Sual: Musa aleyhisselamın hayatını kısaca anlatır mısınız?

Cevap: Büyük Peygamberdir. Beni İsrail’e gelen Resûldür. Avrupalılar, buna Möise, Moşe der. Yakup aleyhisselâmın soyundandır. İmran adında bir zâtın oğludur. Yusuf aleyhisselâmdan sonra, Beni İsrail, Mısır’da çoğaldı. Dinlerine sarılıp, ibâdet ederlerdi. Fakat, zulüm ve hakaret görürlerdi. Îsâ aleyhisselâmdan bir rivayete göre, [1705] sene önce, Mûsâ “aleyhisselâm” tevellüd etti. Annesi bunu bir beşiğe koyup, Nil nehrine bıraktı. Beşik Firavunın sarayı önünden geçerken, Firavunın zevcesi (Asiye) bunu alıp büyüttü. 40 yaşına gelince, akrabalarını öğrenip, onların yanına gitti. Kendisinden 3 yaş büyük olan Harun ile buluştu. Bir gün, bir Mısırlı kâfirin [kıptinin], Beni-İsrail’den birine işkence ettiğini gördü. Kurtarırken, kıpti öldü. Korkup, Medyen şehrine gitti. Orada Şuayb aleyhisselâmın kızı ile evlendi. Ona, 10 sene hizmet etti. Mısır’a dönmek için yola çıktı. Yolda Tur dağında, Allahü teâlâ ile konuştu.

Mısır’a gelip Firavunı dine davet etti, Beni İsrail’e serbestlik verilmesini istedi. Firavun kabul etmedi. “Mûsâ büyük sihirbazdır. Bizi aldatıp, memleketimizi elimizden almak istiyor” dedi. Yanındaki vezirlere sordu. Onlar da, “Sihirbazları topla, onu mağlub etsinler” dediler. Sihirbazlar geldiler. Mısır halkı önünde, ipleri yere attılar. Her ip, yılan görünüp, Mûsâ aleyhisselâma doğru yürüdü. Mûsâ “aleyhisselâm” asasını yere bıraktı. Büyük yılan oldu. İpleri yuttu. Sihirbazlar şaşırdı. İman ettiler. Firavun kızdı. “O, sizin ustanız imiş. Ellerinizi, ayaklarınızı keseceğim. Hepinizi hurma dallarına asacağım” dedi. “Biz Musa’ya inandık. Onun Rabbine sığınıyoruz. Yalnız Onun afv ve merhametini isteriz” dediler. Kâfirlerin suları kan oldu. Kurbağa yağdı. Cilt hastalıkları ve 3 gün karanlık oldu. Firavun, bu mucizeleri görünce korktu. İzin verdi. Mûsâ aleyhisselâm, Beni İsrail ile Mısır’dan çıkıp, Kudüs’e doğru giderken, Firavun pişman oldu. Askerleri ile arkalarına düştü. Süveyş körfezi açılıp, müminler karşıya geçti. Firavun geçerken, deniz kapandı. Firavun askeri ile birlikte boğuldu.

Beni İsrail, yolda öküze tapanları gördüler. “Biz de böyle tanrı isteriz” dediler. Mûsâ aleyhisselâm, “Allahtan başka mâbud yoktur. Allah sizi kurtardı” dedi. Sonra Tih çölüne düştüler. Yolu şaşırdılar. Aç ve susuz kaldılar. Gökten (Men) ve (Selva) inerdi. Bunları yirlerdi. Asası ile yere vurdu. Su çıktı. Bundan içerlerdi. “Helva ile etten bıktık. Bakla, soğan gibi şeyler isteriz” dediler. Mûsâ aleyhisselâmı gücendirdiler. Bunun için, 40 sene çölde kaldılar. Mûsâ “aleyhisselâm”, Harun “aleyhisselâm”ı vekil bırakıp, Tur dağına gitti. Orada 40 gün ibâdet etti. Allahü teâlânın kelâminı işitti. (Tevrat) kitabı kendisine indirildi. Tih çölünde, Samiri adında bir münâfık, herkesteki altınları, süs eşyasını eritip, bunlardan bir buzağı yaptı. “Musa’nın ilahı budur. Buna tapınız!” dedi. Tapmaya başladılar. Harun aleyhisselâmı dinlemediler. Mûsâ “aleyhisselâm” Turdan gelip bu hâli görünce çok kızdı. Samiri’ye lanet etti. Kardeşinin sakalından tutup darıldı. Pişman olup kendisine yalvardılar. (Tevrat)a göre ibâdet etmeye başladılar. Mûsâ “aleyhisselâm” ümmeti ile Lut gölünün cenub tarafına geldi. (Üc bin Unk) adında bir melik ile harp etti. Şeria nehri şarkındaki yerleri ele geçirdi. Eriha şehri karşısındaki dağa çıktı. Ken’ân ilini uzaktan gördü. Yerine Yuşa aleyhisselâmı halife bırakıp 120 yaşında, orada vefât etti. Eriha şehrini, sonra Kudüs’ü, Amalika kâfirlerinden Yuşa “aleyhisselâm” ele geçirdi. Yuşa “aleyhisselâm”, Mûsâ aleyhisselâmın hemşiresinin oğludur. Yusuf aleyhisselâmın soyundan olan (Nun)un oğludur. Mısırda dünyaya gelmiştir. İstanbul’a geldiği malum değildir. Mûsâ aleyhisselâmdan 27 sene sonra, [127] yaşında vefât etti. Kabri Nablüs şehrinde veya Haleb’e yakın Mearre şehrinde veya İstanbul’dadır. Hristiyanlar buna Yeşu diyor.

(Hadikatü’l-cevami) kitabında diyor ki: “İstanbul’da, Beykoz tepelerinden birinde ziyaret edilmekte olan kabrin, Yuşa Nebî olduğu söyleniyor ise de, tarihi bilgilere uygun değildir. Bir Velî veya havarilerden birinin kabri olabilir. Böyle ise, yine kıymetlidir. Yuşa Nebinin kabri olup olmadığını kesin olarak söylemek câiz değildir. Buradaki mescidi, 1169 [m. 1755] da III. Osman hanın sadr-ı Âzamı Muhammed Saîd paşa yaptırdı. Mescitte sık sık mevlüt okunur. Dinlemeye akın akın gidilirdi. Çok toplanıldığından, III. Selim Han, fitneye sebep olmamak için, burada meşayihin zikir yapmasını men’ ve yalnız mevlüt okunmasına izin verdi.”

Mûsâ aleyhisselâmdan sonra yine bozuldular. 71 fırkaya ayrıldılar. Tevratı değiştirdiler. (Talmud) denilen din kitabı yazdılar ki (Mişna) ve (Gamara) diye 2 kısımdır. (Mîzanü’l-mevazin) kitabı, yahudilerin ve hıristiyanların ellerindeki Tevrat ve İncil dedikleri kitapların Allah kelamı olmadıklarını ispat etmektedir. Kitap fârisîdir. bastırılmıştır. 257. sayfasında diyor ki “Yahudi îtikadına göre, Allahü teâlâ, Mûsâ aleyhisselâma, Tur dağında Tevrat kitabını verdiği gibi, bazı ilimleri de ilhâm eylemiş. Mûsâ, bu ilimleri Harun’a, Yuşa’a ve El-Yeazar’a bildirmiş. Bunlar da, sonra gelen peygamberlere ve nihâyet mukaddes Yehuda’ya bildirmişler. Bu da, miladın II. asrında, bu ilimleri, 40 senede, bir kitap haline getirmiş. Bu kitaba (Mişna) denilmiş. Miladın III. asrında Kudüs’te ve VI.  asrında Babil’de Mişnaya birer şerh yazılmış. Bu şerhlere (Gamara) denilmiş. Mişna ile 2 Gamaradan birini, bir kitap haline getirip, bu kitaba (Talmud) demişlerdir. Kudüs Gamarasından meydana gelen Talmuda (Kudüs Talmudu), Babil Gamarasından meydana gelene (Babil Talmudu) demişlerdir. Hristiyanlar bu 3 kitaba düşmandır. Bu düşmanlıklarının sebeplerinden birisi, Îsâ aleyhisselâmı asmak için hazırladıkları çarmıhı taşıyan ve çarmıha gerilme hadisesinde bulunan Şem’un, Mişna’yı rivayet edenler arasındadır derler. Talmutta müslümanların inandığı şeyler de bulunduğu için, hristiyanlar, müslümanları bu bakımdan da inkâr ediyorlar.) Yahudiler kendi din adamlarına (Haham) derler. El-Yeazar, Şuayb aleyhisselâmın oğlu idi.

Tavsiye Yazı –> Kalp Temizliği Nasıl Olur?

En Çok Okunan Yazılar

Tavsiye Ettiğimiz Temel KitaplarMeâl Okumak Câiz Midir? Ehl-i Sünnet İtikadı Nedir? Ehl-i Sünnet Olmanın Şartları Nelerdir?Her Gün Okunması Gereken Çok Mühim Bir DuâSeyyid Abdülhakîm Arvâsî Hazretleri ve Tasavvuf Terbiyesi Sultan Vahideddîn Hân'a Dâir Sualler