Bu mektup, yine Mollâ Sâdık-ı Kabili’ye yazılmıştır. Allahü teâlâ her şeyi sebeple yaratmakta ise de, belli bir sebebe bağlanmak lazım olmadığı bildirilmektedir:
Kardeşim Mollâ Muhammed Sâdık! Bütün varlığınızla sebeplere bağlandığınıza şaşılır. Sebepleri yaratan “teâlâ ve tekaddes”, her şeyi sebeplerle yaratmakta ise de, her şey için belli bir sebebe yapışmak doğru değildir. Mısra tercümesi:
Bir kapı kapanırsa, üzülme ey gönül, başkası açılır!
Bu kısa görüşlülük, çok uygunsuz kimselerde bulunur. Sizin gibilerde bu hâli görmek pek çirkindir. Biraz kendinize geliniz! Bu kötülüğün derecesini anlayınız! Hem mütteki olmak, hem de Allahü teâlânın sevmediği şeylerin peşinde koşmak, çok çirkin bir iştir. Bu çirkinliğin, sizin gözünüze güzel görünmesine pek şaşılır. Çok lazım olan şeyleri, ihtiyacı giderecek kadar elde etmek için çalışmalıdır. Bütün vakitleri oraya vermek ve bütün ömrü onun arkasında geçirmek, tam bir ahmaklıktır. Fırsatın kıymetini biliniz! Bu fırsatı, sonu gelmez, lüzumsuz şeyleri elde etmek için kaçıranlara binlerle yazıklar olsun! Mektuplaşmamız lâzımdır. Habercinin vazifesi, yalnız haber vermektir. İnsanların dedi-kodularına aldırmayın! Buna üzülmeyiniz! Size sürmek istedikleri lekeler, sizde bulunmadığı için, üzülmeniz doğru değildir. Herkesin kötülediği bir kimsenin iyi olması, çok büyük saadettir. Fakat, bunun aksi olursa, çok tehlikelidir. Vesselâm.