YATMANIN, UYUMANIN SÜNNET VE EDEBLERİ

Yerinde yanî giyinme bahsinde anlatıldığı gibi yatağın yumuşak olmaması, yatmanın sünnetlerindendir. Kalın da olmamalıdır. Zîra Peygamber efendimizin (sallâllahü aleyhi ve sellem) yattıkları yatak hafif, ince idi.

Yatarken abdest alıp, abdestli yatmak sünnettir. Zîra yatsıdan sonra abdestini yenilemek, gece kalkıp ibâdet etmeğe yardımcı olur. Şeyh Sühreverdî anlatır. Dervişlerden biri, bana Horasan’daki şeyhinin biri yatsıdan sonra, biri geceleyin uyandıktan sonra, biri de sabahdan önce olmak üzere, gecede üç defa yıkandığını anlattı. Demek ki, abdestin, gece kalkıp ibâdet etmede büyük te’siri ve kolaylığı vardır. Ayni şekilde hadîs-i şerîfde: «Abdestli uyuyan ibâdet edici olarak uyur. Ruhu ile göğe çıkar. Allahü teâlâ’ya secde için kendisine izin verilir. Abdestli yatmazsa. bunlara kavuşamaz. Bir de abdestli yatanın rü’yâsı sâdık olur» buyuruldu. Şeyh Sühreverdî bu hadîs-i şerîfi Avârifü’l-me’ârif’de bildiriyor ve şöyle yazıyor: «Kul abdestli yatınca, rûhu ile Arşa çıkar. Ve rü’yâsı sâdık olur. Abdestli yatmazsa, rûhu bu makama erişemez ve rü’yâları da karışık olur. Doğru olmaz». Sonra Şeyh Sühreverdî diyor ki: Doğru rü’yâ meyvelerini veren tahâret, temizlik, kalbin ve rûhun, nefsin arzûlarının tırmalamalarından, dünya sevgisi bulanıklıklarından, nifâk lekelerinden, ard düşünce, kin ve çekememezlik pisliklerinden temizlenmesiyle olur. Çünki insanın nefsi, fenâlıklardan ve kötü huylardan temizlenince, kalb aynası parlar. Rü’yâda levhi’l-mahfûza muttali’ olur ve ievhi’l- mahfûzdaki akla durgunluk veren gayblar ve garîb haberler, kalb aynasında hâsıl olur. İşte musannifin, abdestli yatıp uyuyan sözünün gerçek mânası, iç, yanî kalb ve ruh temizliğidir. Rü’yâ ancak bununla sâdık olur.

Yatarken ve uyandığı zaman misvâk kullanmak sünnettir. Nitekim Peygamber efendimizin (sallâllahü aleyhi ve sellem) böyle yaptığı bildirilmiştir.

Sağ yanı üzere kıbleye karşı yatmak müstehabdır. Öbür tarafa dönmek isterse, ölümü yaklaşmış kimsenin, dönmesi gibi döner. Kunye’de diyor ki: Sağ yanı üzerine yatmak mü’minin, sol yanı üzerine yatmak hükümdarların, sırt üstü yatmak peygamberlerin, yüzü koyun yatmak, kâfirlerin yatmasıdır. Bütün bunlardan sonra deriz ki, en doğrusu, bir müddet sağ yanı üzere yatmak, sonra sol yanına dönmektir. Tıb kitabları da böyle diyor.

Sağ avucunu sağ yanağının altına koyup, uyuyuncaya kadar, Allahü teâlâ’yı zikreder. Meşâyıhdan birinden anlatılır. Dedi ki: Önemli bir işi olan, yatarken abdestini tazelesin, sonra temiz yatak üzerine oturup, Peygamber efendimize (sallâllahü aleyhi ve sellem) 3 kere salevât-ı şerîfe okusun. Sonra 10 kere Fâtiha-i şerîfe, sonra 11 İhlâs-ı şerîf, sonra 3 salevât-ı şerîfe daha okusun, sonra bildirildiği gibi, yanî sağ avucu sağ yanağının altında olarak, kıbleye karşı sağ yanı üzerine yatsın. Allahü teâlâ’nın izni ile, hangi şeye niyyet etmiş ise, nasıl olacağını görür. Bu akıllara durgunluk veren havastandır. Âlimlerden birçoğu bunu denemişler ve doğru bulmuşlardır. Bu fakîr de, [yanî Seyyid Alî efendi de] bunu tekrâr tekrâr tecribe etmiş, böyle olduğunu görmüşüm.

Elbisesinin içi ile yatağı süpürür gibi yapar. Böylece yatakta, toz, toprak veya zararlı birşey varsa çıkarır. Böyle demesi, giydikleri elbisenin entari gibi bir tane oluşundandır. Elbisesinin içi ile demesi, dışının temiz kalması için olup, bunun daha kolay ve avret yerinin bunda daha az açılmasındandır. Musannifin yatağı böyle temizlemek edebdendir demesinin sebebi, arab âdetine göre, yatağın gece ve gündüz olduğu gibi kalmasındandır. Şerh-i Mesâbîh’de de böyle diyor.

Yatacağı zaman, ölüm ânındaki gibi vasiyet eder. Çünki yatar da kalkmıyabilir. İnsanlarla helâlleşir. Yemîn için helâllaşmak, keffâret ile ondan çıkmaktır demişlerdir. Zulüm, cinâyet ve benzeri gibi yaptığı zâhirî kötülüklerden, kin, hased ve benzeri gibi kötü huylardan tevbe eder. Kızgınlığını aczi sebebi ile izhâr edemeyip, ânında gereğini yapamazsa, bunu içine atar ve kin hâlini alır. Bu kin birçok kötü huylar doğurur. Bunlardan biri haseddir. Hased, kendine gelsin veya gelmesin, bir ni’metin, başkasının elinden çıkmasını istemektir, İhyâ’da da böyle diyor.

Her gece, 3 âyet de olsa, Kur’ân-ı kerîmden okumalıdır. Bostan kitâbında diyor: Yatarken: «Bismîllâhillezî lâ yedurru me’asmihi şey’ün fil-ardı ve lâ fissemâ ve hüves-semi’ul alîm» deyip, dilediği düâları okumak müstehabdır. Uyku gözlerini bürüyünciye kadar, tesbîh, tehlîl ve tahmîdde eksiklik etmemelidir. Çünki kul, yattığı gibi, ölen öldüğü gibi kalkar. Yanî sâlih amel yapmakta iken ölürse, o hâl üzere kalkar. Yahud kötü amel işlerken ölürse, yine o hal üzere kalkar.

Yatarken İhlâs ve Muavvizeteyni (Kul eûzüleri) okur. Ellerinin içine üfleyip, ellerini yüzüne, başına ve diğer uzuvlarına, bedenine sürer. Büyüklerden biri dedi ki: Mühim bir işi olan, yatacağı zaman abdest alsın. Temiz yatak üzerine oturup, İhlâs, Veşşemsi, Velleyli, Vettîni sûrelerini okusun. Herbirini okurken Besmele çeksin. Yedi gece devam etsin. Allahü teâlâ işini görür, yâhud 1, 3, 5. gecelerde, ona rü’yâda, o işinin nasıl halledileceği gösterilir.

Yatacağı zaman namaz abdesti gibi abdest alır. Yemek abdesti gibi değil. Bazılarının yaptığı gibi, uzuvlarını su ile mesh etmekle de yetinmez. Çünki o, zârûret zamanındadır. Şeyh Sühreverdî (kuddise sirruh) Avârifâ’l-meârif’de diyor ki: «Kul, arada bir bitkinlik, gevşeklik, yorgunluk hissederse ve bu hal, abdesti bozulduktan sonra, yatma zamanında abdest almasına engel olursa, uzuvlarını su ile mesh edip, bu kadarla, gafiller zümresinden çıkar.»

Uyuyacağı zaman son sözü: Rabbi kînî azâbeke yevme tüb’asü ibâdike, yanî «Yâ Rabbi, kullarını tekrar dirilttiğin gün, beni azâbından koru» olmalıdır.

Avârif’de der ki: Yatarken kıbleye dönmek iki çeşittir: Birincisi, lahidde, mezarda olduğu gibi, sağ yanı üzerine yatıp, yüzü kıbleye dönmüş olur. İkincisi, henüz mezara konmamış ölü gibi, sırt üstü yatıp, yüzü kıbleye gelir. Sonra şu düâyı okur: «Bismikellahümme veda’tü cenbî ve bike erfe’uhü, Allahümme in emsekte nefsi fağfir lehâ verhamhâ ve in erseltehâ fahfazhâ bimâ tahfazu bihi ibâdikes-sâlihîn. Allahümme innî eslemtü nefsi ileyke ve veccehtü vechi ileyke ve fevvadtü emri ileyke ve elce’tü zahrî ileyke rağbeten ve rehbeten ileyke lâ melce’e ve lâ mencee minke illâ ileyke. Allahümme âmentü bi-kitâbikellezî enzelte ve neblyyikellezî erselte.» Avârif’ül-meârif’in yazısı burada bitti.

Medârik’te der ki: Yatarken, Şehidallahü’yü… Indallahil İslâm’a kadar okursa, Allahü teâlâ, ondan yetmiş bin halk yaratır. Kıyâmete kadar onun için istiğfar ederler. Bundan sonra: «Allahü teâlâ’nın şehâdetine, şâhidlik ederim. Bu şâhidlik benim için bir emânettir» derse, Allahü teâlâ, kıyâmet günü: «Kulumun benim katımda bir ahdi vardır. Kulumu Cennete sokunuz» .buyurur.

Mişkât’ta yazıyor: «Peygamber efendimiz (sallâllahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: «Yatağına yatıp, Âyete’l-kürsî’yi sonuna kadar okuyana, Allah tarafından bir. koruyucu gönderilir ve sabaha kadar ona şeytan yaklaşmaz. Yatağına yatıp, Kâfirûn sûresini okuyan, şirkten beri olur. Tekâsür sûresini okuyan, bin âyet okumuş gibi olur. Geceleyin bunu okuyana, geceyi ibâdet ve tâatle geçirmiş sevabı verilir.» Yine buyurdu ki (sallâllahü aleyhi ve sellem): «Gece Bakara sûresinin son 2 âyetini okuyana, bu 2 âyet (yanî Amenerresûlü) her şey için yeterlidir.» Yine buyurdu (sallâllahü aleyhi ve sellem): «Allahü teâlâ, Cennet hazînelerinden 2 âyet indirdi. Bu 2 âyeti, Rahmân yed-i kudreti ile, mahlûkatı yaratmadan 2.000 yıl önce yazmıştır. Bu 2 âyeti yatsıdan sonra okuyana, geceyi ibâdetle geçirmiş sevâbı verilir.» Bunları Kadı Beydâvî tefsirinde bildirmektedir.

En Çok Okunan Yazılar

Tavsiye Ettiğimiz Temel KitaplarMeâl Okumak Câiz Midir? Ehl-i Sünnet İtikadı Nedir? Ehl-i Sünnet Olmanın Şartları Nelerdir?Her Gün Okunması Gereken Çok Mühim Bir DuâSeyyid Abdülhakîm Arvâsî Hazretleri ve Tasavvuf Terbiyesi Sultan Vahideddîn Hân'a Dâir Sualler