HAYVANLARIN VE KUŞLARIN HAKKI

Hayvan ve kuşların hepsine merhamet edip, haklarını gözetir. Böyle yapan Allahü teâlâ’nın rahmet ve re’fetine kavuşur. Hayvanın suratına vurmaz. Çünki yüz, Allahü teâlâ’nın yarattığı en üstün uzuvlardandır. Hiçbir canlıya eziyet ve işkence etmez. Boş yere bir serçe öldürmez. Çünki kıyâmette «niçin onu boğazlamadın?» diye suâle çekilecektir.

Hiç bir canlıya ateşle azâb etmez. Çünki ateşle azâb etmek, yalnız Allahü teâlâ’ya mahsustur. Hayvanın bâzı uzuvlarını kesip, yâhud yüzünü karalayıp, bir şeye benzetmez. Hayvanın yüzüne döğme yapmaz. Elinden geldiği kadar, hayvanını süsler, tozunu, toprağını siler ve günde 70 defa da olsa yemini ve suyunu verir. Hiçbir hayvanı, ok, mermi veya bir başka şey atmak için hedef yapmaz. Karıncayı öldürmez.

Nikâye şerhinde diyor ki: Karınca ısırırsa, öldürmekte bir mahzur yoktur. Isırmıyan karıncayı öldürmeğe izin yoktur, öldürmesi mekruhdur. Bâzı âlimler ise, karınca ısırsın, ısırmasın, öldürülmesinde bir mahzur yok demişlerdir. Muhtâr kavil, birincisidir. Karıncayı suya atmanın mekrûh olduğunda âlimler birleşmişlerdir.

Bitin herhalde öldürülmesi câizdir. Ama bitin ve akrebin ateşe atılıp yakılması mekruhdur. Canlı biti yere atmak mübahdır, ama edeb bakımından mekruhdur. Vâkıat’da da böyle yazılıdır.

Balansı ve Hüdhüd kuşu öldürülmez. Hürmete şayan bir kuştur. Kur’ân-ı kerîmde geçtiği gibi, Süleyman aleyhisselâm’a yakınlığı ile tanınır. Hüdhüd’ün (Alaca ipek kuşu) mü’minlerle beraber Cennete gideceği de rivâyet edilmiştir. Mukâtil (rahimehullah) 10 hayvan Cennete girecektir dedi: Sâlih aleyhisselâmın devesi, İbrâhim aleyhisselâmın danası, İsmâil aleyhisselâmın koçu, Mûsâ aleyhisselâmın ineği, Yûnus aleyhisselâmın balığı, Üzeyr aleyhisselâmın eşeği, Süleyman aleyhisselâmın karıncası, Belkîs’in hüdhüdü, Eshâb-ı Kehf’in köpeği ve Muhammed aleyhisselâm’ın devesi, Koç şeklinde olup Cennete gireceklerdir. Mişkâtü’l-envâr’da da böyle bildirilmektedir.

Alaca göçken kuşunu, kurbağayı ve karada bulunan böcekleri öldürmez!. Gece gidip kuş yuvalarını bozmaz. Çünki gece, kuşların sükûn ve rahatlık zamanıdır

Tırnak ve dişle, canlıları öldürmez. Çünki Resûlullah (sallâllahü aleyhi ve sellem): «Tırnak ve dişin kestiği hâriç, çünki bu ikisi Habeşîlerin bıçağıdır» buyurdu. Biz bu hadîs-i şerîfi, yerinden ayrılmamışa yorarız. Çünki habeşîler öyle yaparlar. Sadrü’ş-şerî’a’da da böyle diyor.

Hayvanlarını ikiye ve daha çok kısma ayırmaz, Hayvanları birbirine vurdurmak için, teşvîk, tahrîk etmez.

Akreb ve yılanı, namaz içinde ve dışında, her zaman öldürür. Onlardan intikam almaktan korkmaz. «Yılanı öldürmeyin, onun bir eşi vardır. Gelir ve sizden intikam alır» diye halk arasında söylenen söze değer vermez. Böyle sözlere inanmak, korkaklıktan ileri gelir. Korkaklık, kadınlara ve kadınlara benziyen erkeklere lâyıktır. Peygamber efendimiz {sallâllahü aleyhi ve sellem): «İntikam alırlar diye onları öldürmekten el çeken bizden değildir» buyurdu. Yanî sünnetimize îktidâ etmemiş olur. Yanî intikam almalarından korkarak yılanları öldürmemezlik etmeyin. Böyle bir intikamın aslı yoktur. Bâtıl îtikadlardandır. Mesâbîh şerhinde de böyle diyor.

Bir hadîs-i şerîfde: «Yılanları öldürün, ancak gümüş bir çubuğu andıran beyazlarını öldürmeyin» buyuruldu. Herhalde bu yılan zararsız olduğu için istisnâ edildi. Çünki bu yılan zehirsizdir. İbni Abbâs (radıyallahü anhümâ), «Benî İsrâilde insanlar maymun kılığına girdiği gibi, cinler de başka kılıklara girerler» buyurdu. Mazhar’da da böyle diyor.

Bütün âlimlere göre, Allahü teâlâ’nın, maymun kılığına tebdîl ettiği insanlar, öldüler ve hiçbirinin nesli kalmadı. Çünki onlara bu azâb olarak verilmişti. Dünyâda 3 günden fazla kalıp yaşamadılar. Şimdi dünyâda mevcud olan maymun, domuz, fare, köpek balığı ve başka hayvanlar, bu kılığı değişenlerin neslinden değildir. Bu olaydan önce yaratılmış olan bu cins hayvanların soyundandırlar. Bostan’da da böyle diyor.

İbni Ömer (radıyallahü anh) anlatır: Süheyl, Yemen’de me’mur idi. Zühre Hârut’la Mârût’u kandırmıştır sözü onun dediği gibidir. O ismi Süheyl olan bir adamdı. Adı Zühre olan bir de kadın vardı. Allahü teâlâ, onları yıldız şekline soktu ve çeşit çeşit azablarla, onları helâk eyledi ve Cehenneme gittiler. Adları, sanları, eserleri kalmadı. Bu Zühre ve Süheyl’in kınanması idi diyenlerin sözü, diğer yıldızların değil, aslı yok olan o yıldızların kınanmasına yorumlanır. Zâhir olan görüş de budur. Bâzıları, 2 yıldız hâlini alanların hâlâ gökte 2 yıldız olarak bulunduğunu söylüyorlarsa da, doğrusu biraz önce anlattığımızdır.

Hıll’de olsun, haremde olsun şu 5 hayvan öldürülebilir: Fare, akrep, çaylak, alacakarga ve kuduz köpek.

Hiçbir hayvanı ayağı ile çiğnemez. Çünki kıyâmette bundan suâl olunur. Büyük keleri ve eşek arısını öldürür. Bundan çok sevab alır.
Ebû Hüreyre’nin (radıyallahü anh) bildirdiği hadîs-i şerîfde: «Keleri, ilk darbede öldürene yüz sevab vardır. İkincide daha az, üçüncüde bundan daha az sevab vardır» buyuruldu. Mesâbîh şerhinde de böyle diyor. Keler denen hayvan, İbrâhim aleyhisselâmı içine atmak için yakılan ateşe devamlı üflerdi. Bunun için onu öldürmek vâcibdir. Onun bu ateşi tutuşturmak için üflemesi, cibilliyetindeki habislik ve ifsâdının alâmetidir. Çok kullanılması yüzünden şeytana benzemektedir. Çünki onu, İbrahim aleyhisselâmı içine atmak için, yakılan ateşe üfletmiştir. Aynı zamanda zehirlidir. Yemekleri, ifsâd etmek zevkidir. Hele tuz, en büyük düşmanıdır. Onu bozacak bir yol bulamazsa, tavana çıkar, tam üzerine gelir ve oradan içine pisler.

Evinde yılan gören, ona üç defa: İnnâ nes’elüke biahdi Nûhin ve Süleyman bin Dâvud aleyhimüsselâm en lâ tü’zinâ ve lâ tahrucî aleynâ, ya’nî Nûh ve Süleyman bin Dâvud aleyhimüsselâmın ahdi ile bize eziyyet vermemeni ve bize karşı çıkmamanı istiyoruz der. Dördüncü defasında gene gelirse, onu öldürür. Çünki Resûlullah (sallâllahü aleyhi ve sellem): «Eğer tekrar gelirse, onu öldürün. Çünki o, kâfirdir», yanî kâfir olan cinnîlerdendir. Yâhud cür’et, saldırganlık, kasd ve can yakmada kâfir gibidir. Mesâbîh şerhinde de böyle diyor.

Şöyle rivâyet edilir: Yılan ve akreb, kendilerini gemiye alması için, Nûh aleyhisselâma geldiler. Nûh aleyhisselâm onlara: Siz zararlısınız, insanların başına dert olursunuz» buyurdu. Onlar, senin ismini anan kimseye zarar vermiyeceğiz dediler. Bu hayvanların zararından korkanın «Selâmün alâ Nûhin fil-âlemîn» âyetini okursa bu hayvanlar onlara zarar vermez. Bu âyet, Saffât sûresinin 79. âyetidir. Mişkâtü’l-envâr’da da böyle diyor.

Koyunu götürürken, kulağından tutup çekmez. Boynunun yanından tutar. Sığırın üzerine binmez. Eşeğe yük vurduğu ve bindiği gibi, ona yük yüklemez. Çünki her cins hayvan kendine âid bir iş için yaratılmıştır. Ona başka iş yaptırılmaz. Meselâ öküz, çift sürmek için yaratılmıştır, binmek için değil. Eşek de binmek için yaratılmıştır. Çift sürmek için değil. O halde tarlayı öküzle sürmeli ve eşeğe binmelidir. Aksini yapmamalıdır.

Atın yelesini, alın saçlarını ve kuyruğunu kesmez. Çünki bu, onun yaratılışını değiştirmektir. Kedileri ve evin dışında beslediği köpek gibi hayvanları yedirir. Çünki Peygamber efendimiz (sallâllahü aleyhi ve sellem) onlara çanak tutardı. Hadîs-i şerîfde: «Açlıktan ölen kedi yüzünden, onu saklıyan kadına azâb edilir. Çünki ne kendisi onu yedirmiş, ne de yerdeki haşeratı yemesi için onu bırakmıştır» buyuruldu. .

Beyaz horoza söğmez. Çünki o insanları namaza çağırır. Çünki o namaz vakitlerinde ve geceleyin mübârek zamanlarda öter. Başka renk horozlarda da görüldüğü halde, en çok beyaz renkli horozun namaz vakitlerinde ve kıymetli saatlerde öttüğü söylenmiştir.

Pireye lâ’net etmez. Çünki o Resûlullah Efendimizi (sallâllahü aleyhi ve sellem) sabah namazına uyandırmıştır. Hayvanlardan hiçbirine lâ’net okumaz. Hadîs-i şerîfde; bir kimse devesine lânet edince, Resûlullah (sallâllahü aleyhi ve sellem) ona: «Ey devesine lâ’net eden kişi! Onu yanımızdan uzaklaştır. Çünki yaptığın beddüâ kabûl edildi» buyurdu.

Hiç bir şey ile alay etmez. Görünüşündeki ayıb ve kusur sebebiyle, hiçbir şeyi ayıblamaz. Bir şeyi ayıblıyan, sanki onu yaratanı ayıblamış olur. Bu ise büyük bir iş ve cür’ettir!

En Çok Okunan Yazılar

Tavsiye Ettiğimiz Temel KitaplarMeâl Okumak Câiz Midir? Ehl-i Sünnet İtikadı Nedir? Ehl-i Sünnet Olmanın Şartları Nelerdir?Her Gün Okunması Gereken Çok Mühim Bir DuâSeyyid Abdülhakîm Arvâsî Hazretleri ve Tasavvuf Terbiyesi Sultan Vahideddîn Hân'a Dâir Sualler