsâ (aleyhimüsselâm) sevabı kadar bir ecir verir ve Cennette o ikisi ile şu ikisi gibi olur» buyurarak, mübârek şehâdet ve orta parmaklarını birleştirdi. O gün elinde olduğu kadar fakirlere sadaka vermelidir. Resûlullah (sallâllahü aleyhi ve sellem): «Aşûra günü zerre kadar sadaka veren kimseye, Allahü teâlâ Uhud dağı kadar sevab verir. Bu sevab Kıyâmet günü terâzide, mizanda yer alır» buyurmuştur.
Aşûra günü zikir meclislerinde hazır olmalıdır. Resûlullah (sallâllahü aleyhi ve sellem): «Bir kimse bir âlimin meclisine veya Allahü teâlânın zikredildiği yere Aşûra günü gelip onlarla birlikte 1 saat oturursa, o kimseyi Cennete koymağı, Allahü teâlâ kendi üzerine almıştır» buyurmuştur. Aşûra günü, 10 müslüman kimseye selâm vermelidir. Resûlullah (sallâllahü aleyhi ve sellem) : «Aşûra günü 10 müslimana selâm veren, bütün müslümanlara selâm vermiş gibidir» buyurmuştur. O gün insanlara yemek yedirmeli, su içirmelidir. Resûlullah (sallâllahü aleyhi ve sellem): «Bir şeye iştihası olup da kendisi yemeden komşusuna veren kimseyi, Allahü teâlâ Cennet taâmından yedirmeden ve Cennet şerâbından içirmeden dünyâdan çıkarmaz» buyurmuştur. O gün elbisesi olmayanları giydirmeli ve yetimlerin başını okşamalıdır. Tenbîhü’l-gâfilîn kitâbında yazılı hadîs-i şerîfde Resûlullah (sallâllahü aleyhi ve sellem) : «Aşûra günü bir yetimin başını okşayan kimseyi, Allahü teâlâ, yetimin her kılı için Cennette bir derece yükseltir» buyurmuştur. Aşûra günü müslümanların yolundan eziyyet veren şeyleri kaldırmalı, ehl-i İslâm arasını sulh etmeli, dargınları barıştırmalı, cenâzede hâzır olmalı, hasta ziyâretine gitmeli, müslüman dostları ile muhabbet ve ihsân, iyilik ve güleryüzle musâfeha etmelidir. Yukarıda bildirilen 5 hadîs-i şerîfi, İmâm-ı Zendûsî (rahimehullah) Ravda’da nakletmiştir. Sonra muttasıl bîr hadîs-i şerîfde: «Aşûra günü gusl eden, Allahü teâlâ katında annesinden yeni doğmuş gibi günahlarından temizlenir» buyurulduğunu bildirmiştir. Haberde geldi ki: «Aşûra günü iki kere gusl eden kimsenin gözlerinde ebediyyen hastalık olmaz.»