5 — Din, bir kaderciliğin, bir kanaatkarlığın ifadesi imiş. Ezilenleri, açları uyuşturan bir ahiret fikri imiş. Ahiret nimetlerine kavuşmak için, bunları dünyada fazla istememek lazım imiş. Yaşamak sevinci ve ihtiyacı, kanaatcılığı ve kaderciliği parçalamış ve daha iyi, daha çok kazanmak için mücadeleyi doğurmuş. Dinler, donmuş, kalıplaşmış adetlere bağlı sistemlere karşı olanlardan korkarlar diyor. Din afyonu, insanı silik, isyansız, yaşamasız kılarmış.
Cevap: Böyle yalan sözlere, iğrenç iftiralara cevap vermeye değmez. Çünkü, doğrusunu bilen akıllı kimse, bunlara aldanmaz. Fakat İslam düşmanları, akılları yok ise de, kurnaz olduklarından, gençleri aldatabilmek için, onları lüzumsuz, faydasız şeylerle meşgul ederek, nefse hoş gelen, şehvete uygun afyon yutturarak, din bilgileri öğrenmelerine mâni oluyorlar. Böyle oyalanarak, uyuşturularak cahil bırakılan masum zavallıların, yukarıdaki yalanlara aldanmamaları, felakete düşmemeleri için, hakikati kısaca yazmak yerinde olur. Peygamberimiz “sallallâhü aleyhi ve sellem” efendimiz, (İlim sahibi olan, müslüman olur. Cahil olan, din düşmanlarına aldanır) buyururak, bilgili olmayı tavsiye buyurmaktadır.
Evet din, kadere inanmak ve kanaat etmektir. Fakat kader, bu zavallı cahilin zannettiği gibi çalışmamak, fazla istememek değildir. Kader, insanların ne yapacağını, Allahü teâlânın önceden bilmesi demektir. Allahü teâlâ, çalışmayı emrediyor. Çalışanları övüyor. Nisa sûresi, 94. âyetinde meâlen, (Cihat edenler, çalışanlar, uğraşanlar, oturduğu yerde ibadet edip cihat etmeyenlerden daha üstündürler, daha kıymetlidirler) buyuruldu. Resûlullah “sallallâhü aleyhi ve sellem”, (Çalışıp kazananları Allahü teâlâ sever) buyuruyor. Tarih gözden geçirilirse, İslamiyetin, çalışmak, kazanmak dini olduğu iyice anlaşılır. Resûlullah “sallallâhü aleyhi ve sellem”, (İki gün bir derecede bulunan, ilerlemeyen aldandı) buyurarak, her gün ilerlemeyi, yükselmeyi emrediyor. (İşlerinizi yarına bırakmayınız. Sonra yok olursunuz!) ve (Yabancı dil öğrenin. Düşmanın şerrinden böylece kurtulursunuz!) buyuruyor.
Ahiret nimetlerini düşünmek çalışmayı önler demek, çok insafsızlık, çok alçaklıktır. (Çalışıp kazanan kimse, ahiret günü ayın 14’ü gibi parlak olacak) ve (Âlimlerin uykusu ibadettir) ve (Helal kazanın ve hayırlı yerlere harc edin) ve (Din kardeşine ödünç verenin, günahları affolur) ve (Her şeye ulaştıran yol vardır. Cennete kavuşturan yol ilimdir) hadis-i şerifleri, çalışıp kazanmayı ve dünyada iyi yoldan kazanıp, iyi yere verenlerin, ahireti kazanacağını bildirmektedir. Din, insanları, isyan etmekten men’ edermiş. Bunun için afyon imiş. Yazarın din ve medeniyet anlayışını, bu saçmalamaları, pek iyi açıklamaktadır. Böyle sözlerin, bir ilmin, bir fikrin ifadesi olmadığı meydandadır. Körü körüne, bir din düşmanlığı yaparak, komünist düşünceli şeflerin gözüne girip, bir köşe kapmak için olan bezirganlıktan başka bir şey değildir. Dünyalık ele geçirmek için, dinlerini verenlere din yobazı denir. Yobazlar, daima aldanmış, felakete sürüklenmişlerdir. Yaranmak istedikleri şefleri, her fani gibi, koltuktan düşmüş, inanmadıkları, kafa tuttukları, yüce Allahın adaleti katına çıkarak, sonsuz azaplara yuvarlanmışlardır. Yaltakçıları, bunları unutmuş, başka partilere geçmişler. Çıkarları için, başka fanilere tapınmaya başlamışlardır.
Sonraki madde –> Bağnaz Din Düşmanlığı