Sual: Osmanlılarda köle menşeli saraylıların ve devlet adamlarının vakıflar yaptığı görülmektedir. Köle vakıf kurabilir mi?

Cevap: İslâm hukukunda ibadetlerle mükellef olabilmek, suçlarından mesul tutulmak ve her çeşit hukukî muameleleri yapabilmek için ehliyeti haiz olmak gerekir. Ehliyet akıl ve bulûğ ile kazanılır. Akıl hastası ve 7 yaşından küçük çocuk hiçbir işe ehil değildir. 7 yaşından büyük çocuk, kazandırıcı muameleleri tek başına yapabilir. Kaybettirici muameleleri hiç yapamaz. Hem kazandırıcı, hem kaybettirici muameleleri velîsi veya vasîsinin izniyle yapabilir. Bu izin önce de sonra da verilebilir. Velî/vasî baştan umumî izin de verebilir. Bu çocuğa mezun (izinli) çocuk denir. Köle de hiçbir hukukî muamele yapamaz. Kölenin ehliyeti, azat edilmesine kadar askıdadır. Dinî mükellefiyetleri, hür kimselerden daha hafiftir. Cemaat, cuma, bayram namazı, kurban, zekât, fıtra, hac, cihâd ve tam tesettür ile mükellef değildir. Zimmî köle cizye ödemez. Kölenin, efendisinin izni bulunmadıkça hiçbir hukukî muamelede bulunması, hatta evlenmesi sahih değildir. Çünki kölenin mal varlığı (zimmeti) yoktur. Bunun birinci istisnası efendisiyle para ve saire karşılığı hürriyetini satın alma hususunda anlaşan mükâteb köledir. Bunun hem vücûb, hem de edâ ehliyeti vardır.

Efendisi köleye izin verirse, buna mezun (izinli) köle denir. Başka bir şart aranmaksızın tam ehliyetli hâle gelir. Bunun yaptığı hukukî muamelelerden doğacak mâlî mesuliyetler efendiye aittir. Köle, efendisinin izni olmaksızın evlenemez. Çünki evlilik efendiye mâlî mesuliyetler yükler. Ancak evli köle, efendisinin izni olmaksızın karısından boşanabilir. Çünki bundan dolayı efendiye mâlî bir yük düşmez. Osmanlı sarayındaki hanımlar veya enderundan yetişme devlet adamları, bu bakımdan mezun köle statüsüne birer misal teşkil eder. Hayır eserlerini, kendilerine izin veren efendileri sayesinde yapmışlardır.

Akıllı ve bulûğa ermiş köleye bu izin baştan umumî olarak verilebilir. Bu köleye mezun (izinli) köle denir. Bu kölenin malları, köleleri, görünüşte kendisine, hakikatte efendisine aittir. Köle olarak öldüğü zaman bu mallar, efendisine (devlet veya padişah döner. Azatlı ise, efendi belli şartlarda vâris olur. Köle veya azatlı ölünce, mallarının efendisine dönüşünü, bazıları müsâdere zannetmiştir.

En Çok Okunan Yazılar

Tavsiye Ettiğimiz Temel KitaplarMeâl Okumak Câiz Midir? Ehl-i Sünnet İtikadı Nedir? Ehl-i Sünnet Olmanın Şartları Nelerdir?Her Gün Okunması Gereken Çok Mühim Bir DuâSeyyid Abdülhakîm Arvâsî Hazretleri ve Tasavvuf Terbiyesi Sultan Vahideddîn Hân'a Dâir Sualler