HACAMAT OLMAK: Sünnetlerden biri de hacamat olmak, yanî kan aldırmaktır. Bu her hastalığa fâidelidir.
Bostan’da der ki: Resûlullah’dan (sallâllahü aleyhi ve sellem) bildirilir: «Bana başının ağrıdığından şikâyet edene, kan aldır, ayaklarının ağrıdığından derd yanana, ayaklarını boya dedim.»
Kan aldırma aç karnına olursa, daha şifâlı ve daha fâideli olup, tok karnına olursa hastalık ve zarardır.
Boston’da diyor ki: Kan aldırmak isteyenin, bir gün önce ve bir gün sonra hanımı ile sohbet etmemesi müstehabdır. Fasd’da da, ya’nî damardan kan aldırmada da böyledir. Sabahleyin kan aldıracak olanın, akşam yemeğini ikindi vakti yemesi müstehabdır. En fâidelisi budur. Safrası varsa, önce birşeyler yemelidir. Cünki bu halde kan aldırırsa, aklî dengesi bozulabilir. Kan aldırdığı gün, hamama girmez. Tabiblerden biri, kan aldırdığı gün hanımına yaklaşan, hamama giren kimsenin, ölmediğine şaşarım diyor.
Hacamat veya fasd yaptırdıktan sonra ardından tuzlu yemelidir. Yoksa çıban çıkarır, uyuz olabilir. Kan aldırdığı gün, süt ve yoğurt yememek müstehabdır. O gün suyu da az içer denilmiştir. Çarşamba ve Cumartesi günleri kan aldırmak mekruhdur. Peygamber efendimizden (sallâllahü aleyhi ve sellem): «Çarşamba ve Cumartesi günleri kan aldıran, bir ağrıya dûçâr olursa, kendinden başka kimseyi suçlamasın» bildirilmiştir. Hadîs âlimlerinden biri, Cumartesi kan aldırdı. Baras hastalığına yakalandı. Doktorlar bir çâre bulamadılar. O kimse, Allahü teâlâ’ya yalvardı, ağladı, secdeye kapanıp, Rabbine sığındı. Secdede iken gözleri kapandı ve Resûlullah’ı (sallâllahü aleyhi ve sellem) rü’yâda gördü ve hastalığını arz etti. Resûlullah: «Bu husustaki benim hadisim sana ulaşmadı mı?» buyurdu. Ulaştı, fakat sıhhatinde şübhe ettim dedi. Resûlullah (sallâllahü aleyhi ve sellem): «Benden bildirilen bir sözde niçin ihtiyatlı olmadın?» buyurup, mübârek elini, rahatsız olan yerine sürdü. O zât uyanınca, bir de ne görsün, hastalığından eser kalmamış. Bunu İmam Gazâlî (rahimehullah) İhyâ kitâbında bildiriyor.
Bir hadîs-i şerîfde: «Pazar günü kan aldırmak şifâdır» buyuruldu. Ayın 19’undan sonraki ilk Salı günü kan aldırmak da müstehabdır. Bu târihden ay sonuna kadar, kan aldırmak müstehabdır da denilmiştir.. Lâkin ayın son 3 gecesinde mekruhdur. Bostan’da da böyle diyor.
Bir hadîs-i şerîfde: «Baştan kan aldırmak, 7 hastalığa şifâdır: Cüzzâm, cünûn, baras, uyuklamak, diş ağrısı, göz kararması ve baş ağrısı» buyuruldu.
Ebû Leys-i Semerkandî (rahimehullah) anlatır: Ebûbekir bin Abdullah dedi kİ, Akra’ bin Hâbis, Resûlullah’ın yanına girdi. Mübârek başının ortasından kan aldırıyordu. Yâ Resûlâllah, başından kan mı aldırıyorsun? dedi. Resûlullah (sallâllahü aleyhi ve sellem): «Ey ibni Hâbis, cüzzama karşı faydalıdır» buyurup, yukarıdaki hadîs-i şerîfde geçen 7 hastalık ismini saydı. Devamlı kan aldırmak da iyi değildir. Zararlı olur.
Bir hadîs-i şerîfde: «Hacamat, aklı arttırır, hâfızayı kuvvetlendirir» buyuruldu. Başın arka kısmındaki çukur gibi yerden kan aldırmaktan kaçınmalıdır. Nitekim bir hadîs-i şerîfde: «Kafanın çukurundan kan aldırmak, unutkanlık yapar. Bu sebebden ondan uzak olun» buyuruldu.
Bir hadîs-i şerîfde: «Alçıdan sonra kına, cüzzama karşı koruyucudur» buyuruldu. Ayda bir alçı taşı kullanmak, harareti söndürür, rengi, parlatır.