Sual: Bir yakınımız vefat ettiğinde matem tutmak caiz midir? Veya Hazreti Hüseyin gibi şehit edilen bazı din büyüklerimiz için matem tutabilir miyiz?
Cevap: İslamiyette matem tutmak yoktur. Peygamber efendimiz matem tutmayı yasak etti. (Müslim) kitabında bildirilen hadis-i şerifte, “Matem tutan kimse, ölmeden tövbe etmezse, kıyamet günü şiddetli azap görecektir” buyuruldu. Yine Müslim’de bildirilen bir hadis-i şerifte Peygamberimiz, “2 şey vardır ki insanı küfre sürükler. Birisi, bir kimsenin soyuna sövmek, ikincisi, ölü için matem tutmaktır” buyurdu.
Muharremin 10. Aşure günü matem yapmak, bağırıp çağırmak, ilk olarak Muhtar-ı Sekafi tarafından ortaya çıkarıldığı (Tuhfe-i isna aşeriyye) kitabının baş sayfalarında yazılıdır. Bu bidat, mezhepsizler arasında, bir ibadetmiş gibi yayıldı. Halbuki Muhtar, bunu Kufe ahalisini aldatıp, onları Emevilerle harbe sürüklemek, böylece hükümeti ele geçirmek için bir hile olarak yapmıştı.
Matem yasak olmasaydı, herkesten önce Peygamber “sallallâhü teâlâ aleyhi ve sellem” efendimizin ölümü için matem tutulurdu. Sonra hazret-i Ömer ve hazret-i Osman ve hazret-i Ali ve hazret-i Hüseyin şehit edildikleri için matem tutardık. Bunların hepsini çok seviyoruz. Şehit edildikleri için çok üzülüyoruz. Fakat matem yapmıyoruz. Matem yapmıyoruz, ama kalbimiz kan ağlıyor. Müslümanların matem yapması ve başkalarına lanet etmeleri yasak edildiği için, matem yapmıyoruz.
İslamiyette, musibetler için bağırmak, dövünmek, matem tutmak, Allahü teâlânın kaza ve kaderine karşı gelmek demektir. Evet, sevdiği için ağlamak câizdir. Resûlullah “sallallâhü aleyhi ve sellem” kıymetli zevcesi Hadicet-ül Kübrâ “radıyallâhu anha” ve çok sevdiği ciğerparesi oğlu İbrahim vefât edince ve her zaman methettiği amcası Hamza’yı “radıyallâhu anh” Uhud gazasında şehit olmuş görünce, pekçok üzüldü, içi yandı. Ashâbının önünde çok ağladı. Fakat, hiç dövünmedi. Hiçbir zaman, matem tutmadı. Resûlullah “sallallâhü aleyhi ve sellem” zamanında, Muharremin onuncu gününe önem verilir, oruç tutulur, fazla ibâdet yapılırdı. Fakat, o gün ve başka gün, daha büyük acılar çektiği hâlde, matem tutulmazdı. Matem, hristiyanlıkta olur. Kâfirler yapar. Ehl-i sünnet, İsmail “aleyhisselâm” için de, Hasan, Hüseyin efendilerimiz için de, senede 1 kere değil, her zaman üzülür, ağlar. Her Cuma hutbede Hasan, Hüseyin “radıyallâhu anhüma” okununca, Ehl-i sünnetin ciğerleri yanmakta, gözleri kan ağlamaktadır. Fakat, Resûlullah “sallallâhü aleyhi ve sellem” matem tutmayı yasak ettiği için, hiçbir zaman matem tutmazlar, taşkınlık yapmazlar.
İslamiyette doğum gününü kutlamak, Allahü teâlâya şükretmek vardır. Peygamber efendimiz “sallallâhü teâlâ aleyhi ve sellem”, Pazartesi günü oruç tutardı. Sebebini sorduklarında, “Bugün dünyaya geldim. Şükür için oruç tutuyorum” buyurdu.
Tavsiye yazı –> Eshab-ı kiramın üstünlük sıralaması nasıldır?